Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Hipertansiyon Nedir? | Nedenleri Ve Belirtileri Nelerdir? Nasıl Tedavi Edilir?


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 09.12.2007 tarihinde hale tarafından, Hastalık Tanımları, Belirtileri, Tedavileri bölümünde paylaşılmıştır ve 8103 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Hipertansiyon Nedir?

Neler Bilmeliyiz?


:z31: Yüksek tansiyon (hipertansiyon), tüm Dünyada ciddi olarak insan ve toplum sağlığını tehdit eden, kalp krizi, felç ve böbrek yetmezliği gibi ölümcül sonuçlara yol açan, tehlikeli ve yaygın bir hastalıktır. Kan basıncı ile kalp damar hastalıkları arasında yakın ilişki vardır. Kan basıncı ne kadar yüksekse kalp krizi, kalp yetmezliği, felç, göz ve böbrek hastalıkları gelişme riski de o kadar yüksektir.

:z31: Oluşturduğu şikayetler silik, oldukça az veya hiç yoktur. Bu yüzden “sessiz katil” olarak adlandırılır. Hipertansiyonu olanların yalnızca yarısı hastalıklarının farkındadır, farkında olanların ancak yarısı ilaç kullanmakta, ilaç kullananların ise ancak yarısının tansiyonu kontrol altındadır. Türkiye’de her 3-5 kişiden biri yüksek tansiyon hastasıdır.

:z31: Oysa yüksek tansiyon, tanı ve tedavisi kolay bir hastalıktır. Yüksek tansiyonun yol açtığı bir çok ölüm, erken tanı ve tedavi ile önlenebilir. Önemli olan hastalığın çok önemli olduğunu kabul etmek ve yapılması gerekenleri yapmaktır.


Hipertansiyonun hedef organları: Damarlar (özellikle kalp damarları), böbrekler, kalp, göz ve beyin. Damarlarda ateroskleroza (damar sertliği) neden olup darlık ve tıkanıklıkların gelişmesine neden olurken, böbreklerde ileride böbrek yetmezliğine kadar giden hasara, kalpde kas kalınlaşmalarına ve kalp yetmezliğine. gözlerde körlüğe kadar giden hipertansif retinopatiye, beyinde ise kanama ve bunun sonucunda inmeye (felç) neden olabilir.

Yüksek tansiyon nedir?

Tansiyon, kanın damarlar içindeki sahip olduğu basınçtır. Bu basıncın bir üst sınırı (büyük veya sistolik tansiyon), bir de alt sınırı (küçük veya diyastolik tansiyon) vardır. Yüksek tansiyon ise bu basıncın insan sağlığını tehdit edecek boyutlara çıkmasıdır.

Normal tansiyon; normalde küçük tansiyon 80 mm cıvanın (veya 8), büyük tansiyon (sistolik basınç) ise 120 mm cıvanın (veya 12) altındadır. Büyük tansiyonu 140 mm cıvanın, küçük tansiyonu ise 90 mm cıvanın üzerinde olan kişiler, kesin yüksek tansiyonlu ya da hipertansiyonlu olarak nitelendirilir. Büyük tansiyonu 120-139 arasında, küçük tansiyonu ise 80-89 mm cıva arasında olan kişiler ise yüksek tansiyon adaylarıdır.

Uygun ölçüm koşullarında (bakınız: nasıl ölçelim) büyük (sistolik) tansiyonun 140, küçük (diyastolik) tansiyonun 90 mmHg ve üzerinde olması hipertansiyon tanısı koydurur.


Ülkemizde Durum:

:z31: Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nce 2003 yılında yapılan “Türk Hipertansiyon Prevalans Çalışması” hastalığın sıklık ve yol açtığı sağlık sorunlarıyla ilgili önemli sonuçlar ortaya koymuştur.

:z31: Hipertansiyonla ilgili bugüne kadar yapılan en kapsamlı çalışmadan aşağıdaki çarpıcı veriler elde edilmiştir:

:z31: Türkiye genelinde hipertansiyon görülme sıklığı % 31,8’dir. Ülkemizde her üç kişiden biri hipertansiyon hastasıdır, yani başka bir deyişle Türkiye’de yaklaşık 15 milyon hipertansiyon hastası bulunmaktadır.

:z31: Hipertansiyon saptananların % 38’inin daha önce hipertansiyon tanısı aldığı, % 62’sinin ise ilk kez bu çalışma sırasında hipertansif olduğunu öğrendiği belirlenmiştir. Buna göre ülke genelinde hipertansiyonu olan her 3 kişiden 2’si hipertansif olduğunun farkında değildir.

:z31: Hipertansiyon kadınlarda daha fazla görülmektedir. Erkeklerde % 27,5 sıklıkta bulunurken kadınlarda bu oran % 36,1’dir.

:z31: Hipertansiyon hastası olup kan basıncı yeterli kontrol edilenlerin oranı sadece % 21’dir. Bu da, 5 hipertansiften 4’ünde kan basıncı kontrolünün yeterli yapılmadığını göstermektedir.

:z31: Hipertansiyon saptanan bireylerde yapılan idrar ve kan analizleri ile % 27,4’ünde böbrek hasarının göstergesi olan “mikroalbuminüri”nin varlığı saptanmıştır. Her 3 hipertansiften birinde böbrek hasarı saptanmasının altında yatan neden, hipertansiyonun geç fark edilmesi ve yeterince kontrol altında tutulmamasıdır.

Bu veriler hipertansiyonun tanı ve tedavisinin toplumumuzda önem verilmesi gereken önemli sağlık problemlerinden biri olduğunu göstermektedir.

Nasıl Ölçelim?

Beyaz Gömlek Hipertansiyonu

Bazı insanlarda ev ortamında ölçülen tansiyonlar normal olmasına rağmen, sağlık kuruluşu, sağlık personeli veya doktor ölçümlerinde yüksek çıkabilir. Biz buna “beyaz gömlek hipertansiyonu” diyoruz. Beyaz gömlek hipertansiyonu da kalıcı tansiyon yüksekliği kadar olmamakla birlikte problemlere neden olabilir. Bu tür tansiyonu olanların kendi gündelik hayatlarında kan basıncının normal olup olmadığını anlamak, böylece kalıcı hipertansiyondan ayırmak için “sürekli kan basıncı ölçüm sistemi (ABPM)” kullanılabilir. Bununla ilgili uygun önerileri doktorunuz yapacaktır.

Hipertansiyonun nedenleri ve belirtileri nelerdir?

Hipertansiyonun nedenleri nelerdir?

Yüksek tansiyon çok büyük oranda (%95’in üzerinde) genetik faktörlerin de içinde olduğu insan yapısına ait birden fazla faktörün bir arada bulunmasıyla oluşur. Küçük bir kısmından ise (%3-5) böbrek, damar veya hormon hastalıkları sorumludur.

Doktorunuz yapacağı muayene ve tetkiklerle, tansiyon yüksekliğinizin hangi grupta olduğunu size söyleyecektir.

Yüksek tansiyonun oluşmasındaki faktörler

Değiştirilemez Faktörler

Kalıtım: Ailesinde yüksek tansiyon hastası bulunan kimselerde hipertansiyon gelişme riski yüksektir. Ancak bu, yüksek tansiyonluların yakınlarında da mutlaka yüksek tansiyon gelişeceği anlamına gelmez. Ancak bu kişiler daha dikkatli olmalıdır.

Yaş: Yüksek tansiyon genellikle 35 ile 50 yaşları arasında ortaya çıkar. Ancak bu hastalık daha genç yaşlarda da gelişebilir.

Cinsiyet: Yüksek tansiyon 50 yaşından küçük erkeklerde, kadınlara göre daha sık görülür. 50 yaş üstünde ise kadınlarda erkeklere göre sıklığı artar.

Şeker hastalığı: Şeker hastalarında yüksek tansiyonun ortaya çıkma riski, şeker hastası olmayanlara göre daha fazladır. Şeker hastalarında hipertansiyonun kontrolü çok daha önemlidir ve çok daha aşağılara çekilmesi gerekir.

Değiştirilebilir Faktörler

Şişmanlık: Fazla kilolar, kan basıncı üzerinde olumsuz rol oynayarak yüksek tansiyona zemin hazırlar. Bu yüzden fazla kiloların verilmesi, kan basıncının normal düzeye indirilmesine büyük ölçüde yardımcı olur.

Sigara: Sigara, yüksek tansiyonun damarlar üzerindeki zararlı etkilerini hızlandırır.

Tuz: Yüksek kan basıncı, tuzlu yiyeceklerle daha da yükselir.

Stres: Aşırı sıkıntılı bir yaşam biçimi, yüksek tansiyonun ortaya çıkması için zemin hazırlar.

Hareketsizlik: Düzenli yapılan egzersiz ve spor, yüksek tansiyonun kontrol altına alınmasını kolaylaştırır.

Fazla alkol: Aşırı miktarda alınan alkol, damar sağlığı üzerinde olumsuz etkide bulunur. Günlük alkol tüketimi en fazla 60 ml viski, rakı veya votka, 300 ml şarap veya 720 ml bira olmalıdır. Kadınlar ve zayıf olanlarda bu miktarlar daha az olmalıdır.

Hipertansiyonun belirtileri nelerdir?

Yüksek tansiyon hastalığının belirtileri, sabahları ense bölgesinde hissedilen ağrı, nefes darlığı, çarpıntı, baş dönmesi, baş ağrısı, sık idrara çıkma olabilir. Daha da önemlisi; tansiyon yüksek, hatta çok yüksek olduğu halde bazı hastalarda hiç bir şikayet olmayabilir.

Hipertansiyon Nasıl Tedavi Edilir?

Yüksek tansiyon; kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı, sigara, şişmanlık gibi kalp damar hastalığına zemin hazırlayan ve ilerlemesini hızlandıran önemli risk faktörlerinden biridir. Bunun için yüksek tansiyon tedavisinde diğer risk faktörlerinin de olup olmadığı araştırılmalıdır.

Kan basıncını normale indirmek için hayatınızda bazı değişiklikler yapmanız ve değiştirilebilir faktörlere dikkat etmeniz gerekir. Yüksek tansiyona karşı mücadelede atılacak en önemli adım, fazla kilolar varsa vermek ve yediklerinizi kontrol altına almaktır. Bunun için az tuzlu yemeniz (tamamen tuzsuz değil) ve katı yağlı yiyeceklerden kaçınmanız, porsiyonlarınızı küçültmeniz etkili bir önlem olacaktır. Fazla olan her 10 kilonun verilmesi yüksek tansiyonun 5-20 mm cıva düşmesini sağlar. Diyetin, meyve, sebze ve katı yağ içeriği azaltılmış süt ürünlerinden zengin olması da tansiyonun normale dönmesinde katkıda bulunur.

Düzenli spor yapmanız (veya daha da kolay olarak haftada en az 3 gün ve en az 30 dk tempolu yürüyüş) bir çok yararlı etkisinin yanı sıra yüksek tansiyonu 4-9 mm cıva kadar düşürür.

Sigarayı bırakmanız, alkol tüketimini azaltmanız ve stresle başa çıkmaya çalışmanız da yüksek tansiyonu kontrol altına almaya yardımcı olur.

Yaşam biçiminizde yapacağınız bu değişikliklere karşın kan basıncınız hala yüksekse veya tansiyonunuzun yalnızca bu önlemlerle normale dönmeyeceğini düşünüyorsa, doktorunuz size ilaç tedavisi uygulayacaktır. İlaç tedavisinde kullanılacak ilaçların cinsi, dozu ve çeşitliliği tamamen doktorunuzun kontrolü altında olmalıdır. Doktorunuz bu amaç için, bazen bir, bazen de birden fazla ilaç kullanabilir. Asla doktorunuz dışındakilerden tavsiye üzerine herhangi bir ilaç almayın. Unutmayınız ki başka bir hastada çok iyi sonuçlar vermiş olan bir ilaç sizde tam tersi zararlı sonuçlara yol açabilir.

Doktorunuz, tansiyonunuz kontrol altına alınıncaya kadar sık aralıklarla, kontrol altına alındıktan sonra ise hastalık durumunuza göre belli zamanlarda kontrole çağıracaktır. İlaç tedavisinde en önemli unsur, doktorunuzun verdiği ilaçları, kendinizi iyi hissetseniz bile kesintisiz ve düzenli olarak almaktır. Yapılan en büyük hata, tansiyon kontrol altına alındıktan sonra ilaca gerek kalmadığı düşünülerek ilacın azaltılması veya kesilmesidir. Unutmayınız ki, ilacın azaltılması veya kesilmesi durumunda tansiyonunuz tekrar yükselecektir. İlaçları düzenli almadığınız için tedavi edilemeyen yüksek tansiyonun, ölümcül sonuçlara yol açabileceğini aklınızdan çıkarmayınız.

Özellikle romatizma tedavisinde kullanılan ağrı kesici ilaçların, soğuk algınlığı ve grip için kullanılan ilaçların kan basıncını yükseltici etkileri vardır. Bu tür ilaçların doktor kontrolü ve tavsiyesi ile kullanılmasında yarar vardır.

Tedaviyi zorlaştıran faktörler

Hastalar;

:z31: hastalığını kabul etmemekte veya kabul etmeleri oldukça zaman almaktadır,

:z31: hastalığın ömür boyu süreceğini kabulde zorlanmaktadırlar,

:z31: ilaçların düzenli alınması gerektiğini kabulde zorlanmakta ve tansiyon normale inince ilaçları bırakmak istemektedirler,

:z31: ilaçların karaciğer böbrek gibi organlarına zarar vereceğini zannetmektedirler.

Özet

:z31: Tansiyonunuzun yükseldiğinin farkına varmayabilirsiniz, bunun için zaman zaman mutlaka tansiyonunuzu ölçtürünüz.

:z31: İlaçlarınızı devamlı ve düzenli olarak kullanınız.

:z31: Doktorunuzun önerdiği zamanlarda mutlaka kontrollere geliniz. Kontroller, özellikle birlikte başka risk faktörleri veya hastalıklar bulunduğu zaman (sigara, kolesterol yüksekliği, kalp damar hastalığı, şeker hastalığı gibi) çok daha önemlidir.

Unutmayalım ki sağlığımız sahip olduğumuz en değerli hazinemizdir.

Dr.Ahmet Alpman

(Visited 7 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 09.12.2007 tarihinde hale tarafından, Hastalık Tanımları, Belirtileri, Tedavileri bölümünde paylaşılmıştır ve 8103 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 1 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Hipertansiyon Nedir? | Nedenleri Ve Belirtileri Nelerdir? Nasıl Tedavi Edilir? orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleCnc Torna tezgah Videoları | Eğitim Notları Sonraki MakaleŞahmeran Efsanesi | Anadolu’ nun sadece sözlü halk edebiyatında değil, el sanatlarında da etkisini sürdüren bir efsanedir.

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz