Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Eski Türk Åženlikleri | Hayvan Oynatıcılar – Hayvanlarla Yapılan Gösteriler


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 27.05.2009 tarihinde Hale tarafından, Türk Kültürü ve Geleneklerimiz bölümünde paylaşılmıştır ve 1783 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Eski Türk Şenlikleri

Hayvan Oynatıcılar


Türk şenliklerinde hayvanlarla yapılan gösteriler dörde ayrılırdı;

Gözbağcıların kullandıkları hayvanlar (bu özellikle yılandı), hayvan eğiticilerinin oynattıkları eğitilmiş hayvanlar, donanma şenliklerinde üzerlerine fişek bağlanan hayvanlar ve dördüncüsü de insanlarla güreşen hayvanlardı.

Ä°stanbul’da bu hayvan eÄŸiticilerinin yeri Bayezıt Camisi‘nin yanındaki sokaktaydı; burada keçi, köpek, maymun, papaÄŸan gibi kuÅŸlar eÄŸitilir, sokaklarda gösteriler yapılırdı. Hayvan eÄŸiticilerinin bir merkezi de Kahire’ydi. Eski Türklerde hayvanlara karşı acıma ve sevecenlik duyguları pek derindi. Hemen her evde evcil hayvan bulundurulur, beslenir, bakılır, yetiÅŸtirilirdi. Hayvanların soylarını düzeltmek ve iyi cins hayvan yetiÅŸtirmek için zaman ve emek harcayanlar çoktu. Ulaşım iÅŸlerinde kullanılan hayvanlara herhangi bir kimsenin eziyet ettiÄŸini görenler son derece sinirlenir ve öfkeye kapılırlardı.


Eski Türklerin hayvanlara karşı duydukları acıma duygusunun derecesini göstermek için bu sorunun zaman zaman saraya kadar yansıdığını, devletin önemli iÅŸleri arasında padiÅŸahların bu konuda buyruklar çıkardıklarını söylemek yeter. Hayvanlara karşı gösterilen ilgiden yararlanmak isteyen bazı kiÅŸiler de hayvan oynatmayı özel bir uÄŸraÅŸ haline koymuÅŸlardı. ÇoÄŸunluÄŸunu Kıptiler’in oluÅŸturduÄŸu bu uÄŸraÅŸ sahipleri de aynen ÅŸiÅŸe ve kadeh oynatanlar gibi ÅŸu’bedebâz kollarına katılmışlar, yıllarca bu iÅŸten para kazanmışlardı. Bunlar ellerine aldıkları hayvanları uzun süre dayakla korkutup tef sesine alıştırırlar, onlara belirli alışkanlıklar verirlerdi. Daha sonra ÅŸehrin deÄŸiÅŸik yörelerinde tef çalar, deÄŸnek gösterir, zincirlerini çekip bırakarak hayvanları hoplatıp zıplaır, sözdet oynatırlardı. Bununla birlikte içlerinde hayvanlara, insanların bazı gülünç durum ve davranışlarını yansıtanlar, bu iÅŸte epey baÅŸarı gösterenler de görülürdü.

Ayı ve maymun oynatanlar son zamanlara kadar vardı. Türkiye’de az rastlanan hayvanlar kendi doÄŸal davranışlarıyla sergilenir ya da özel olarak eÄŸitilmiÅŸ hayvanlarla gösteri yapılırdı. 1530 ÅženliÄŸi’nde filler, erkek ve diÅŸi aslanlar ve kaplanlar sergilenmiÅŸti. Gene bu ÅŸenlikte maymun, eÅŸek, aslan, ayı, kaplan, pars ve daha baÅŸka hayvanlar da hem sergilendi hem de onlarla çeÅŸitli numaralar gösterildi. Eski ÅŸenliklerde hayvanlarla yapılan sirk gösterileri de geniÅŸ ve önemli bir yer tutuyordu.

Ä°stanbul’da, on beÅŸinci yüzyılda ve daha sonraları Tahtakale Meydanı sirk gösterilerinin merkeziydi. Burada hokkabaz, canbaz, güreşçi, taklacılardan baÅŸka eÄŸitim görmüş atlar, eÅŸekler, köpekler, kediler, geyikler, aslanlar, ayılar, leoparlar, tilkiler ve benzeri hayvanlar hünerler gösterirlerdi. Eski hayvan eÄŸiticileri yalnız ayı ve maymunlarla uÄŸraÅŸmazlar, çalışma alanlarını öbür bazı hayvanlara da uzatırlardı. Bu cümleden alarak eÅŸekle köpekleri belirtmek gerekir. Bu gün bizim için belirsiz olan ve ancak Avrupa’dan gelen canbaz topluluklarında görülen özel surette yetiÅŸtirilmiÅŸ köpek ve eÅŸeklerin oyunlarına benzer oyunlar, eskiden bizim ÅŸu’bedebazların da gösterdikleri beceriler arsındaydı ve genel eÄŸlencelerin baÅŸlıca numaralarından birini oluÅŸtururdu.

Atlayıp sıçrıyor, dans ediyorlardı… Uzun bir süre Kahire’de kalmış olan bir yabancı bu hayvanların çeÅŸitli numaralar yaptıklarını belirtir: “(…) Bir eÅŸeÄŸin gözlerini baÄŸladılar ve üç kez döndürdüler. Sonra biri parmağındaki yüzüğü çıkardı ve uzakta bir evin saçağı altında duran bir seyircinin göğsüne soktu. Sonra eÅŸeÄŸin yanına gidip yüksek sesle yüzüğün saçağın altında duran adamda olduÄŸunu, onu alıp getirmesini söyledi. EÅŸek sanki anlamış gibi, gitti adamın önünde durdu ve beklemeye baÅŸladı. Adam bu kez de eÅŸeÄŸe yüzüğü adamdan almasını söyledi. Bunun üzerine eÅŸek yüzüğü almak için kocaman diÅŸlerini adamın göğsüne soktu ve bir boÄŸuÅŸmadır baÅŸladı.” Yabancı tanık, bu hayvan eÄŸiticilerin aynı zamanda maymunlarla, ayılarla da gösteriler yaptıklarını söyler. “Bunlar da atlayıp sıçrıyor ve dansediyordu; hatta bunların içinde sokak kadınlarını taklit edenler de vardı. Bu hayvan eÄŸiticileri aynı zamanda hikâyeler anlatıyor bazen de ç-algı çalıyorlardı.”


1720 ÅženliÄŸi’nde, yine maymun, ayı gibi hayvanların çeÅŸitli numaralar gösterdiÄŸi anlaşılır. Bu ÅŸenlikte ayılar insanlarla güreÅŸmiÅŸ, maymunlar takla atıp elleri üzerinde yürümüşler, keçiler ise zor numaralar yapmışlardır. 16. y.y.’dan bir Alman görgü tanığı Tahtakale Meydanı’nda hokkabazlar, canbazlar, güreşçi ve taklacılardan baÅŸka eÄŸitimli atların, eÅŸeklerin, köpeklerin, kedilerin, geyiklerin, aslanların, ayıların, leoparların, tilkilerin ve benzeri hayvanların hünerlerini sergilediklerini belirtir.

16.y.y.’dan bir baÅŸka Alman tanık da Tahtakale’yi şöyle anlatmaktadır:

“Beyazıt Camii yakınlarındaki yerde hokkabazlar, canbazlar, eÄŸitilmiÅŸ atlar, keçiler, köpekler, maymunlarla para karşılığı gösteriler düzenlenmekteydi. Bunların içinde çeÅŸitli ülkelerin giysileri içinde tuhaf güldürmeceler oynamakta, hünerler göstermekteydiler. Ellerinde çifter tahta çubuk ya da kemikle tartım tutarak oynayan erkek ve kadın dansçılar, ÅŸarkıcılar, canbazlar, güreşçiler de bulunmaktaydı.” 1582 ÅŸenliÄŸinde baÅŸka hayvanlar da vardı. Önce dört tane eÄŸitim görmüş aslan bulunuyordu. Bir zürafa ve biri küçük öteki büyük iki fil ve daha baÅŸka hayvanlar oyunlar gösteriyorlardı. Fillerin biri dansediyor, bir ayağını indirip, ötekini kaldırıyordu. Sonra eÄŸilip halka selam veriyordu. Hortumunu bir su kabına sokup kendisini suluyordu. Gene büyük fil sırtında bir köşk taşıyordu.

PadiÅŸahın penceresinin önüne götürülüyor, başını kaldırıp PadiÅŸaha baktıktan sonra başını eÄŸerek onu selamlıyor, yere bir avuç gümüş para atılıyor… fil bunları ağır hortumuyla ancak bir insan elinin gösterebileceÄŸi düzenli bir biçimde yerden kaldırıyor: sekiz güçlü kuvvetli Türk ince uzun bir sırığı file uzatıyorlar, fil hortumuyla yakalar yakalamaz onları bir tüy gibi kolaylıkla döndürüyor, hızla çeviriyor, yukarıya kaldırıyor ve yere çarpıyordu; bunun üzerine adamlar bu iÅŸten vazgeçtiler. Fil bunu sanki iki eliyle kılıç kullanıyormuşçasına büyük bir ustalıkla yapıyordu. Meydanda zürafa da gezdiriliyor, ÅŸehir yollarında yürütülüyor, zürafa başını evlerin pencerelerinden içeri sokuyordu. EÅŸeklerle de hünerler gösteriliyordu. Bunlara ‘hımarbaz’ deniliyordu. Birisi eÅŸekle güreÅŸiyordu. Bir yaÅŸlı Türk ufak bir eÅŸekle alana çıkıyor; bir köpek kadar alışık bir eÅŸek. Adam bir yere kaçsa, eÅŸek arkasından koÅŸuyor, üzerine sıçrıyor, güreÅŸ ediyor, daha baÅŸka oyunlar gösteriyordu. Tahtadan merdivenleri boyalı, sütunlu bir araba çeken bir küçük köşk üzerinde bir kedi geziniyor, inip çıkıyor, bir Türk elinde bir beyaz deÄŸnekle ve sözle onu yönetiyordu. Bir oÄŸlan samanla dolu küçük bir araba çeken bir küçük köpeÄŸi gösteriyordu.

Renkli bir koyun tahtadan bir fıskiyeli bir kafes içinde, semiz boynuzları yaldızlı bir koyunla gösteri yapıyordu. Çingeneler küçük ayılar gösteriyor, bunlar hem kendi aralarında hem insanlarla güreş ediyorlar, dansediyorlardı. Kırmızı sırmalı deriden bir giysi içinde bir çocuk ayı derisine bürünmüş bir adam gezdiriyor. Bir adam bir küçük keçiyi omuzları üzerinde dokunmadan dansettirdi, kendisi kımıldamadan bir omzundan ötekine geçirtti. Bir çok hayvanlara da hüner öğretilmişti. Küçük kuşlar uzatılıp kendilerine gösterilen bir parayı alıp sahiplerine getirip geri veriyordu.

Hayvanların hünerleri yalnız 1582 ÅŸenliÄŸine vergi deÄŸildi. Kanuni Süleyman’ın gene At Meydanı’nda 1539’da çocukları için düzenlediÄŸi ÅŸenlikte aslanlar, kaplanlar, leoparlar, panterler, vaÅŸaklar, kurtlar, zürafalar türlü hünerler göstermiÅŸlerdi. Bu ÅŸenliklerde ayılar en geniÅŸ yeri tutuyordu. 1675 ÅŸenliÄŸinde yetiÅŸtirilmiÅŸ ayılar hünerler gösteriyorlardı. Bir kez de çıplak bir çocuk bunlardan özel bir biçimde yetiÅŸtirilmiÅŸ olanıyla güreÅŸ ediyor, çok hoÅŸa gidiyor. III. Ahmet ÅženliÄŸi’nde de ayıların gösterilerini buluyoruz. Aynı ÅŸenlikte güzel bir gösteri de maymunlarla keçilerin gösterisiydi, maymunlar keçilerin üzerine biniyorlar, keçileri halka maskara ediyorlardı. Bunlar baÅŸlı başına bir takım meydana getiriyorlardı. “Cemaat-I Maymunciyan”. Bu arada yılan göstericilerini de unutmamak gerekir. 1582 ÅŸenliÄŸinde bir çıplak oÄŸlan çocuÄŸunu aralarında çok zehirli olanları da bulunan yirmi beÅŸ , otuz kadar yılanlı bir ÅŸarap fıçısı içine sokuyorlar da çocuÄŸa bir ÅŸey olmuyor.

Aynı yılanlar yanlarına yaklaÅŸan baÅŸkalarını sokuyor ve ısırıyordu. Surname-I Hümayun “Ameden-Mâr-bazan” baÅŸlığı altında bunları şöyle anlatıyor: “Andan sonra yılancılar doÄŸrusu maharetlerinde temam mertebe yalancılar herbirisi semtlerince def’I tatlu dil ile yılanı iniden çıkarmaÄŸa malik ve zehr ü tiryak ile mülemma olup bu san’atde yalan sığmaz bu yılan ayağıdur deÄŸme kimsenin kârı deÄŸildür diyu bu itikade salik tiryak,i muhammedîdür seferde ve hazerde yanında bulunması sünnet ve hokka ile yanında her gâh eksük olmaması devlet, yetmiÅŸ iki dürlü derde deva ve muhtel ül-mizac ve nadir ül’ilaca ÅŸifadır diyu kutusun kapar gâhi açar ve temam-I hazakatin çarsu-yi encümende herbiri satar aralarında bir üstad ve bu mahuf san’atde hazaket-mu’tad deste deste kol kalınlığı ikiÅŸer zira’siyeh fam zehr-aÅŸam ejder-kâm mehib-endam ifritleri kucak kucak aya ele getürüp seyir mahalline götürdü.”

(Visited 2 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 27.05.2009 tarihinde Hale tarafından, Türk Kültürü ve Geleneklerimiz bölümünde paylaşılmıştır ve 1783 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 1 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Eski Türk Şenlikleri | Hayvan Oynatıcılar - Hayvanlarla Yapılan Gösteriler orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki Makale[Biyoloji] Cinsiyet Nedir? | Tanımı - Kromozomal Kalıtımsal Yapıya Göre Cinsiyet - Gonadal İç Ãœreme Organlarına Göre Cinsiyet - Fenotipik Dış Ãœreme Or.. Sonraki MakaleAnacığım | Ãœmit YaÅŸar OÄŸuzcan

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz