Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Erken Doğum | Neler Erken Doğuma Neden Olur? Apgar Nedir? Erken Doğan Bebeği Ne Gibi Sıkıntılar Bekler?


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 28.12.2007 tarihinde Sema tarafından, Hastalık Tanımları, Belirtileri, Tedavileri bölümünde paylaşılmıştır ve 41910 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Erken DoÄŸum | Neler erken doÄŸuma neden olur?, Apgar Nedir?,Erken doÄŸan bebeÄŸi
ne gibi sıkıntılar bekler?,Erken doğum önlenebilir mi?,
Yalancı doğuma yalancı tedavi..

Can’ın Anne bedeni dışında yaÅŸamaya hazır olmadan doÄŸmasıdır. Sistemleri tam olarak iÅŸlev görecek hale gelmemiÅŸtir. Can Anne karnında tüm sistemlerini dışarıya hazırlar. AkciÄŸerleri, sindirim sistemi, kasları, kemikleri dış dünyaya hazırlanır, olgunlaşır. Ama her zaman beynine öncelik tanır. Bu olgunlaÅŸma ve doÄŸum birbiri ile yakından iliÅŸkilidir. Bu iliÅŸki erken doÄŸumu engelleyen en önemli güvencedir. Ama bazen iÅŸler ters gider. Can erken doÄŸar. YaÅŸam yolculuÄŸunu erken terkeder. Ölüme yolculuÄŸa çok hazırlıksız yakalanır.



Ne zaman erken doÄŸum?

Genelde 37. Hafta tamamlanmadan olan doÄŸumlar erken kabul edilir. DoÄŸum ne kadar erken olursa o kadar geliÅŸmemiÅŸ bir Can doÄŸacaktır. Halk arasında yanlış olarak 7 aylık doÄŸumun 8 aylıkdan daha fazla yaÅŸama ÅŸansına sahip olduÄŸu inancı vardır. Anne karnında geçirilecek her gün Can’ın yaÅŸam ÅŸansını arttırır. Özellikle 34. haftadan önce doÄŸan bebekler sorunlu olacaktır. Çünkü Can’ın akciÄŸerlerinin geliÅŸmesi genellikle 34. haftada tamamlanır. AkciÄŸeri geliÅŸmemiÅŸ bir Can doÄŸduÄŸunda soluk alma güçlüğü çeker. Ancak yüksek basınçlı oksijen çadırında nefes alabilir. Bu nedenlerle erken doÄŸan bebeklerin kaç haftalık olduÄŸunun bilinmesi gerekir. Ama son adet tarihinin tam olarak bilinmediÄŸi hallerde bebeÄŸin ağırlığı önem kazanır. 2500 gramın altı düşük doÄŸum ağırlığı kabul edilir.1500 gramın altı ise çok düşük doÄŸum ağırlığıdır. Genelde bebeklerin yüzde 10’u erken doÄŸar. Bebek ölümlerinin yüzde 75’inin nedeni erken doÄŸumlardır. Düşük ağırlıklı bir bebeÄŸin ilk yılında kaybedilme riski normal ağırlıkla doÄŸmuÅŸ bir bebeÄŸe göre 200 kat fazladır. Ayrıca bunların sinir sistemlerinde ağır hasarlar ve sakatlıklar geliÅŸme riski de 10 kat daha fazladır. Bunlarda göz ve akciÄŸer sorunları gibi ek bir çok hasar geliÅŸir. Çok düşük ağırlıklı bebeklerin %60’ında sinirsel özür kalır.

Neler erken doÄŸuma neden olur?


Birçok nedensel bilgi ancak istatistiksel analizle elde edilir. Istatistik ise hiç bir zaman hastalık nedenini yüzde yüz göstermez. Sadece bir iliÅŸki olabileceÄŸini gösterir. Binlerce Anne incelenir. Bunlardan erken doÄŸum yapan Anne’lerın özellikleri ile zamanında doÄŸum yapanların özellikleri karşılaÅŸtırılır. EÄŸer erken doÄŸum yapanlarda farklı bir özellik varsa bu etken erken doÄŸum etkeni olarak kabul edilir. Tabi ki bu iliÅŸkinin mantıklı bir açıklaması olması gerekir. Bu tip araÅŸtırmaya epidemiyolojik araÅŸtırma denir. Oysa bilimsel çalışma doÄŸrudan olay üzerinde çalışmadır. Yani bir etkeni bir hamileye uygularsınız, eÄŸer o etken erken doÄŸuma yol açıyorsa o zaman kesin olarak erken doÄŸum etkeni kabul edilir. DoÄŸaldır ki bu tip bir çalışma insan üzerinde yapılamaz. Ancak hayvan deneyleri ile bazı olaylar araÅŸtırılabilir.

Epidemiyolojik çalışmalara göre erken doÄŸum çok genç ve çok yaÅŸlı annelerde daha sıktır. Daha önce erken doÄŸum yapan Anne’nın tekrar erken doÄŸum yapma riski daha fazladır. Böbrek hastalıkları, uterus myomları, uterus ile ilgili yapısal bozukluklar erken doÄŸum nedeni olabilir.

EÄŸer Anne’nın kendisi, kendi doÄŸum öncesi döneminde geliÅŸme geriliÄŸine maruz kalmışsa erken doÄŸum yapma riski fazladır. Uterusun aşırı gerilmesi de erken doÄŸum sancılarını baÅŸlatabilir. Ikiz hamilelikler, Amnion sıvısının fazla olduÄŸu haller bu duruma örnektir.

Erken doğumların yüzde otuzundaki etken ise enfeksiyon, yani mikroplardır. Mikroplar bazı zehirli maddeler salgılar. Bu zehir bedenin savunma mekanizmalarını harekete geçirir. Savunma hücreleri enfeksiyon bölgesine hücum ederek vücudun bağışıklık sistemini harekete geçirmek için birçok madde salgılar. Bu maddelerin etkilerinden biri prostaglandinler (PG) salgılatmaktır. PG ler uterus kasını kasar, serviksi yumuşatırlar. Böylece tedavi zamanında yapılmadığında enfeksiyon erken doğum riskini arttırır.

Beslenmenin etkisi

Bir Anne ne kadar kötü beslenir, ne kadar kötü sağlık koşulları altında yaşarsa vücudunun mikroplar tarafından işgali o kadar kolaydır. Kansızlık, yüksek tansiyon, yetersiz beslenme, yetersiz izlem enfeksiyon riskini arttırır. Bu nedenle toplum olarak hamilelerin bakım koşullarını düzeltmemiz gerekir. Gelecek kuşakları düşünüyorsak tabi ki. Anne yaşamında stresse yol açan birçok etken erken doğumu davet eder. Hamilelikte ev değiştirmek bile erken doğuma yol açabilir. Stres sonucu ortaya çıkan hormon ve kimyasal maddeler östrojen salınımını arttırır. Östrojen ise uterus kasının kasılmasını arttıran bir hormondur.
Gelişme geriliği olan bebeklerde erken doğabilir. Bu bebekler, normal gelişme gösteren erken doğan bebeklerden daha hafif ağırlıktadır. Ama tersine bu bebeklerin yaşama şansları çok daha fazladır. Çünkü bunlar içerde zaten sıkıntı çekmişlerdir. Oksijensizliğe karşı bir çok önlem almışlar, kıt kaynaklarla yaşamayı öğrenmişlerdir. Stres altında kaldıkları için daha fazla kortizol hormonu üretmişlerdir. Bu hormon ise akciğerlerini zamanından önce olgunlaştırır.

Sigara tek başına önemli bir etkendir. Daha önceden erken doğum yapanlarda tekrarlama şansı 3 kat daha fazladır.


Ağır böbrek hastalıkları, uterusun iyi gelişemediği durumlar ve rahim ağzı gevşeklikleri erken doğum sancılarının başlamasına neden olurlar.

Ikiz hamilelikler, suyun aşırı olması, Cana ait bazı sakatlıklar erken eyleme yol açabilir

APGAR…YenidoÄŸan’ın karnesi

Bu alandaki saÄŸlık personelinin tümünün bildiÄŸi bu kavram, 1950’lerde Dr. Apgar’ın geliÅŸtirdiÄŸi yeni doÄŸan bebeÄŸi deÄŸerlendirmeye yarayan bir puanlama sisteminin adıdır. Bugün için hala önemini korumaktadır. BebeÄŸin beÅŸ özelliÄŸi deÄŸerlendirilerek 10 puan üzerinden not verilir. Bunlar, kalp atım hızı, görünümü, yüz hareketleri, el ve bacak hareketleri ve solunumdur. Her özellik için 0,1, ya da 2 puan verilir. Beyin saÄŸlam ise kalp ve solunumu kontrol altına alır. Yine yüz ve kol-bacak kaslarını hareket ettirir. SaÄŸlıklı bir bebek doÄŸduktan 1 dakika sonra 7 ile 10 arasında puan alır. Puan 7 nin altında ise bebeÄŸe oksijen verilir. Bu arada bebek hafifçe kurulanır ve bir ısıtıcının altına konur. Çünkü yeterli soluk alabilmesi için kuru olması ve ısısını koruması gerekmektedir.

EÄŸer puan 3’ün altında ise acil önlemler gerekir. Bebek kendi başına soluk alamaz. Hala plasentasını arar. Bu nedenle ona plasentanın saÄŸladığı oksijeni yapay yolla vermek gerekir. Bunun için ya soluk borusuna hortum yerleÅŸtirilip akciÄŸerlere doÄŸrudan oksijen verilir. Ya da ağız-burun maskesi ile yüksek basınçlı oksijen verilir. Bebek kendi başına soluk alıp verene kadar bu destek sürdürülür. Ancak bebeÄŸe aşırı oksijen vermek doÄŸru deÄŸildir. Bebek düşük oksijende yaÅŸamaya alışıktır. Fazla oksijen gözlerine ve akciÄŸerlerine zarar verebilir. Bu nedenle çok iyi denge saÄŸlanması gerekir.
Erken doğan bebeğin geleceği ilk dakikalarda karşılaştığı ortamla yakından ilgilidir. Tabi organları ne kadar olgunsa yaşam şansı o kadar fazladır. Ne yapacağını bilen bir ekip ve yeterli teknolojik donanım bu bebeklerin şansıdır.

Erken doğan bebeği ne gibi sıkıntılar bekler?

– Beyin kanamasına baÄŸlı beyin hasarı riski fazladır.
– Sindirim sistemi yeterli olgunlukta olmadığından özel beslenme ister.
– Böbreklerin yetersizliÄŸi nedeniyle sıvı ve elektrolit dengesi bozulur.
– Isı ayarlayan merkezlerin yetersizliÄŸi nedeniyle aşırı ısı kaybeder ve ısı dengesini saÄŸlayamaz.
– Plasenta aracılığıyla Anne’den gelen glukoz ve kalsiyumdan yoksun kalır.
-Kan hücrelerinin yıkılması ile ortaya çıkan bilirübin denen sarı madde karaciğer tarafından etkisiz hale getirilir. Ama karaciğer yeterli gelişmediğinden bu işi başaramaz ve sarılık oluşur.
-Enfeksiyonlara karşı yeterli direnç ve savaşım veremez.

Tüm bu yetersizlikler bebeÄŸin geleceÄŸini olumsuz etkileyecektir. ÖrneÄŸin biriken bilirübin beyinde çöker ve kalıcı hasarlara yol açar. BebeÄŸin beyin ve zeka geliÅŸimi geri kalır. 1000 gramın altında doÄŸan bebeklerin %75’inde beyin kanaması görülür. Neyse ki yenidoÄŸan beyni çoÄŸu kez bu tip harabiyetlerden fazla kalıcı zarar görmez. Ileriye yönelik önemli bir iz kalmaz.

Iyi bakım sağlıklı gelecek demektir

Erken doğan bebeklerin bakımı çok özen gerektirir. Tüm ekibin ve ekipmanın yeterli düzeyde olması gerekir. Çalışan sağlık personeli yüksek düzeyde eğitimli olmalıdır. Günün 24 saati aynı düzeyde bakım sağlanmalıdır. Tam donanımlı bir yenidoğan bakım ünitesi uzay merkezini anımsatır. Her yerde monitörler, bip bip sesleri, sessiz ama yoğun bir koşuşturmaca, yanan sönen ışıklar. Hepsi yenidoğana Anne karnındaki ortamı hatırlatmak için gösterilen çabalardır. Cağdaş yenidoğan uniteleri Anne karnındaki çevreyi taklit etmeye çalışır. Ancak hangi bebekler yaşar, hangisinde hasar kalır, hangisi sorunsuz gelişir? Bunları önceden kestirecek testler henüz mevcut değildir. Özürlü kalan bebekler hem aile hem de toplum için yük olacaktır. Çok yoğun bakım isteyen bebeklerde özürlü kalma oranı yüksektir. Beyin hasarı ömür boyu süren ve ileri yaşlarda daha da belirginleşen bir sorundur. Erken dönemde beyini geliştirici özel çalışmalara başlanması gerekir.Gelişme döneminde beyne yaptırılacak egzersizler oluşacak kalıcı hasarları azaltabilir. Çevresinde böyle insanlar bulunanlar durumun hassasiyetini daha iyi anlarlar.

Ömür boyu Anne babasına bağımlı bir insan vardır karşınızda. Bakımı hem maddi hem de manevi açıdan ağır bir yüktür. Bu kişilerin topluma verebilecekleri çok azdır. Sürekli toplumdan alır. Tüm bu nedenlerle doğum hekimliğinin en önemli görevlerinden biri erken doğumları olduğunca azaltmakdır.

Erken doğum sadece aileye değil topluma da büyük yük getirir. Toplumsal kaynaklarımız zaten sınırlı. Bu kaynakların erken doğan bebeklerin bakımı için değil, sağlıklı doğan bebeklerin daha iyi yetişmesi için ayrılması gerekir.

Erken doğum önlenebilir mi?

En tartışmalı konulardan biridir. Birçok ilaç erken doÄŸum sancılarını durdurabilir. Ama bu ilaçların erken doÄŸan bebek sayısını azaltmada pek katkısı olmamaktadır. Risk gruplarını saptayarak bu kiÅŸilerin çok yakından izlenmesi, vajinal kültürlerle mikrop taraması erken doÄŸum riskini azaltabilir. Ayrıca rahim gevÅŸekliÄŸi olanlara dikiÅŸ atılması ve yatak istirahati yararlı uygulamalardır. Bu konuda Anne’nın iyi eÄŸitimi ve erken doÄŸum belirtilerini erken tanıyarak zamanında hekime baÅŸvurması önemlidir.

Erken doÄŸumu erken farketmek

Erken doğum tanınabilir mi? Ya da tanındığında önlem alınabilir mi? Bu da ayrı bir sorundur. Genellikle bazı belirtilerin erken doğum habercisi olduğu ancak olay iyice ilerledikten sonra anlaşılabilir. Bu durumda da çok geç kalınmış olacaktır. O halde erken doğum habercisi olabilecek belirtilerin gözlendiği her duruma erken doğum başlıyormuş gibi yaklaşmak gerekir. Fetal Monitör denen cihazla uterus kasılmalarının karın üzerinden ölçülmesi ayırıcı tanıda oldukça yardımcıdır. Ancak ultrasona göre çok ucuz ve yararlı olan bu cihaz ülkemizde ultrason kadar yaygınlaşmamıştır.
Düzenli ve ağrılı kasılmaları olan kadınların yarısında doğum eylemi başlamaz, yani herhangi bir tedavi yapılmasa da doğum ilerlemez ve durur. Bu nedenle de bir ilacın ya da tedavinin etkinliğinin değerlendirmesi güçtür.

Yalancı doğuma yalancı tedavi

EÄŸer gerçekten ciddi bir durum varsa Anne’nın hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi gerekir. Teadviye ilaçlar serum içine katılarak baÅŸlanır ve ÅŸayet aÄŸrılar geçerse ağızdan haplarla devam edilir. Ãœlkemizde ve yurt dışında en çok kullanılan ilaç Pre-par ismiyle bilinen bir ilaçtır. Ciddi durumlarda bu ilaç ağızdan 2 saatde bir verildiÄŸinde ancak etkili olur. Çarpıntı gibi bazı ağır yan etkileri olan bu ilaç birçok kadın doÄŸum hekimi tarafından yanlış kullanılmaktadır. Günde 3 sefer yarımÅŸar tablet verilir. Bu kullanımın hiçbir yararı yoktur. Sadece hekimi ve hastayı psikolojik olarak rahatlatır.

Son yıllarda bir kalp ilacı olan nifedipinin 24 saat etkili biçimleri erken doğumu engellemek için kullanılmakta ve başarı sağlanmaktadır.

Erken eylemi durdurmaya çalışmanın en önemli yararı Can’ın akciÄŸerlerini olgunlaÅŸtıracak zamanı kazanabilmektir. EÄŸer doÄŸum 48 saat geciktirilir ve bu arada Can’ın akciÄŸerlerini geliÅŸtirmede yararlı olacak ilaçlar kullanılırsa, tedavi amacına ulaÅŸmıştır. Erken eylem tedavisinin ikinci önemli yararı Can’ı yaÅŸatabilecek özellikleri ve donanımları olan hastanelere zamanında yetiÅŸtirilmesidir.

(Visited 5 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 28.12.2007 tarihinde Sema tarafından, Hastalık Tanımları, Belirtileri, Tedavileri bölümünde paylaşılmıştır ve 41910 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 1 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Erken Doğum | Neler Erken Doğuma Neden Olur? Apgar Nedir? Erken Doğan Bebeği Ne Gibi Sıkıntılar Bekler? orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleEnerji Tasarrufu Haftası | Ocak Ayının 2. Haftası (11 - 18 Ocak) - Enerji Tasarrufu Haftası Ä°le Ä°lgili Güzel Sözler Ve Åžiirler Sonraki MakaleFirst it was far more common in SE Asia than in Europe

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz