Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Geleneksel Telkari Sanatı


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 23.09.2007 tarihinde hale tarafından, Türk Kültürü ve Geleneklerimiz bölümünde paylaşılmıştır ve 6781 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Geleneksel Telkari Sanatı

İngiliz bilim adamı James Melleart’ın bilimsel bulguları referans alınarak geliştirilen tezlere göre, maden sanatının ilk adresi Anadolu’dur. Çatalhöyük’te yapılan arkeolojik kazılarda çıkan bakır ve kurşundan yapılmış süs eşyaları bu sanatın 8000 yıldan uzun bir geçmişe sahip olduğu tezini kuvvetlendirmektedir. Geleneksel Türk maden sanatına ait altın, gümüş, bakır, pirinç ve tunç objeler, Selçuklu ve Osmanlı ustaların eserleridir. Malzeme olarak daha ziyade altın ve gümüşün kullanıldığı kuyumculuk sanatı, Türk maden işçiliğinde ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Arkeolojik kazılardan elde edilen bulgulara göre, telkâri tekniğinin M.Ö. 3000 yılından beri Mezopotamya’da, M.Ö. 2500’den bu yana da Anadolu’da kullanıldığı anlaşılmaktadır.


Telkâri’nin asıl merkezinin 12. yüzyılda Musul olduğu, bu sanatın Musul’dan Suriye’ye, oradan da Anadolu’ya geçtiği ileri sürülmektedir. Telkâri yapımının 15. yüzyıldan bu yana ise Türkler arasında da yaygın olduğu, özellikle de Güneydoğu Anadolu’da çok geliştiği bilinmektedir.

Antik takılar günümüzde kullanım yerlerine göre sınıflandırılmaktadır. Boyun takıları arasında kolyeler, boyunluklar ve pandantifler var tek öğeli boyun takılarına kolye, boynu saran ve çok öğeli olanlara da gerdanlık denmektedir. Boyunluklar masif yada içi boş olarak tasarlanan değerli madenlerden yapılan ve boynu tamamen saran takılardır. Zengin bir görüntü yaratan pandantifler antik çağlarda altın ya da gümüşten yapılan zincirlere takılarak kullanılmıştır. El-kol takıları olarak bilezikler ve pazı bentler sayılabilir. İlk örnekleri taştan yapılan bilezikler zamanla tunç, gümüş altın ve camdan üretilmiştir. Başlangıçta güç göstergesi sayılan yüzükler, zamanla mühür ve süs eşyası olarak kullanılmıştır. Baş takısı olarak taçlar iademler ve küpelerden söz edebiliriz. Günümüz kadınlarının başlarını süsleyen taçlar, antik çağda önce tanrılara ait bir süs eşyası olarak düşünülen takılar zamanla halk arasında rütbe göstergesi ve süs eşyası olarak kullanılmıştır. Önceleri Mersin ve defne gibi ağaçların dal ve yapraklarından yapılan taçlar zamanla altından yapılır olmuştur. Broş ve iğnelerden oluşan giysi takıları ise genellikle altından yapılmış ve her dönemde ilgi uyandırmış süs eşyalarındandır. Elbiseyi zenginleştiren broşlarda, maden ve taş birlikte kullanılmıştır. Anadolu’da çok eskiden beri kullanılan iğnelerin ilk örnekleri kemikten yapılmışsa da, zamanla tunç, bakır, gümüş ve altından da yararlanılmıştır. Şekillendirmede ise çekiçleme, kalıba dökme ve kıvırma gibi teknikler kullanılmıştır.

Kuyumculuk sektöründeki endüstrileşmeyle yaşam alanı daralan sanatın ustaları telkari işlemeciliğini bugüne kadar taşımayı başarmıştır. Mardin Midyat, Anara Beypazarı ve Trabzon telkari sanatının yaşatıldığı merkezlerden sayılmaktadır. Kumaşın ve altının sihirbazı derler, Süryaniler için.


Mardin’de Telkari

Özellikle Mardin ve Midyat ilçesinde telkari sanatı oldukça gelişmiştir. Hatta Mardin ve Midyat ilçesi, telkarinin doğup büyüdüğü yer olarak hafızalarda yerini çoktan kazımış durumda. Sayıları bugün bir elin parmakları kadar azalan ustalar, sanatı yaşatmak ve geleceğe taşımak için çalışmalarını sürdürüyor. Her el sanatı gibi gün geçtikçe kan kaybeden Telkari Sanatı’na Mardin Valiliği destek vermektedir. Sanatın sürekliliğinin sağlanması için ilde genç ustalar tarafından işlenen telkariler, Avrupa’daki moda evlerine kadar götürülecektir. Böylece geleneksel el sanatı, broşür dağıtımından uluslararası fuarlara kadar birçok hizmetten faydalanmış olacaktır. Bugün el kalemi ile parlatma işlemi Mardinli ustaların bir geleneği olarak devam etmektedir.

Bir telkari ustası olan Mardinli Suphi Hindiyerli, yüreklerden akıp gelen bu sanatın yaşatılması için çaba gösterenlerden biri olarak uzun yıllar mesleğini İstanbul’da yaptıktan sonra fabrikalaşma süreciyle birlikte telkarinin artık İstanbul’da yapılamayacağını inanarak, Mardin’e dönmüş. Suphi usta, Telkari’yi tarihin derinliklerinden gelen ve mitolojik güzelliği yüreklere nakşeden estetik bir bütünlük olarak tanımlıyor. Telkari ustası Suphi usta, “Telkari, hayal güzelliğinin el dokusuyla sanata dönüşmesidir. İnsanların göz zevkini doruklara çıkaran kuyumculuğun mahir elleri ile tel halinde gümüşü diriltir, altını şahlandırarak mütevazi tahta çekiçle ayak körükleri ve sevda yakısını sunan alevle telkariyi oluşturur” diyor. Suphi usta, el sanatlarının tabi özellikle telkarinin Türkiye için bir sembol haline getirilmesi ve yaşaması için bu konuda eğitim veren kursların çok önemli olduğunu düşünüyor.

Beypazarı’nda Telkari

Telkari sanatı, Beypazarı’ na Ahilik yoluyla kazandırılmıştır. Beypazarlılar bu sanatı kabul etmişler ve zaman içinde geliştirmişlerdir. Daha çok süs eşyaları ve takılar yapılmaktadır. Kemer, kolye, bilezik, küpe, iğne, başlık ve tılsım başlıca takı çeşitleridir. Telkarideki motifler tabiatın Türk-İslam düşüncesi ile yorumlanışı ve Türk zevkini yansıtır. Beypazarı ilçesi, telkâri sanatı, giyimi kuşamı, yemekleri, evleri ve el sanatları açısından incelenmeye ve araştırılmaya değer özellikler gösterir. İlçede gümüş işleri yapımının tarihi çok eskilere dayanır. Eski ustalar döküm gümüş ve altın işleri yaparken son 40 -50 yıldan bu yana telkâri ile uğraşmaya başlamışlardır. Bu eski ustaların yetiştirdiği ve onların bıraktığı yerden başlayan yeni ustalar ise 20. yy’ın son çeyreğinde telkâriyi Beypazarı’nda geliştirerek adını yurtdışına kadar duyurmuşlardır. Beypazarı’nda üretim geleneksel tekniğinden sapmadan küçük işletmelerde yapılmaktadır. İlçede 40 kadar işyerinde 30’a yakın usta ve kalfa ile 400’e yakın çırak ve işçi telkâri alanında çalışmaktadır.

Trabzon’da Telkari

Havasıyla insanı doyuran, yağmurlarıyla insanı coşturan, uçsuz bucaksız yeşilliği ile doğal tedavi merkezi olan Trabzon el sanatları ile de adından sıkça söz ettirmektedir. Telkarinin Trabzon’a yerleşmesi ve yaygınlaşmasında Dağıstanlı ustaların etkisi oldu ustalarca dile getirilmektedir.


Günümüzde kazaklık, hasır ve telkari işlemeciliği ile hem yurt içinde hem de yurt dışından talep olup bu taleplere karşılık verebilmektedir. Trabzon’da yapılan likör, kahve takımı, çay tepsisi, takunya, hasır, kazaklık genç kızların çeyizini süslediği gibi düğünlerinin de vaz geçilmez takıları arasında yer alır. Bir başkadır gümüş tepsiden kahve içmek bir başkadır doğasıyla bütünleşmek…

Doğu Karadeniz bölgesi jeolojik açıdan Anadolu’nun en zengin bakır yataklarına sahiptir. Bölgedeki bakır yataklarından elde edilen bakır hammaddesi Trabzon atölyelerinde Tranzonlu ustaların maharetli ellerinde işlenmektedir. Trabzon’da halen geleneksel olarak bakır, braonz, pirinç gibi madenlerden telkari mutfak eşyaları ve süs eşyalar yapılmaktadır.

(Visited 53 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 23.09.2007 tarihinde hale tarafından, Türk Kültürü ve Geleneklerimiz bölümünde paylaşılmıştır ve 6781 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 2 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Geleneksel Telkari Sanatı orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleEndüstri Mühendisliği Hakkında Her Şey - Detaylı Araştırma - Bitirme Tezi Sonraki Makale[ Fizik ] Işığın Renklerine Ayrılması

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz