Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Harbiyeli Atatürk | ArkadaÅŸları – Öğretmenleri – Künye Bilgileri


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 20.05.2008 tarihinde patriot34 tarafından, ATATÃœRK'ün Hayatı ve Hakkında Yazılanlar bölümünde paylaşılmıştır ve 1633 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


HARBÄ°YELÄ° 1283 MUSTAFA KEMAL

ARKADAŞLARI, ÖĞRETMENLERİ VE FAALİYETLERİ


Mustafa Kemal’in Harbiye’deki arkadaÅŸları öncelikle Manastır Ä°dadisi’nden gelenlerdi. Bunlar arasında, Ahmet Tevfik ilk sırayı almaktadır. Çocukluk arkadaşı, Rüştiye ve Ä°dadi’de de birlikte okuduÄŸu Mustafa Nuri (Conker), Lütfi Müfit (ÖzdeÅŸ), Ali Fuat (Cebesoy), Arif (Ayıcı), Hayri (Tırnovacık), Kazım (Karabekir), Ömer Naci, Ä°smail Hakkı (Pars), Kazım (Ä°nanç), Kazım (Özalp), Ali Fethi (Okyar), onu takip eden arkadaÅŸlarıydı. Bunların bazıları kendi devresi, bazıları da kendisinden önce veya sonraki devrenin öğrencileri idi.

Hayri PaÅŸa (Tırnovacık), anılarında gazeteci Naci Sadullah’ın “sınıfta, en fazla kimlerle samimi konuÅŸurlardı PaÅŸam?” sorusuna ÅŸu cevabı vermiÅŸtir: “Manastır Ä°dadisi’nden kendileriyle birlikte gelen Tevfik Bey’le ki bu kıymetli arkadaşı mektepten mezun olduÄŸumuz sene kaybettik. Sonra ÅŸimdi KırÅŸehir mebusu bulunan Müfit Bey de samimi dostlarındandı…”

Ali Fuat Cebesoy okuldaki arkadaÅŸları ve arkadaÅŸlıkları ile ilgili ÅŸunları yazmaktadır: “Günler geçtikçe yeni arkadaÅŸlar edindim. Bunların arasında ikinci sınıfta okuyan Pirlepeli Ali Fethi (rahmetli Fethi Okyar) da vardı. Bir gün öğle namazından çıkarken Mustafa Kemal elimden tuttu. Yanımızdan geçmekte olan Ali Fethi’ye:


“Sana söz etmiÅŸ olduÄŸum arkadaşım, Salacaklı Ali Fuat diye tanıttı. E1 sıkıştık. Nazik ve terbiyeli bir çocuktu. Hafta tatilinde üçümüz beraber çıktık. BeyoÄŸlu’nda gezdik, dolaÅŸtık. Onlar beni vapura kadar götürüp uÄŸurladılar. Cafer Tayyar Edirne (General Cafer Tayyar EÄŸilmez) de Fethi’nin sınıfındaydı. Kendisi ile çok yakın arkadaÅŸlığımız olmuÅŸtur. AÄŸabeyimin sınıfından Enver’i (Birinci Dünya Savaşı’nda Harbiye Nazırı ve BaÅŸkumandan Vekili olan Enver PaÅŸa) de orada tanıdım. Yakışıklı ve güzel bir gençti. Selahattin Adil (Rahmetli Korgeneral) de aynı sınıftaydı. Enver’in amcası Halil (Birinci Dünya Savaşı’nda Ordu Kumandanlığı yapan rahmetli Orgeneral Halil Kut), bizim sınıfın üçüncü kısmında okuyordu. Halil PaÅŸa ile olan arkadaÅŸlığımız o tarihte baÅŸlar.

“Erzincan Askeri Rüştiyesi’nden tanıdığım bazı öğrenciler, ben Fransız Lisesi’nde dil öğrenmek için iki yıl hazırlığa devam etmek zorunda kaldığım için, Harbiye’de üçüncü sınıfa geçmiÅŸlerdi. Bunların arasında Fahrettin (Emekli Orgeneral Fahrettin Altay) da vardı.”

Mustafa Kemal Harbiye’de öğretime baÅŸladığı sırada, okul komutanı 24 yıl (1884-1908) bu kutsal yuvaya komutanlık yapmış olan Mustafa Zeki PaÅŸa; öğretim baÅŸkanı, o zamanki ismi ile “ders nazırı”, daha sonra Çanakkale’de kendisine kolordu komutanlığı yapacak olan Esat PaÅŸa’dır.

Mustafa Kemal’in Harp Okulu’ndaki öğretmenleri arasında, onun kiÅŸiliÄŸini etkileyen ve onu hayata hazırlayan çok deÄŸerli öğretmenleri olduÄŸunu görüyoruz. Bunlar arasında; sonradan Ä°stanbul Ãœniversitesi’nde Profesör olan, Türk Tarih Kurumu kurucu üyesi ve Milletvekili olan Fransızca öğretmeni Necip Asım (Yazıksız) Bey (1861-1935), Talim Öğretmeni Rahmi PaÅŸa ve onun maiyetindeki Binbaşı Fazıl Bey, sonra Korgeneral ve milletvekili olan Yüzbaşı Naci (Ä°ldeniz)Bey ve TeÄŸmen Osman Efendi bulunuyordu.

Ali Fuat Cebesoy öğretmenleri hakkında ÅŸunları anlatmıştır: “Hocalarımızdan memnunduk. Talim öğretmenlerimizin başında öğrenimini Almanya’da yapmış olan Rahmi PaÅŸa bulunuyordu. Maiyetinde Birinci Dünya Savaşı’nda ölen, Hünkâr yaverlerinden Binbaşı Fazıl Bey, Yüzbaşı Naci (Rahmetli Korgeneral ve Milletvekili Naci Eldeniz) ve TeÄŸmen Erzurumlu Osman Efendi vardı. Osman Efendi talim yaptırırken: “Birinci mangadan saÄŸdan itibaren beÅŸ kiÅŸi kop da gel !” Diye bizleri çağırırdı. Bundan dolayı kendisine Kopdagel adını vermiÅŸtik. Daha sonra bu lakabı kendisi de beÄŸenmiÅŸ olacak ki, soyadı olarak almıştır.

Mustafa Kemal en ziyade Yüzbaşı Naci Bey’i sayar ve severdi. Hatırımda yanlış kalmadıysa, Manastır’dan tanışıyorlardı. Bu saygı ölünceye kadar devam etti. Çok yıllar önce Naci PaÅŸa Kolordu Kumandanıyken bir münasebetle Atatürk’ü ziyaret etmiÅŸti. Ben de oradaydım. Kendisine çok itibar etti. “Buyurunuz hocam.” Diye yer gösterdi ve sonra bana döndü : “Naci PaÅŸa Hazretleri’nin”, dedi, “Ä°kimizin üzerinde de emeÄŸi vardır.” Ben, okula geldikten on beÅŸ gün kadar sonra Ders Nazırlığı’na Yanyalı Esat PaÅŸa atandı. O zaman rütbesi albaydı. TaÅŸkentli Mehmet Kaçın’ın sülalesinden olan Esat PaÅŸa vatanperver ve bilgili bir askerdi. Harp Okulu’nda ve Harp Akademisi’nde birçok ıslahat yapmıştır. Bu kiÅŸi Balkan Savaşı’nda Yanya Savunması’nda benim kumandanımdı. Onun kolordusunun Kurmay BaÅŸkanlığı’nı yaptım, yine onun emri altında 23. Tümen Kumandan Vekili olarak Pasita ve Pizani mevkilerini müdafaa ettim. Yaralandığım zaman çok üzülmüştü.

Esat PaÅŸa, Çanakkale SavaÅŸları’nda Atatürk’e de kumandanlık etmiÅŸtir. Atatürk’ün meÅŸhur 19. Tümeni Esat PaÅŸa’nın kumandasındaki 3. Kolordu’nun kuruluÅŸu içindeydi.”


Okul arkadaÅŸlarının anlattıklarından Harbiyeli Mustafa Kemal’in, bu dönemde hem Fransızca’sını geliÅŸtirdiÄŸi, hem de memleket meseleleri üzerindeki düşüncelerinin daha da olgunlaÅŸtığı görülmektedir. Onun nasıl bir öğrenci olduÄŸunu ve ileriye dönük hangi düşüncelere sahip olduÄŸunu göstermek için Harbiye öğrenciliÄŸi ile ilgili bazı anıları buraya aynen alıyoruz.

En samimi arkadaÅŸlarından Lütfi Müfit (ÖzdeÅŸ)‘e göre Harbiyeli Mustafa Kemal:

“Gazi Hazretleri askerî idadisinden 315 yılında Harbiye mektebine gelmiÅŸlerdi. Orada, Ä°stanbul Erzurum, Åžam, BaÄŸdat idadilerinin sınıfları da toplanmışlardı. Sınıf mevcudu dokuz yüzü geçiyordu. Bu sebeple tedrisatın kolaylaÅŸtırılması için sınıf altı kısma ayrılmıştı. Gazi Hazretleri birinci kısımda idiler. 317 de üç Harbiye sınıfı bitirilerek otuz dokuz efendi Erkân-ı Harbiye namzeti birinci sınıfına seçildi.

Harbiye’den çıkan Büyük Åžefin gerek Harbiye ve gerekse Erkân-ı Harbiye namzeti sınıflarında geçirdikleri tahsil hayatı öyle birkaç cümle veya satırla ifade edilebilecek bir mevzu deÄŸildir. Onun altı senelik hayatı ciltler dolduracak baÅŸlı başına bir tarihtir.

Daha o zaman mektepte iken, ÅŸuursuz, düşüncesiz kötü bir idareye karşı vicdan ve ruhundan fışkıran inkılapçı düşünceleri bilhassa kayda ÅŸayandır. Her okuduÄŸu ders, her mütalaa ettiÄŸi ilim ve fenni dikkatle tahlil ederek neticeyi alırdı. Bütün talebe arkadaÅŸlarının ders müşküllerini makul ve mukni cevaplarla izah ederdi. Erkân-ı Harbiye’de mesleÄŸe ait ihtisas derslerinde en iyi notu Büyük Åžef almıştır.” Lütfü Müfit Bey Gazi Hazretlerinin istibdat devrinde mektepteki hatıralarını anlatırken onun gazete çıkararak talebe arkadaÅŸlarını tenvir ettiÄŸini kaydetmiÅŸ ve böyle devam etmiÅŸti:

” Büyük Åžef ÅŸuursuz idareden o derece ıstırap duymuÅŸtu ki, daha mektepte iken o zamanki idareye karşı arkadaÅŸları ile hasbıhaller, tenkitlere baÅŸlamış ve hatta büyük tehlikelere raÄŸmen haftada bir iki defa gizli olarak gazete bile çıkarmışlardır.

Daha o zaman evlâdı bulunduÄŸu asil Türk milletine ileride ne büyük hizmetler yapmaÄŸa namzet olduÄŸunu pek güzel anlatıyordu. Onun her haline olduÄŸu gibi dürüst düşüncelerine meftun olan ve candan inanan arkadaÅŸları O Büyük Adamın etrafına toplanmışlardı.”

Hayri PaÅŸa (Tırnovacık) Gazeteci Naci Sadullah’a anlatıyor:

“… Gazi Hazretleri sınıfın en zeki talebesiydi. Hallerinden, yaÅŸlarından umulmayan bir olgunluk vardı. Çok kuvvetli bir ikna kabiliyetine sahipti Herhangi kavgaya tek defa olsun karıştığını hatırlamıyorum.

Mekteplerde,intikal kabiliyetinin ve zekalarının kıtlığını, zorlamalarla telafiye çalışan bedbaht talebeler vardır. Bu zorlamalardan müstaÄŸni olan Gazi Hazretlerinin kitaplar üzerinde mütemadiyen kafa patlatan ezberciler gibi de çalıştığını hatırlamıyorum. Bilhassa merak ettikleri derslerle fazla meÅŸgul olurlardı. Riyaziye (Matematik)ve edebiyata karşı fazla düşkünlüğü vardı. En çok okudukları Tevfik Fikret’in bilhassa Sis manzumesini beÄŸenirlerdi. Namık Kemal’i, Abdülhak Hamit’i okumaktan da zevk duyarlardı.

“En fazla meÅŸgul oldukları ÅŸeylerden biri de zamanın felsefesi ve fikri cereyanları idi. Toplumun henüz halledilmemiÅŸ davalarıyla dimaÄŸlarını meÅŸgul ederlerdi. Darvin nazariyesiyle de çok meÅŸgul olurlar, papazlar dini neÅŸriyatını dikkatle takip ederlerdi.”

Sınıftaki durumu,davranışları nasıldı?

Gazi Hazretleri,sınıfımızın en yakışıklı, en şık, en temiz giyinen talebesiydi. Kendisi, muasır hayatın Ä°stanbul’dan evvel yer bulduÄŸu Selanik’te bulundukları için cemiyetin ince muaÅŸeret kaidelerine hepimizden fazla vakıftı. Beyrut’tayken de davet edildiÄŸimiz yüksek mahfellerde gayet güzel dans etmeleri,çok serbest halleri ve çok tatlı konuÅŸmalarıyla kadınlar ve erkekler arasında büyük tesir ve itibarla hepimize geniÅŸ bir iftihar hissesi ayırmışlardır.

Sınıfta en fazla kimlerle konuşurlardı Paşam?

Manastır Ä°dadisi’nden kendileriyle beraber gelen Tevfik Bey’le, ki bu kıymetli arkadaşı mektepten mezun olduÄŸu zaman kaybettik.

Sonra ÅŸimdi KırÅŸehir mebusu bulunan Müfit Bey’de samimi dostlarındandı…”

Manastır ve Harp Okulu’nda kendisini bir devre arkadan takip eden Kazım Özalp PaÅŸa da Harbiye’deki arkadaÅŸlıkları hakkında ÅŸunları anlatmıştır: “1899 yılında Mustafa Kemal Ä°stanbul’a Harp Okulu’na gitti. Bir yıl sonra ben de aynı okula gittim. Böylece arkadaÅŸlığımız tekrar baÅŸladı. Manastır Ä°dadisi’nden Harbiye’ye gelenler tatil günlerinde genellikle Babıali’deki Stefan’ın kıraathanesinde veya Sirkeci’deki Yani’nin kahvehanesinde buluÅŸurlardı. Buralardaki sohbetlerimiz önceki yıllara göre daha anlamlı ve tartışmalı olurdu. Tavladan baÅŸka, imkan bulduÄŸumuz için bilardo da oynamaya çalışırdık…”

Harp Okulu’nda Mustafa Kemal’den bir devre önce olan (1900-Piyade-2) fakat, okulu bitirdiÄŸinde bir sene “tebdil-i hava” raporu alarak memleketine giden ve Harp Akademisi’ne bir yıl sonra baÅŸlayan Asım Gündüz, orada Mustafa Kemal’lerle birlikte aynı sınıfları okumuÅŸtur. Anılarında Harbiyeli Mustafa Kemal’i şöyle anlatmaktadır:

“Kuleli’den sonra Harbiye’ye geçtim. Manastır, Åžam ve Erzurum Ä°dadilerinden gelen arkadaÅŸlar Harbiye’de toplanmıştık. Bu defa da çeÅŸitli idadilerden gelen arkadaÅŸlar arasında üstünlük yarısı baÅŸlamıştı. Bu yarış, zaman zaman büyük geçimsizliklere yol açıyordu.

Kuleli’den mezun olurken aldığım notlar, diÄŸer idadilerden gelen arkadaÅŸların notlarından daha yüksek olduÄŸu için sınıf birincisi ve başçavuÅŸ olmuÅŸtum. Harp okulunda bulunduÄŸum sürede sınıf birinciliÄŸim ve başçavuÅŸluÄŸum devam etti.

Harp Okulunu bitirdiÄŸim zaman hastalanmış ve okul hastanesi raporuyla bir yıl hava tebdili olarak memleketime gitmiÅŸtim. O zaman, Harbiye’yi birincilikle onunculuk arasında bitirenler, Harp Akademisi sınıflarına ayrılırlardı. Harp Okulunu birincilikle bitirmiÅŸ olmama raÄŸmen, rahatsızlığım sebebiyle Harp Akademisi’ne, ancak bir yıl sonra gidebildim. Böylece Mustafa Kemal, Ali Fuat Cebesoy ve Ali Ihsan Sabis’le Harp Akademisi’nde beraber oldum. Daha önce de sınıf birincisi olmam ve notlarımın o yılın sınıf birincisi Ali Ihsan Sabis’ten 14 numara yüksek bulunması dolayısıyla yine sınıf kıdemlisi seçildim.

Gerek Harbiye’de, gerek Harp Akademisi’nde bir ÅŸey dikkatimi çekmiÅŸti. DoÄŸu illerinden ve Anadolu’dan gelen arkadaÅŸlar, Ä°stanbullular gibi, yalnız dersleriyle meÅŸguldüler. Sadece Manastır Ä°dadisi’nden gelen arkadaÅŸlarımız daha çok uyanık, daha çok Batı’ya dönüktüler. Onlar derslerinin dışında memleketin meselelerini de tartışıyorlar, bu konularda fikirler ileri sürüyorlardı. Mustafa Kemal de bunlardandı.

Beni, Mustafa Kemal’le ilk tanıştıran eski arkadaşım Fethi Bey (Okyar) olmuÅŸtu. Mustafa Kemal, çok güzel giyinir, çok güzel konuÅŸur, kimseyi kırmaz, terbiyeli bir çocuktu. DoÄŸup büyüdüğü Selanik’in batıyla daha çok baÄŸlantılı bulunması sebebiyle olacak, dikkati çeken fikirleri vardı. Etrafına topladığı arkadaÅŸlarla cesaretle konuÅŸuyor, onları güzel konuÅŸmasıyla kısa zamanda tesiri altına alıyordu. Bizlerin okumadığımız bir çok vatan ÅŸiirlerini sık sık tekrarlıyordu. Namık Kemal’in bütün ÅŸiirlerini bir defterde toplamıştı. Bu ÅŸiirleri kısa zamanda bütün arkadaÅŸlar defterlerimize yazmış ve ezberlemiÅŸtik. Mustafa Kemal “Milletleri uyandıracak olan fikir adamları, devlet adamlarıdır” diyordu. Yabancı lisana karşı büyük bir hevesi vardı. Bu maksatla. BeyoÄŸlu’nda bir Fransız madamına pansiyoner olmuÅŸtu. Bu Fransız kadın, Fransız sefareti kuryeleriyle, ittihatçıların Paris’te yayınladıkları gazeteleri getirtiyor ve Mustafa Kemal’e veriyordu. Fransız kadın aynı zamanda Mustafa Kemal’e Fransızca dersi veriyordu. Bizler, Vatan, Millet ve Türklük fikirlerini ilk defa, Harp Akademisi sıralarında ondan duymuÅŸtuk. Bizim sınıfta en iyi Fransızca bilen Ali Fuat’tı (Cebesoy). Çünkü, Ali Fuat Fransız okulundan Harbiye’ye gelmiÅŸti. Onu takiben de Mustafa Kemal iyi Fransızca bilirdi. Mustafa Kemal, Harbiye’de iken her tatilde Selânik’te bir Fransız okulunun tatil kurslarına devam ederek lisanını ilerlettiÄŸini söylerdi.”

Bütün bu anlatılanlardan anlaşılmaktadır ki, Harp Okulu eÄŸitimi ve öğrenimi dönemi, Mustafa Kemal’in hem vatan, millet, Türklük fikirlerinin olgunlaÅŸmasında, hem de Batıya dönük “çaÄŸdaÅŸlaÅŸma” düşüncelerinin geliÅŸmesinde önemli bir dönem olmuÅŸtur. Ayrıca bu fikirlerini arkadaÅŸlarına da anlatması, okula bu fikirleri yaymak için bir gazete çıkarma giriÅŸiminde bulunması, onun daha o dönemde liderlik özelliklerinin geliÅŸmeye baÅŸladığını da göstermektedir. O, yine bu dönemde özellikle ilk sınıfta Ä°stanbul’un sosyal hayatı içinde kendisini bulmuÅŸ görünmektedir. “İçki” ve “dans” konusunda da bazı ilk deneyimlerin burada yaÅŸandığı bilinmektedir.

Son yapılan araÅŸtırmalara göre Mustafa Kemal’in Harp Okulu’nda iken “ÅŸiir yazıp, dergilere gönderdiÄŸi” bilgisinin de yanlış olduÄŸu anlaşılmıştır. Åžiir okuyan, arkadaÅŸlarına ÅŸiir okutan Mustafa Kemal Atatürk, ÅŸiir yazan bir baÅŸka Mustafa Kemal ile karıştırılmıştır.

(Visited 10 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 20.05.2008 tarihinde patriot34 tarafından, ATATÃœRK'ün Hayatı ve Hakkında Yazılanlar bölümünde paylaşılmıştır ve 1633 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 7 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Harbiyeli Atatürk | Arkadaşları - Öğretmenleri - Künye Bilgileri orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleUZEM – Ulusal Zehir Danışma Merkezi | 114 - Zehirlenmelerle Ä°lgili Bilgilenmek İçin – Zehirlenmelerde 24 Saat Hizmet Veren Merkez Sonraki MakaleGündönümünde Ay DoÄŸumu, Sounion Burnu | Günün Gökbilim Görüntüsü 20 - 30 Haziran 2008

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz