Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Heybeliada Sanatoryumu | Türkiye’nin Ä°lk Verem Hastanesi Olup 12 Haziran 1924’de Atatürk’ün Emriyle Açılan 30 Eylül 2005 Tarihi Ä°tibariyle Bir Daha..


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 12.06.2010 tarihinde Hale tarafından, SaÄŸlık Dünyası | Alternatif Tıp | Ä°lk Yardım bölümünde paylaşılmıştır ve 1923 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Heybeliada Sanatoryumu

Heybeliada Sanatoryumu Türkiye’nin ilk verem hastanesi olup 12 Haziran 1924’de Atatürk’ün emriyle açılmıştı.


Heybeliada’nın güney tarafındaki Çam Limanı’nına bakan bir tepede Ä°sviçre’deki bir sanatoryum model alınarak inÅŸa edilen bu hastane, baÅŸlangıçta 16 yatak kapasitesiyle hizmet veriyordu.

1940’lı yılların ortalarında bir bina daha ilave edilmiÅŸ, daha sonraları idare binaları ve hemÅŸire lojmanlarının da ilavesiyle imkânları daha da geniÅŸletilmiÅŸti. Åžehir merkezinden uzak, çam ormanları içinde temiz bir hava ve kuvvetli bir gıda bakımı, dönemin en iyi tedavi ÅŸekliydi. Hastalar için balkonunda da birer yatak vardı. Gıda olarak hastalara günde 4 öğün yemek yanında et, süt ve bal veriliyordu.


Heybeliada Sanatoryumu

Ek hizmetler

Sağlık hizmetinin yanı sıra tıp eğitimi de veren bu sanatoryum, Prof. Dr. Siyami Ersek ve daha bir çok yerli ve yabancı uzman doktoru da yetiştirmiştir. Bu nedenle, WHO (Dünya Sağlık Örgütü) tarafından tüberkülozda eğitim ve araştırma hastanesi olarak kabul edilen bu sanatoryum, İsmet İnönü, Rıfat Ilgaz, Ece Ayhan gibi isimlere de hizmet vermişti.

Sanatoryumda rehabilitasyon merkezi de bulunuyordu. Ustalar vasıtasıyla hastalara ayakkabıcılık, çorapçılık, fotoğrafçılık, heykeltıraşlık, saatçilik, daktilo gibi kurslar veriliyor, hastalar zenaat öğrenip meslek sahibi olabiliyorlardı. Sanatoryumun kuruluşunun 50. yılında yapılan bir araştırmaya göre, kurslara katılan yaklaşık bin kişinin yarısı meslek ve iş sahibi olmuştu.

Sağlık sorunlarında moral desteğin önemli bir yardımcı etken olması nedeniyle sanatoryumda haftada bir moral günleri düzenleniyor, ya sinema gösterisi yapılıyor ya da konser veriliyordu.

Düzen bozuluyor


Sağlık politikasında değişim

1980 yılına kadar devletin sağlık politikasına göre verem, devletin çözmesi gereken bir sorundu ve bu konudaki masraflar Sağlık Bakanlığı bütçesinden yapılırdı. Sanatoryumun gıda, yakıt, elektrik ve su masrafları da gene bakanlıkça karşılanırdı. 1980 sonrasında ise devlet desteği kesildi ve kendi giderlerini kendisinin karşılaması gerekti. Bu ağır yükü karşılamakta hayli zorlanan sanatoryum yavaş yavaş çökmeye başladı. Ödenek ayrılmadı, bakım yapılamadı. Göğüs Cerrahisi konusunda adını duyurmasına karşın hastanede MR ve tomografi cihazı yoktu. Çalışan doktor ve personel ücretleri yeterli seviyenin çok altında kalmaya başladı. Uzman ve asistan eğitimi için yenileştirmeler yapılamadı. Durum hastalar yönünden de mutsuzluk vericiydi. Hasta bakımı artık eskisi gibi yapılamıyor, hizmetler büyük ölçüde aksıyordu.

1999 depremi

1999 yılına kadar eldeki imkânlarla yapılan bakımlarla hastane binaları ayakta tutulmaya çalışılıyordu. 17 Ağustos 1999 depremiyle büyük hasarlar meydana geldi. Çatılar hasar gördü, sıvalar bloklar halinde döküldü, bacalar yıkıldı ve duvarlarda çatlaklar meydana geldi. Fakat bunca hasara rağmen hiçbir can kaybı olmadı. Hastalar bahçelere taşındı ve geçici bir süre hasta bakımları bahçede yapıldı.

Bayındırlık Müdürlüğü’nün gönderdiÄŸi heyetin incelemeleri sonunda binanın hasar görmesine raÄŸmen tehlike arz etmediÄŸini bildirmesi üzerine hastalar gene hastanelere taşındı. Ne var ki iki bina diÄŸerlerinden daha çok hasar görmüştü ve mutlak bakım yapılması gereÄŸi doÄŸmuÅŸtu. Bu iki blok boÅŸaltılarak 2001 yılında, Ä°laç Endüstrisi Ä°ÅŸverenler Sendikası tarafından masrafların karşılanması sayesinde restore edilebildi.

Sanatoryum kapanıyor

Sarf edilen bu gayretler yeterli olamamış; uzun yıllar büyük hizmetler vermiş, büyük hekimler yetiştirmiş bu eğitim ve araştırma hastanesi ancak 4 yıl daha ayakta durabilmişti.

2005 yılında, İstanbul Sağlık Müdür Vekili Uzman Dr. Mehmet Bakar tarafından AA muhabirine yapılan bir açıklamayla bu hastanenin kapatılarak şehir içine nakledileceği bildirildi. Hastanenin kapatılma sebebi olarak deniz yoluyla ulaşımın zorluğu ve yeterli hasta bulunmaması sebep gösteriliyordu. Bundan 80 yıl evvelinin imkânlarıyla verilebilen bunca hizmetin, 21. yüzyıl imkânlarıyla verilemez hale gelmiş olması elbette düşündürücüdür.

1 AÄŸustos 2005 tarihinde SaÄŸlık Bakanlığı’nın verdiÄŸi onayla Heybeliada Sanatoryumu Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi EÄŸitim ve AraÅŸtırma Hastanesi‘nin SüreyyapaÅŸa Göğüs Kalp ve Damar Hastalıkları EÄŸitim ve AraÅŸtırma Hastanesi‘ne kadro ve tıbbi donanımı ile nakledilmesi kararı verildi.

Personel ve hastalarının bir kısmı SüreyyapaÅŸa Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildi, hastaların diÄŸer bir kısmı da taburcu edildi.

100`ü doktor ve hemşire olmak üzere 250 personeli ve 660 yatak kapasitesi olan bu emektar hastane 30 Eylül 2005 tarihi itibariyle bir daha açılmamak üzere kapılarını kapattı.

(Visited 13 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 12.06.2010 tarihinde Hale tarafından, SaÄŸlık Dünyası | Alternatif Tıp | Ä°lk Yardım bölümünde paylaşılmıştır ve 1923 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 4 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Heybeliada Sanatoryumu | Türkiye\'nin İlk Verem Hastanesi Olup 12 Haziran 1924\'de Atatürk\'ün Emriyle Açılan 30 Eylül 2005 Tarihi İtibariyle Bir Daha Açılmamak Üzere Kapılarını Kapatan Sanatoryum orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleKurtuluÅŸ Savaşı - İç Cephe-Ayaklanmalar | Ä°stanbul Hükümeti – Ä°stanbul Hükümeti Ve Ä°ÅŸgal Güçleri - Azınlıklar - Düzenli Ordunun Kurulmasına Tepki.. Sonraki MakaleTarihte Bugün: 25 Mayıs | (1944) - Nuri DemiraÄŸ'ın Fabrikasında Yapılan Ä°lk Türk Yolcu Uçağı Ä°stanbul'dan Ankara'ya Uçtu

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz