Jet Motoru | Jet Motoru Teknolojisi – Jet Ä°lkesinin Uçaklara Uygulanması – Jet Motorunun Çalışma Ä°lkesi – Jet Ä°tmesi Türleri
Hale - 16 Åžubat 2012 Bilimsel GeliÅŸmeler | Sosyal ve Fen Bilimleri 0 0 Okunma : 4116
İçerik Hakkında Bilgi
- Bu içerik 25.06.2009 tarihinde Hale tarafından, Bilimsel GeliÅŸmeler - Sosyal ve Fen Bilimleri bölümünde paylaşılmıştır ve 3286 kez okunmuştur.
Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum
İçerik ve Kategori Araçları
- Kategoriye Abone Ol
- Makalenin Çıktısını Al
- Makaleye Yorum ekle
- Son Güncellenme Tarihi: 21 Åžubat 2012, Salı 08:16
Jet Motoru
Jet Motoru Teknolojisi
Jet Motoru, uçakların ve uzaya gönderiÂlen roketlerin havada yüksek hızla hareket etmesini saÄŸlar. Tepkili motor olarak da bilinen jet motorunun çalışma ilkesini tam olarak anlamak için önce cisimlerin gaz ya da sıvı gibi bir akışkan içinde nasıl yol aldığına iliÅŸkin genel kuralları bilmek gerekir.
Herhangi bir cismin, bir gazın ya da sıvının içinde hareket edebilmesi için, içinde bulunÂduÄŸu akışkanı gitmek istediÄŸi yönün tersine doÄŸru itmesi gerekir. ÖrneÄŸin suda yüzerken ya da sandalla giderken, suyu kol ve bacaklaÂrımızla ya da kürekle geriye doÄŸru iteriz; kuÅŸlar, havada durabilmek ve ileri doÄŸru uçabilmek için çevrelerindeki havayı kanatlaÂrıyla aÅŸağıya ve arkaya doÄŸru iterler. GemileÂrin ya da uçakların pervaneleri de motorun gücünü, suyu ya da havayı geriye doÄŸru iten bir kuvvete dönüştürür. 17. yüzyılda bilim adamı Sir Isaac Newton temel bir fizik yasası keÅŸfetti; buna göre doÄŸadaki her etki, kendiÂsine eÅŸit büyüklükte ama ters yönde bir tepki doÄŸurur. Demek ki, bir pervanenin suyu ya da havayı geriye doÄŸru itme etkisi yani kuvveti, pervanenin üzerinde bu kez onu ileri doÄŸru sürükleyen bir tepki kuvvetinin doÄŸmaÂsına yol açar. Pervane üzerindeki tepki, pervanenin baÄŸlı olduÄŸu gemiyi ya da uçağı hareket ettirir.
Tepki kuvvetinin büyüklüğü iki öğeye baÄŸÂlıdır: Bunlar, arkaya doÄŸru itilen akışkanın miktarı ile bu akışkana kazandırılan ivmedir. Pervaneler genellikle çok miktarÂda hava ya da su üzerinde etki yapar ama bunÂları ancak düşük bir hızla geriye doÄŸru iter. Daha az miktarda akışkanı daha yüksek bir hızla hareket ettirerek de aynı etki elde edilebilir. Çok güçlü püskürme sonucu oluÅŸan ÅŸiddetli hava ya da su akımına jet, bu püskürme sonucu doÄŸan tepki kuvvetinin geriye doÄŸru itme etkisine jet itmesi ve bu ilkeye dayalı olarak çalışan motorlara da jet motoru denir.
Jet itmesine doÄŸada da rastlanır. Kalamar ve mürekkepbalığı gibi yumuÅŸakçalar içlerine çektikleri suyu geriye doÄŸru hızla püskürterek yer deÄŸiÅŸtirirler. Jet itmesinden ilk yararlanan kiÅŸi, Ä°S 1. yüzyılda yaÅŸamış olan Yunanlı bilgin Ä°skenderiyeli Heron’dur. Heron ilginç bir oyuncak yapmıştı; aeolipil denilen bu aygıt, bir buhar kazanı ile bu kazandan çıkan iki borunun ortasına yerleÅŸtirilmiÅŸ bir küreÂden oluÅŸuyordu. Borulara serbestçe dönebileÂcek biçimde tutturulmuÅŸ olan küreden ayrıca iki küçük, daha dar ve kıvrık boru çıkıyordu. Kazanın içindeki su, alttaki ateÅŸin ısısıyla kaynayarak buharlaşıyor, buhar boruların içinden akarak küreye geçiyor ve buradan da küçük borulardan dışarı püskürüyordu. PüsÂkürme sonucu oluÅŸan hava jeti de kürenin ters yönde dönmesini saÄŸlıyordu. Günümüzde çimenleri sulamak için kullanılan döner fıskiyeler de aynı biçimde çalışır.
Jet itmesini yararlı biçimde kullanan ilk mucit ise ABD’li James Rumsey oldu. Rumsey, 1787’de yüksek basınçla su fışkırtan bir yangın söndürme hortumunun büyük bir kuvÂvetle geriye, hortumu tutan itfaiyeciye doÄŸru itildiÄŸine dikkat etmiÅŸti. Bu gözleminden yaÂrarlanan Rumsey, bir tekneye bir buhar makinesi ile bir pompa yerleÅŸtirdi; buhar makinesinin çalıştırdığı pompa teknenin altınÂdan su emiyor ve bunu gene suyun içinde geriye doÄŸru püskürtüyordu. Rumsey tekneÂsini Potomac Irmağı’nda baÅŸarıyla yüzdürdü. Rumsey’in bu buluÅŸu çok uzun süre ilgi görmedi, ama günümüzde aynı bu ilkeye dayalı olarak çalışan pek çok deniz motoru vardır. Bu tür teknelerde suyu püskürten memeler saÄŸa sola döndürülerek tekne isteniÂlen yönde hareket ettirilebilir.
Jet İlkesinin Uçaklara Uygulanması
Uçaklarda jet itmesi ilkesinden 1940’larda yararlanılmaya baÅŸlandı. II. Dünya Savaşı sırasında, pistonlu motorla çalışan uçakların artık daha fazla geliÅŸtirilemeyeceÄŸi ortaya çıkmıştı. Gerçi o dönemde 2.000 kilovvatt güç üretebilen pistonlu motorlar yapılabiliyordu, ama 3 ton ağırlığındaki bu motorlar son derece büyük ve karmaşıktı; uçakların gideÂrek hantallaÅŸmasına neden oluyordu. Artık daha küçük ve daha hafif, ama daha etkili ve daha büyük güç üreten motorlara gereksinim vardı.
Bu gereksinmeyi karşılamak için gaz türÂbinleri yapılmaya baÅŸlandı. 1930’ların başınÂdan beri Ä°ngiltere ve Almanya’da uçak tasaÂrımcıları bu tür motorlar üzerinde çalışmakÂtaydılar. Ä°ngiliz mucit Frank Whittle 1930’da bir gaz türbini geliÅŸtirmiÅŸ ve patentini almıştı; bu tür bir motor takılmış ilk uçak 1941’de yapıldı. Whittle’den kısa bir süre sonra çalışmaya baÅŸlayan Alman tasarımcı Hans von Ohain ise gerekli mali desteÄŸi daha kısa sürede buldu ve ilk uçağını AÄŸustos 1930’da uçurdu.
Jet Motorunun Çalışma İlkesi
Whittle ile Ohain’in motorları aynı ilkeye göre çalışıyordu. Kısaca türbojet denilen türbinli jet motorları, aynı döner mil üzerine oturtulmuÅŸ bir kompresör ile bunun arkasındaki bir türbin çarkından oluÅŸur. Åžaft ya da rotor denilen bu mil dönerken kompresör motorun ön tarafından içeri hava çeker ve bu havayı iyice sıkıştırır. Sıkışmış hava daha sonra yanma odasına gönderilir ve buraya püskürtülen gazyağına benzer bir sıvı yakıt olan jet yakıtıyla karıştırıÂlarak sürekli olarak yakılır. Yanma sırasında kızgın gazlar oluÅŸur. Bu gazların yanma odasıÂnın arkasından hızla kaçmasına olanak tanıÂnır. Gazlar dışarı püskürürken bu arada türbinin kanatlarına çarparak çarkın ve onun baÄŸlı olduÄŸu milin dönmesini saÄŸlar. Mil döndükçe, öndeki kompresörü çalıştırır. BöyÂlece, sıcak gazların itme kuvvetinin bir bölüÂmünden türbin çarklarının döndürülmesi ve kompresörün çalıştırılmasında yararlanılır; ama gazların asıl büyük kütlesi motorun arkasından dışarı hızla püskürür. Ä°ÅŸte bu hızlı geri püskürmenin yol açtığı tepki kuvveti uçağı ileri doÄŸru iter.
Jet motoru büyük yükseltilerde oldukça verimli biçimde çalışır; aslında bu motorların verimi, hava soÄŸudukça artar. Jet motorlarıyÂla ses hızının iki ya da üç katına ulaşılır. Uygun bir tasarımla havanın motora giriÅŸi yavaÅŸlatılabilir ve böylece uçağın hızı ne olursa olsun havanın kompresöre ses hızından daha düşük bir hızla ulaÅŸması saÄŸlanır. Daha sonra yanma odasında ısınan havanın püskürÂme hızı tekrar artar, çünkü sıcak gazlar daha hızlı hareket eder. Jet motoru aslında basit bir makinedir; ama 1.300°C’ye kadar çıkan sıcakÂlıklarda çalıştığından, bu sıcaklığa dayanabiÂlen, ısıya karşı dirençli özel metallerden yapılmalıdır. Pistonlu motorlarda pistonların hareket yönü sürekli olarak deÄŸiÅŸir; buna karşılık jet motorlarında sürekli olarak aynı yönde dönen büyük, tek bir hareketli parça vardır. Bu nedenle jet motorlarında aşınma ve yıpranma daha azdır; daha az enerji kaybı ve çok daha az titreÅŸim olur.
BaÅŸlangıçta jet motorları askeri uçaklarda özellikle de yüksek hızın çok önemli olduÄŸu bombardıman, avcı ve keÅŸif uçaklarında kulÂlanıldı. Ama, birkaç yıl içinde üstünlüklerinin anlaşılmasıyla yolcu uçaklarında da kullanılÂmaya baÅŸlandı. Jet motorlarıyla yolcu uçaklaÂrı çok yükseklerde uçabilir ve burada hava daha ince ve seyrek olduÄŸundan hava direnci de daha azdır, bu nedenle uçaklar yüksekte daha az yakıt harcayarak, daha hızlı yol alabilir. Yolcular sarsıntısız, sessiz bir yolcuÂluk kadar yolculuk süresinin kısa olmasına da önem verirler.
Düşük hızlarda ve alçak uçuÅŸlarda türbojet, kendi gücündeki bir pistonlu motora göre daha fazla yakıt yakar; bu nedenle bu motorÂlar hafif uçaklarda genellikle kullanılmaz. Orta hızlardaki uçaklar için, basit gaz türbiniyle geleneksel pervane sistemini birleÅŸtiren bir yöntem bulunmuÅŸtur. Pervaneli türbin motoru ya da kısaca türboprop denilen bu motorda, türbin mili öne doÄŸru uzayarak uçağın pervanesini döndürür. Bu sistemde türbin, egzoz gazlarının hemen hemen tüm enerjisini pervaneye aktarır. Böylece yakıt tüketimi ve gürültü azalır.
Türbojetler de büyük ölçüde geliÅŸtirilmiÅŸÂtir. Ä°ngilizler’in ve Almanlar’ın yaptığı ilk jet uçaklarında merkezkaç kompresörler kullaÂnılmıştı. Bu tür kompresörlerde havayı içeri doÄŸru tek bir büyük kompresör çarkı emiyorÂdu. Daha sonraları bunların yerini eksenel kompresörler aldı; bu kompresörlerde hava bazıları sabit, bazıları hareketli bir dizi küçük kanatçık tarafından emilerek içeri beslenir. Bu eksenel kompresörler jet motorunun veriÂmini büyük ölçüde artırdı. Çift ÅŸaftlı jet motorlarında ise, iç içe geçmiÅŸ iki mil vardır; her iki mil de kompresöre ve türbine baÄŸlıdır. Bu motorlarda içeri çekilen havanın bir bölüÂmü yanma odasına sokulmadan ve türbin çarklarına çarptırılmadan doÄŸrudan doÄŸruya çıkış aÄŸzına geçirilir ve burada egzoz gazlarıyÂla birlikte hızla dışarı püskürtülür.
Türbojet ve türboprop ilkelerinin birlikte uygulandığı jet motorlarına ise türbofan deÂnir. Türbofanlarda öndeki kompresörün sıkışÂtırdığı havanın bir bölümü yanma odasından ve türbinden geçirilmeden, özel bir kanaldan doÄŸrudan doÄŸruya çıkış aÄŸzına gönderilir. Daha sessiz çalışan jet motorları yapmak için çalışmalar sürmektedir; böylece jet yolcu uçakları çevrede yaÅŸayanları rahatsız etmeden büyük kentlerin yakınındaki havaalanlarına inip kalkabilecektir. En son geliÅŸtirilen türboÂfanlarda gürültü sorunu hemen hemen tümüyÂle ortadan kaldırılmıştır.
Jet motorunun oluÅŸturduÄŸu tepki kuvvetiÂnin yönü, motorun arkasından dışarı çıkan gazların püskürme yönünün tam tersi yönünÂde olduÄŸundan, gazların çıkış yönü deÄŸiÅŸtirileÂrek tepkinin yönü de deÄŸiÅŸtirilebilir. Buna yönelik olarak önceleri, motorun içine ya da arkasına “tepki tersindiricisi” denilen özel siperlikler yapıldı; bu siperlikler kapandığınÂda gazların püskürme yönü tam tersine dönüÂyor ve böylece bu kez uçağın önüne doÄŸru püsküren gazlar, arkaya doÄŸru bir tepki kuvÂveti yaratıyordu. Bu sistemden iniÅŸ sırasında uçağı yavaÅŸlatmak için yararlanılıyordu. Daha sonraları motorlara gaz püskürtülmesinin yöÂnünü istenilen biçimde ayarlayan özel “tepki yönlendiricileri” eklendi ve böylece ortaya, kısaca VTOL denilen düşey kalkış ve iniÅŸli uçaklar çıktı. Bu uçakların motorlarında buÂlunan hareketli memelerin yardımıyla egzoz gazlarının çıkış yönü kolayca denetlenebilir. Normal uçuÅŸ sırasında memeler arkaya doÄŸru gaz püskürtür; uçağı yükseltmek ya da aynı yükseklikte tutmak için memeler aÅŸağıya çevrilir ve böylece yukarı doÄŸru bir tepki kuvveti oluÅŸturulur. VTOL’ların baÅŸka bir türünde, kaldırma jetleri denilen ayrı motorlar vardır; egzoz gazını yalnızca aÅŸağı doÄŸru püskürten bu motorlar, uçağın havada belirli bir yüksekÂlikte kalması istendiÄŸi zaman çalıştırılır.
En yaygın kullanılan jet motoru gaz türbiÂnidir; ama uçaklarda tepki kuvvetinden yararÂlanmak için baÅŸka yöntemler de uygulanır. ÖrneÄŸin “ani itmeli motor” anlamına gelen palslı jet motorları’nûn, kompresör ve türbin yoktur; bunların ön tarafında yaylı pencereler vardır ve bu pencerelerin açılıp kapanmasıyla içeri hava çekilir. Hava daha sonra yanma odasına gönderilir ve burada yakıt ile birlikte birbirini izleyen çok hızlı patlamalarla yakılır. Yanma sırasında yükselen gaz basıncının etkiÂsiyle hava giriÅŸindeki pencereler kapanır ve egzoz gazları arkadaki jet borusundan hızla dışarı çıkar. Yanma tamamlandığı zaman basınç düşer, hava giriÅŸ pencereleri açılır, motora yeni hava çekilir ve aynı süreç yineÂlenir.
Jet motorlarının daha da basit bir biçimi olan ramjet, hareketli hiçbir parçası olmayan bir motordur ve bu haliyle kompresörsüz ya da türbinsiz bir türbojete benzer. Bu motorÂlarda hava, motorun içine uçağın kendi hızıyÂla girer ve aynı etkiyle yanma odasında sıkışır. Burada yanan gazlar hızla genleÅŸir ve bu genleÅŸmenin etkisiyle çıkış aÄŸzından dışarı püskürür. Görüldüğü gibi ramjetler ancak uçak hızla uçarken çalışır, bu nedenle bu tür bir motorla donatılmış bir aracın baÅŸka bir yolla fırlatılması ve yüksek hıza ulaÅŸması gerekir. Bu yüzden ramjetlerden yalnızca füzelerde ve benzeri uygulamalarda yararlaÂnılır.
Jet İtmesi Türleri
Roketlerde Jet Ä°tmesi
Jet motoruyla saÄŸlanan tepkinin her zaman egzoz gazının çevredeki havayı itmesinden kaynaklandığını düşünmek yanlış olur. BaÅŸka bir deyiÅŸle jet itmesi için mutlaka havanın bulunması gerekmez; hatta boÅŸlukta jet itmeÂsi çok daha etkilidir; ama Dünya atmosferinin dışında gaz türbini kullanılamaz, çünkü türÂbinde yakıtın yanabilmesi için havadaki oksiÂjene gereksinim vardır. Bu nedenle atmosfer dışında jet itmesi ilkesine dayalı olarak çalışan roketlerde, yakıtın yanması için gerekli oksiÂjen ya sıvılaÅŸtırılmış olarak roketin içinde taşınır ya da oksijen içeren bir katı yakıt kullanılır. Yakıt ve oksijen karışımının yanma odasında yanmasıyla ortaya çıkan gazlar büÂyük bir hızla çıkış borusundan dışarı püskürür. Roketlerde küçük bir motorla çok yüksek bir tepki kuvveti elde edilebilir, ama bunların çalışma süresi sınırlıdır, çünkü taşıdıkları okÂsijen bitince dururlar. Uçaklarda bir anda hızı ya da tırmanma yüksekliÄŸini artırmak amacıyÂla, ek roket motorlarından yararlanılabilir.
Uzay araÅŸtırmalarında da roket en önemli araçtır. Katı yakıtlı roketlerde hiçbir hareketli parça yoktur; son derece hafif ve basit oldukÂlarından bu roketler füzelerde kullanılır. TepÂki kuvvetinin artırılıp azaltılması gereken ya da duyarlı denetim gerektiren uygulamalarda ise sıvı yakıtlı roketlerden yararlanılır.
Uçakların ya da uzay araçlarının rotasının denetlenmesinde de tepki ilkesinden yararlaÂnılır. Düşey iniÅŸ ve kalkışlı bir uçak havada asılı dururken, uçağın yüzeyleri üzerinde hava akımı olmadığından bu yüzeyler üzerinde havanın kaldırma kuvveti de bulunmaz. Bu durumda uçağın havada kalabilmesi için kaÂnat uçlarında, burunda ve kuyrukta bulunan küçük jet memelerine kompresörle hava basıÂlır. Pilot bu memelerden birini ya da bir baÅŸkasını açıp kapayarak dışarı hava püskürÂtür ve böylece uçağı istediÄŸi konuma getirebiÂlir. Benzer biçimde, bir uzay aracının yörünÂgesini deÄŸiÅŸtirmek ya da uzay aracına belirli bir manevra yaptırmak istendiÄŸi zaman, aracın belirli noktalarında bulunan çok küçük, denetlenebilir gaz jetleri ateÅŸlenerek istenilen tepki kuvveti elde edilir. Uzayda en küçük kuvvet bile uzay aracını döndürmeye baÅŸlar; bu nedenle araca istenilen konum verildikten sonra aracın dönmesini durdurmak için, baÅŸÂlangıçta uygulanan kuvvete eÅŸit ama ters yönlü bir kuvvet uygulanır.
Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum
Bu içerik 25.06.2009 tarihinde Hale tarafından, Bilimsel GeliÅŸmeler - Sosyal ve Fen Bilimleri bölümünde paylaşılmıştır ve 3286 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.
Jet Motoru | Jet Motoru Teknolojisi - Jet İlkesinin Uçaklara Uygulanması - Jet Motorunun Çalışma İlkesi - Jet İtmesi Türleri orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...