Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Erkekte Kısırlık Nedenleri? | Normal Erkek Ãœreme Organları Anatomisi – Semen Analizi Ve DeÄŸerlendirilmesi – Cerrahi Sperm Arama Yöntemleri (TES..


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 19.08.2008 tarihinde Hale tarafından, Hastalık Tanımları, Belirtileri, Tedavileri bölümünde paylaşılmıştır ve 898 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Erkekte Kısırlık Nedenleri?

Evli çiftlerin yaklaşık %15 oranının çocuk sahibi olmakta güçlük çektiklerini ve bu çiftlerin yaklaşık yarısında bu güçlüğün ardında yatan sebebin erkek faktörü olduğunu bilmekteyiz. Erkek infertilitesi karşımıza basit sperm hareketliliği problemi gibi çok hafif problemlerden, testiste sperm yapımının tamamen kaybı gibi çok ciddi problemlere kadar uzanan çok geniş bir yelpaze ile çıkmaktadır. Bundan 10-15 yıl önce kesinlikle çocuk sahibi olamayacakları söylenen çiftlerin pek çoğunda günümüz teknikleri ile gebelik elde edebilmekteyiz. Yardımcı üreme tekniklerindeki bu önemli gelişmeler sayesinde infertil çiftlerin pek çoğunda infertilite problemine bir çözüm bulabilmekteyiz.


Erkek infertilitesine yol açan çok sayıda sebep bulunmaktadır. Ne var ki, erkeklerin sadece çok az bir kısmında (%10-15) bir sebep tanımlanabilmektedir. Çoğu erkekte sperm yapımının neden bozulduğunu açıklamak mümkün olmamaktadır. Bilebildiğimiz sebepler (varikosel, kabakulak vs) ancak infertil erkek grubunun çok az bir kısmında problemi açıklamamızı sağlamaktadır. Özellikle sperm yapımının genetik kodlarla kontrol edildiğinin ve bazı genetik problemlerin sperm yapımını olumsuz yönde etkilediğinin belirlenmesi, erkek infertilitesinin altında yatan sebeplerin anlaşılabilmesi açısından çok faydalı olmuştur. Daha önce sebep bulamadığımız bazı problemlerde altta yatan sebebin genetik hatalar olduğunu ortaya koyabilmekteyiz.

Erkekte üreme hücreleri, organlar ve bu organların çalışma sistemlerini gözden geçirmek, infertil bir erkekte nasıl bir yol izlediğimizin anlaşılmasına yardımcı olacaktır.


Normal erkek üreme organları anatomisi

Erkekte sperm yapımından sorumlu olan organ testislerdir. Testisler, vücut dışında , skrotum olarak adlandırdığımız çok-katlı bir kas tabakasından oluşan kese içerisinde yer alırlar. Bu yerleşim nedeniyle testislerin sıcaklığı, vücut sıcaklığından daha düşüktür.

Testislerin iki temel görevi vardır:

1. Testosteron hormonunun üretimi
2. Sperm üretimi

Testisler yaklaşık 4-5 cm uzunluğunda olup, çevreleri tunika albuginea adı verilen sağlam bir zar tabakası ile çevrilidirler. Testis dokusu, hormon üretiminden sorumlu Leydig hücreleri ve sperm üretimine destek veren Sertoli hücreleri arasında yer alan ince kıvrıntılı kanallar (seminifer tübüller) şeklinde izlenmektedir. Bu kanalların içerisinde, farklı gelişim evrelerindeki sperm hücreleri yer almaktadır.

İnce kanallar testisin ortasına doğru birleşerek daha geniş kanallara açılır ve bu kanallar testisin üst-arka kısmında toplanarak epididim adı verilen kanallar topluluğunu oluşturur. Epididimde yer alan kanallar son derece kompakt bir yapıya sahiptir. Bu kanallar açılacak olsa toplam uzunluğunun yaklaşık 6 metreyi bulacağı bilinmektedir. Epididimden tek ve kalın bir kanal testis dışına çıkar. Bu kanala vaz deferens adı verilir.


Vaz deferens testisten çıkar, kasıkta yer alan “inguinal kanal” içerisinden karın duvarı içerisine geçer, mesanein yanından dolaÅŸarak prostat seviyesinden, penis içerisindeki üretraya açılır. Vaz deferens, idrar kanalına açılmadan hemen önce prostatın her iki yanında yer alan “seminal vezikül” adlı salgı bezlerinin çıkış kanalı ile birleÅŸir. Bu noktada testisten gelen spermler, prostat ve seminal vezikülden kaynaklanan yardımcı salgılar ile birleÅŸir. Böylece testiste üretilen sperm, uzun bir yol katederek, idrar çıkışını da saÄŸlayan üretra aÄŸzına ulaÅŸmış olacaktır.

Gebelik oluşturacak potansiyeline sahip bir spermin ortaya çıkması oldukça karmaşık bir süreç sonucunda gerçekleşmektedir. Sperm üretimi erişkin yaşta başlayarak hayatın ileri yaşlarına kadar hatta bazı erkeklerde ölümüne kadar devam etmektedir. Testiste sperm yapımı, genetik ve hormonal kontrollar atındadır.

Genetik şifreler, sperm kök hücrelerinin oluşumu ve olgun sperm üretimi için gerekli gelişim basamaklarını kontrol etmektedir. Sperm üretimi ise hormonal uyarılar başlatmakta ve hayat boyunca devamını sağlamaktadır.
Hormonal sistemde ilk uyarıyı oluşturan merkez beyin içerisinde yer alan hipotalamus adındaki bölgedir. Bu bölgeden çıkan GnRH adındaki hormon, yine beynin alt kısmında yer alan hipofiz bezini uyarır.

Hipofiz bezi bu uyarıya FSH ve LH adı verilen iki hormonu salgılayarak cevap verir. Bu iki hormonun üreme sisteminde çok önemli rolü bulunmaktadır. Her iki hormon da testis üzerine etki yapmaktadır. FSH testisten sperm üretimini, LH ise testosteron üretimini uyarmaktadır.

Sperm üretimi yaklaşık 72 günlük bir süre gerektirmektedir. Dolayısıyla bugün yapılacak bir sperm tahlilinde değerlendirilecek olan spermlerin yapımı bundan yaklaşık 2,5 ay öncesine dayanmaktadır. Bu sürenin ilk 50 günü testiste geçerken, son 22-24 gün ise epididimde geçmektedir. Epididimde spermler hem olgunluk hem de hareketlilik kazanmaktadır. İlişki sonrasında epididimden, vaz deferens yolu ile dışarıya çıkan spermler vajen içerisine dökülerek tüplerde son bulacak yolculuklarına başlarlar.

Erkekte infertilite açısından değerlendirme üç aşamadan oluşmaktadır, bu aşamalar şu şekilde sıralanabilir;

1. Öykü
2. Fizik muayene
3. Semen analizi
4. Gerekli görüldüğü taktirde ileri testler
a. Hormonal testler
b. Doppler ultrasonografi
c. Sperm fonksiyon testleri
d. Genetik testler

Öykü, erkek infertilitesinin tanımlanmasında ve sebebin belirlenmesinde çok önemli bilgi ve ipuçları verebilir. Örneğin çocukluk çağı hastalıklarından inmemiş testis, ileride sperm yapımını olumsuz yönde etkileyebilecek bir problemdir.

Öykü sırasında araştırılan faktörler şu şekilde sıralanabilir:

1. İnfertilite öyküsü

a.İnfertilite süresi
b.Önceki Gebelikler
c.Daha önce yapılan tedaviler
d.EÅŸin tetkik ve tedavisi

2.CerrahiÖykü

a.Travma, kaza, yaralanma
b.Fıtık onarımı
c.OrÅŸiopeksi (Ä°nmemiÅŸ testislerin skrotuma indirilmesi)
d.Orşietomi (Kanser veya torsiyon sebebiyle testisin alınması)
e .Prostat rahatsızlığı veya darlık nedeniyle transüretral cerrahi

3. Seksüel Öykü

a.Gecikmiş ergenlik nedeniyle araştırma
b.Ä°mpotans
c.Lubrikan kullanımı
d.Koitus zamanlaması veya sıklığı

4.Enfeksiyonlar

a.Son 3 ay içerisinde geçirilmiş ateşli hastalık
b.Cinsel yolla bulaşan hastalık öyküsü (bel soğukluğu, frengi, HPV)
c.Kabakulak orÅŸiti
d.Tüberküloz

5. Kimyasal madde veya radyasyona maruz kalma

a.Kemoterapi
b.Radyoterapi
c.Mesleki nedenlerle maruz kalma

i. Zirai ilaçlama
ii. Kimyasal madde üretimi
iii.Radyoaktif madde üretim, depolama veya sevki

6.Sistemik hastalık hikayesi

a.Diabet
b.Kan dolaşım bozukluğu
c.Sık solunum yolu enfeksiyonları, bronşit
d.Koku alamama, kronik baş ağrısı, görme bozuklukları gibi şikayetler
e.Göğüslerde anormal büyüme (jinekomasti)

7.İlaç kullanımı

a.Steroidler, anabolizan ilaçlar (vücut geliştirici)
b.Tıbbi ilaçlar

8.Alışkanlıklar

a.Sigara
b.Alkol

9.Aile hikayesi

a.İnfertil erkek veya kız kardeş
b.Baba tarafında infertil bireyler
c.Yardımcı üreme teknikleri tedavisi görmüş yakın akraba

Sorgulanan bu faktörlerden bir veya birden fazlasının varlığının saptanması, erkeğin tedavisi için bir umut ışığı doğuracaktır. Daha önce belirtildiği üzere, sperm yapımındaki problemlerin sebebi çoğu zaman tanımlanamamakta, bu nedenle de sperm yapımını düzeltecek tedaviler yapılamadığından, eldeki spermleri en iyi şekilde nasıl değerlendirileceği düşünülmektedir. Bu da çoğu zaman mikroenjeksiyon gibi yardımcı üreme teknikleri ile olmaktadır. Yardımcı üreme teknikleri aşamasına gelmeden daha önce bir sebebin belirlenebilmesi ve bu sebebin düzeltilerek sperm yapımının normal seviyeye çıkartılabilmesi daha büyük bir başarı olacaktır. Dolayısıyla, sperm yapımını olumsuz yönde etkileyen sebebin araştırılması büyük önem taşımaktadır. Eğer düzeltilebilir bir sebep bulunabilirse ilk önce bu problemin düzeltilmesi yoluna gidilerek çift yardımcı üreme teknikleri gibi pahalı ve zahmetli yöntemlerden korunmalıdır.
Örneğin geçirilmiş cerrahi girişimler veya enfeksiyon hastalıkları, kanallarda tıkanıklığa dolayısıyla da sperm üretimi ve üretilen spermin dışarıya naklinde problemlere yol açabilir. Keza mesane boynuna yapılan girişimler retrograd ejekülasyona yani meninin dışarıya değil mesane içerisine boşalmasına neden olabilir. Tıkanıklık saptanan hastalarda cerrahi, bir alternatif olarak düşünülebilir.

EriÅŸkin yaÅŸta geçirilen bir kabakulak enfeksiyonu eÄŸer testisleri de etkilerse, ÅŸiddetli testis doku hasarına yol açabilir. 39 – 40°C ye kadar yükselmiÅŸ bir ateÅŸli hastalık ya da viremi testiküler fonksiyonu bozduÄŸu için sperm üretimi geçici olarak duraksayabilir. Yeni bir semen analizi ve doÄŸru sonuç alınabilmesi için bu durumda yaklaşık 3-6 aylık bir sürenin geçmesi gerekecektir.

Kemoterapi veya radyoterapi uygulamaları da spermatogenezi ancak 4-5 yılda normale dönmekte veya kalıcı olacak şekilde bozulabilmektedir. Böyle bir durumun bilinmesi hastanın bilgilendirilmesi ve tedavi şeklinin belirlenmesi açısından önem taşır, ayrıca böyle bir hasta da tedaviden önce meni örneği alınarak spermlerin dondurulması gelecekte fertilitenin devamı açısından çok önemlidir. Bir çok ilacın (örneğin nitrofurantoin, simetidin, sulfasalazin, alkol, kokain, nikotin, marihuana ve kafein gibi) sperm yapımını olumsuz yönde etkiledikleri bilinmektedir. Yine sporcuların sık kullandıkları anabolizan ilaçlar, hormonal mekanizmayı etkileyerek sperm yapımını bozabilirler.

Fizik muayene, sperm yapımındaki problemin sebebine yönelik olarak gerçekleştirilir. Penis, skrotum, testisler, epididim ve vaz deferens değerlendirilir.

1. Peniste doğuştan veya sonradan geçirilen bir cerrahi operasyona bağlı, fonksiyon kaybı oluşturabilecek şekilsel rahatsızlıklar
2. Skrotumda testilerin varlığı veya inmemiş testis
3. Testislerin boyutları ve kıvamı
4. Vaz deferensin varlığı veya yokluğu
5. Epididimlerde ÅŸiÅŸlik ve hassasiyet
6. Varikosel varlığı ve derecesi değerlendirilir.

Testislerin skrotumda olup olmadığı durumda (cerrahi ile çıkartılmadı ise) inmemiş testis durumu söz konusudur. Testisin anne karnında gelişim sürecinde, karın içerisinden skrotum içerisine inmesi beklenir. Bazı erkek çocuklarında bu olay anne karnında değil çocukluğun erken yaşlarında gerçekleşmektedir. Testisler vücut dışında, skrotum içerisinde yer aldıklarından daha soğuk bir ortamda bulunmaktadır. Karın içerisinde uzun süre kaldıları taktirde, erişkin yaştan sonra skrotum içerisine indirilseler dahi sperm üretimi gerçekleştirmemektedirler. Ayrıca karın içerisinde kalan testislerde uzun dönemde kanser gelişimine yatkınlık olduğu bilinmektedir. Bu nedenle inmemiş testislerin varlığının saptanması erkek için hem infertlite hem de genel sağlığı için oldukça önemlidir.

Testislerin hacminin değerlendirilmesi önemlidir. Testisler yaklaşık % 85-90 oranında seminifer tübüllerden (kanallardan) oluşur. Bu bölgeler sperm üretiminin gerçekleştiği alanlardır. Testis hacminin azalmış olması, çoğunluğu seminifer tübüllerin oluşturduğu bu alanlarda büyük oranda sperm üretiminde azalma olduğunu düşündürür. Azoospermik (menide sperm gözlenmeyen)erkeklerde testisten sperm bulunması şansı, testis hacmi ile orantılıdır. Bu nedenle muayenede testis boyutlarının bilinmesi oldukça önemlidir. Testisin uzun aksı 4 cm. civarında olmalıdır. Boyu, eni ve ön-arka boyutu bilinirse, elipsoid formülü yardımı ile yaklaşık hacmi hesaplanabilir (V=a x b x c x 0.52). Testis normal volümü ortalama 20 ml. civarında olmalıdır.

Varikosel mutlak incelenmesi gereken bir diğer önemli patolojidir. Varikosel muayenesi sırasında ayağa kalkarak karıniç basıncını arttıracak şekilde öksürmek veya ıkınmak (Valsalva manevrası) gerekebilir. Varikosel tanısı için renkli doppler ultrasonografiden de yararlanılabilir. Ultrasonografi ile ven çapının 3 mmden fazla olması ve damardan reflünün yani geri akımın gösterilmesi ile tanı pekiştirilebilir.

Semen Analizi

Erkeğin aktif sperm üretimi ile ilgili en faydalı bilgiyi verecek olan testtir. Semen analizinin doğru bir şekilde yapılması için en önemli şart, cinsel perhiz süresinin doğru bir şekilde ayarlanmasıdır. En ideal analiz, 3 veya 4 günlük bir cinsel perhizi takiben gerçekleştirilecektir. Perhiz süresinin uzaması sperm sayısının aldatıcı şekilde artması ve hareketliliğin azalmasına, çok kısa olması ise sayının azalması ve hareketliliğin artmasına yol açacak, her iki şekilde de yanıltıcı bilgilere sebep olacaktır.

Semen analizi için örnek verirken, yanlış sonuçlara yol açmamak için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Eğer görevliler sizleri bu konuda uyarmayı unuturlarsa, hatalı örnek yanlış bir tanıya ve yanlış tedavi yaklaşımlarına yol açabilir.

Bu nedenle aşağıda sıralanan noktalara özen gösterilmelidir:

a. Perhiz süresin doğru olarak görevlilere bildirmek ilk esastır. Çeşitli sebeplerle ideal perhiz süresi dışında analiz yapılması gerekiyorsa, perhiz süresinin uzunluğu, analizi yorumlayan kişiye yol gösterecektir.

b. Örnek vermeden önce ell er ve penis sa bunlu su ile yıkandıktan sonra bol su ile durulanmalı ve kağıt havlu ile tamamen kurulanmalıdır.

c. Semen örneğini vermeden hemen önce mutlaka idrarın tamamı tuvalete yapılmalıdır. Bu işlem bakterilerin, verilecek semen örneğine bulaşmasına engel olacaktır.

d. Kayganlaştırıcı herhangi bir madde (sabun, yağ, vazelin, tükrük vs) kullanılmamalıdır.

e. Örneğin verileceği kaplar sterildir. Kabın veya kapağın iç kısmına dokunulmamalıdır.

f. Gelen meni örneğinin tamamının kabın içerisine verilmesi önemlidir. Eğer yanlışlıkla bir kısmı dışarı kaçtı ise bu durum mutlaka görevlilere bildirilmelidir.

g. Hastanede gösterilen odada örnek vermek mümkün olmuyor ise bu durum doktora veya görevlilere bildirilmelidir. Eğer eşin yardımı gerekiyorsa, hastanedeki odalardan biri tahsis edilebilir.

h. Eşin yardımı ile cinsel ilişki sonrasında verilecek örnekler, içerisinde bazı mikroorganizmaların (bakteri, mikrop) bulunması ihtimali nedeni ile tercih edilmemektedir. Bunun için özel bazı prezervatifler kullanılmaktadır. İnsan derisinde, anüs, makat bölgesinde ve cinsel organları civarında bol miktarda mikroorganizma bulunmaktadır. Bu mikroorganizmaların özellikle tüpbebek veya mikroenjeksiyon yapılacağı gün verilen örneğe bulaşması, yapılacak işlemin başarısız olması ile sonuçlanabilir. Bu nedenle eşin yardımı ile örneği verirken beraberinde bu mikroorganizmaların bulaşmasına sebep olabilecek temaslardan kaçınılmalıdır.

i. Eğer hastane dışında örnek verilmesi söz konu ise, şu şartlarda verilmesi ve taşınması uygundur;
i. Sperm verme sırasında örneğe mikrop bulaşması ihtimalini düşünerek yukarıda sözü edilen durumlara dikkat edilmelidir.
ii. Örnek en fazla 20 dakika içinde, vücut sıcaklığına yakın ısıda (kış aylarında koltuğunuzun altında) ve güneş ışığı görmeyecek şekilde laboratuara ulaştırılmalıdır.

Semen analizinde değerlendirilen spermlerin yapımının 2-2.5 ay öncesine dayandığını belirtmiştik. Bu dönem içerisinde yaşanacak ateşli bir hastalık, ağır stres veya yorgunluk sperm yapımını belirgin derecede etkileyebilir. Bu nedenle tek bir semen analizi ile bir erkek hakkında karar vermemek gerekir. Sperm kriterlerinde farklı analizlerde çok belirgin dalgalanmalar görülebilmektedir. Önemli olan bir erkeğin genel ortalamasının ne olduğunun belirlenmesidir.

Semen analizinde değerlendirilen üç temel kriter ve bu kriterler için kabul edilen normal değerlerler aşağıda sunulmaktadır:

· Meni hacmi : 1.5-5.0 ml
· Sperm sayısı : >20 milyon/ml
· Hareketlilik : >%60
· İleri hareketlilik : >2 (1-4)
· Normal şekilsel yapı : Kruger kriterlerine göre >4
WHO kriterlerine göre >%60

Ayrıca meni örneğinde belirgin agglutinasyon (spermlerin birbirine yapışması) ve pyospermi (2 milyon/mlnin üzerinde lökosit yani iltahaba karşı savaşan bağışıklık hücreleri) görülmemesi beklenir. Semen içerisinde lökosit artışı, sperm fonksiyonunu ve hareketliliğini o lumsuz yönde etkilemektedir. Lökosit artışı enfeksiyon veya inflamasyon (yani doku ödemi) varlığını düşündürmektedir. Hem enfeksiyonun kendisi hem de lökositlerden kaynaklanan serbest oksijen radikalleri, sperm üzerinde olumsuz etkiler göstermektedir. Semende yüksek oranda lökosit gözlendiği taktirde semen kültürü yapılarak olası bir enfeksiyon araştırılmalı, enfeksiyona yol açan bakteri belirlenerek antibiotik tedavisi önerilmelidir.

Spermlerde yüksek oranda agglutinasyon gözlendiğinde bazı bağışıklık testleri yaparak (immunobead, MAR gibi), spermlerin birbirine yapışmasındaki sebebin antisperm antikorları olup olmadığı araştırılır. Antisperm antikorların araştırılması oldukça tartışmalı bir konudur. Antisperm antikorlar, üreme sistemi enfeksiyonları, testis travması ve üreme sistemi tıkanıklıklarında ortaya çıkmaktadır. Spermlerin 520sinden fazlasının antisperm antikorlar tarafından bağlanması, klinik açıdan sperm fonksiyonunu etkileyecek bir problem olarak kabul edilir.

Semen analizi sonucunda saptanan bulgular şu şekilde tanımlanır:

· Oligospermi: Sperm sayısının düşük olması

· Astenospermi: Sperm hareketliliğinin düşük olması

· Teratospermi: Sperm şekilsel yapısının yüksek derecede anormal olması

· Oligo-astenospermi: Sperm sayı ve hareketliliğinde problem

· Asteno-teratospermi: Sperm hareketliliği ve şeklinde problem

· Oligo-asteno-teratospermi: Sperm sayı, hareketlilik ve şeklinde problem

· Şiddetli oligo-asteno-teratospermi: Sperm sayısının <5 milyon/ml olması (neredeyse her zaman hareket ve şekilsel problem eşlik eder) · Azoospermi: Menide hiç sperm gözlenmemesi

· Virtual azoospermi (kriptozoospermi): Kişiye ait bazı örneklerde çok az sayıda (<100bin/ml) sperm saptanırken, bazı örneklerde ise hiç sperm görülmemesi · Total immotil sperm: Spermlerde hiç hareketlilik gözlenmemesi

· Initially immotil sperm: İlk incelemede spermlerde hiç hareketlilik gözlenmezken, çeşitli işlemler sonrası hareket gözlenmesi

Spermlerin ÅŸekilsel açıdan deÄŸerlendirilmesi tecrübe gerektiren zahmetli bir incelemedir. Bazı özel ÅŸekilsel problemlerin sperm hareketliliÄŸinin azalması, döllenme kapasitesinde azalma veya anormal embriyo geliÅŸim ile iliÅŸkili olduÄŸu bilinmektedir. ÖrneÄŸin sperm başının çok büyük olarak izlendiÄŸi “globozoospermi” anomalisinde, sperm başının üzerinde yer alan ve spermin yumurtayı döllemesi için gerekli olan enzimleri barındıran akrozom baÅŸlığı bulunmamaktadır. Bu spermler ile mikroenjeksiyonda dahi oldukça düşük oranda bir döllenme gerçekleÅŸmektedir. ÖrneÄŸin “dag defekt” olarak tanımlanan bir diÄŸer örnekte, spermin kuyruÄŸu, başı etrafında döndüğünden spermin ileri doÄŸru hareketliliÄŸi engellenmekte ve asteno-teratospermi tablosu ortaya çıkmaktadır.

Sperm kriterlerinde problem saptandığında, sebebin belirlenmesine yönelik olarak bazı ileri testler gerçekleştirilebilir.
Hormonal testler, daha önce belirtmiş olduğumuz, hipotalamustan başlayıp testislerde sonlanan hormonal sistemin değerlendirilmesi amacını taşır.

Bu testlerde şu hormonların seviyeleri belirlenir:

1. FSH
2. LH
3. Total veya serbest testosteron
4. Prolaktin

Bu dört hormona ait düzeyler bize hormonal sistemin nasıl çalıştığını göstermektedir. Hormo nların normalden düşük veya yüksek olmaları bize hatanın nereden kaynaklandığını veya problemin ne seviyede olduğu konusunda bilgiler verebilmektedir. Örneğin FSH ve LH hormonu çok düşük olan erkeklerde, hormonal uyarının eksikliğine bağlı olarak sperm yapımının olmadığı saptanabilir. Böyle bir durumda dışarıdan ilaçlar vasıtası ile hormonal takviye yapıldığında sperm yapımı yeniden başlatılabilir. Bunun aksine menide sperm saptanmayan, FSH değeri çok yüksek, testosteron düzeyi ise düşük çıkan bir erkekte, bu kadar yüksek hormon uyarısına karşın sperm ve testosteron üretilmemiş olması, testislerde ciddi bir harabiyet olduğunu düşündürmektedir.

Renkli Doppler ultrasonografi, testiste ve çevresinde yer alan damarlardaki kan akımının değerlendirilmesini saplar. Özellikle varikosel varlığının ve derecesinin belirlenmesinde faydalı olmaktadır. Örneğin ultrasonografide varikosel damarlarına ait kistik genişlemeler, renkli ultrasonografi ile teyid edilmekte, kan akımı ölçülerek akımın belirli noktalarda yavaşladığı veya geri akımın başladığı tesbit edilmektedir.

Sperm fonksiyon testleri, semen analizi sonucunda eksik kalan bazı bilgileri tamamlayabilmektedir. Bu testler; sayı, hareket veya şekil açısından normal veya normale yakın değerlerde saptanan spermlerin DNA olgunluğu, yumurtaya bağlanma kapasitesi ve dölleme yeteneği açısından vs. değerlendirilmesini sağlar.

Bu testler arasında en sık uygulananlar şunlardır:

1. Acridine orange test
2. Sperm penetration assay
3. Human zona binding assay

Genetik testler, sperm üretimindeki problemin altında yatan sebebin genetik kaynaklı olup olmadığını belirlemektedir.

Erkek Ä°nfertilitesinde Tedavi

İnfertil erkeklerin ancak çok az bir kısmında mevcut problemin sebebi tanımlanabilmektedir. Bu sebeplerin bazıları düzeltilebilir olmakla birlikte bir kısmında örneğin genetik kaynaklı problemlerde, sperm üretimindeki hatanın düzeltilmesi mümkün olmamaktadır. Böyle bir durumda tek alternatif eldeki mevcut kriterleri kullanarak, çocuk sahibi olma konusunda efektif bir yardımın gerçekleştirilmesidir.

Bazı durumlarda tıbbi veya cerrahi tedavi ile sperm üretimini etkileyen problemler düzeltilebilmektedir.

Tıbbi Tedavi

1. Hormonal tedavi: (Human chorionic gonadotropin (hCG), gonadotropinler (FSH, HMG) veya GnRH analogları: Hormonal tedavi, özellikle vücutta doÄŸuÅŸtan hormonal eksikliÄŸi bulunan “hipogonadotropik hipogonadizm” hastalarında baÅŸarılı olmaktadır. Testisleri uyaran FSH ve LH hormonlarının eksikliÄŸi, testiste sperm ve testosteron üretimini imkansız kıldığından, dışarıdan verilen hCG, HMG, FSH gibi hormonlar ile bu eksiklik giderilmektedir.

2. Klomifen sitrat: Bu ilaç ile hipotalamus düzeyinde etki gerçekleştirilerek hormonal sistem uyarılmaktadır. Bu şekilde de testislerden testosteron ve sperm yapımının arttırılası beklenir.

3. Antioksidanlar (vitamin E ve vitamin C): Bu vitaminlerin kullanımındaki temel amaç, reaktif oksijen radikallerin oluşturduğu hasarın ortadan kaldırılmasıdır.

4. Karnitin: Karnitin, normal şartlarda epididimde yüksek konsantrasyonda bulunan bir kimyasal maddedir. Son döenmde yapılan çalışmalar, diyete karnitin eklenmesinin sperm hareketliliğini arttırdığını ileri sürmektedir. Bu konudaki çalışmalar henüz oldukça kısıtlı olmasına karşın gelecekle ilgili ümitler taşımaktadır.

Cerrahi Tedavi

1. Testis Varikosel operasyonu: Varikosel, testise atardamarlardan gelen kanı toplayan ve panpiniform pleksus olarak adlandırılan toplardamar ağındaki kis tik genişlemeleridir. Daha çok sol tarafta görülür ancak her iki tarafta da birarada saptanabilir. Şişkinlik, gerginlik, hassasiyet ve ağrıya neden olabilir. Toplardamarlardaki kan akımının, genişlemeye bağlı olarak yavaşlaması, testis içi sıcaklığını arttırmakta, bu durum da testiste sperm üretimini olumsuz yönde etkilemektedir. Çok ileri dereceye ulaştığında testis dokusunun tamamen kaybına dahi yol açabilmektedir.

Tüm erkeklerin yaklaşık %15inde çeşitli derecelerde varikosel olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte, infertil erkeklerin %40ında varikosel saptandığı dikkati çekmektedir. Bu durum, varikoselin infertiliteye ne oranda sebep olduğu sorusunu yaratmaktadır. Ne var ki, varikosel operasyonu sonrasında erkeklerin yaklaşık %40-70inde sperm kriterlerin olumlu yönde değiştiği görülmektedir. Ancak bu olumlu değişikliğin, infertilite problemini ne oranda çözebildiği ise çok tartışmalıdır. Bu konu ürologlar ile yardımcı üreme teknikleri ile ilgilenen jinekologlar arasında uzun yıllardır tartışılmaktadır. Ürologlar varikosel opersasyonu taraftarı görüşleri desteklemekte, buna karşın yardımcı üreme teknikleri ile ilgilenen hekimler ise varikosel operasyonunun sadece iyi seçilmiş olan bazı gruplarda fayda gösterdiğini, tüm varikosel olgularının rutin operasyonunun anlamlı olmadığını ileri sürmektedirler. Örneğin azoospermik bir erkekte orta derecede bir varikosel için yapılacak olan bir operasyon sperm kriterlerini neredeyse hiçbir zaman kendiliğinden gebelik elde edilecek bir düzeye ulaştıramamakta, buna karşın operasyon ve sonrası kontroller süresince önemli bir zaman kaybı yaratmaktadır. Günümüzde fikir birliğine varılmış olan nokta, şikayet yaratacak düzeye ulaşmış bir varikoselin opere edilmesinin faydalı olacağı, operasyonun infertiliteye çözüm olarak değil, şikayetlerin giderilmesi ve ileride olası testis hasarına karşı koruyuculuk amacını taşıdığıdır. Operasayonun önemli dezavantajları, testis kan akımının etkilenmesi nedeniyle sperm üretiminin daha kötü gitmesi ve operasyondan bir süre sonra varikoselin tekrarlaması riskleridir. Bu nedenle operasyon kararı alırken iyi düşünülmelidir.

2. Kanallardaki tıkanıklıkların cerrahi yöntemlerle açılması: Çeşitli seviyelerdeki tıkanıklıklar, cerrahi yöntemlerle açılarak, kanal tekrar patent hale getirilebilir. Bu operasyonların başarı şansı, tıkalı olan kanalın seviyesi ve tıkanıklığın sebebi ile ilişkilidir. Enfeksiyona veya radyasyona bağlı hasarların düzeltilmesi genellikle başarılı olmamaktadır.

(Visited 7 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 19.08.2008 tarihinde Hale tarafından, Hastalık Tanımları, Belirtileri, Tedavileri bölümünde paylaşılmıştır ve 898 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 2 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Erkekte Kısırlık Nedenleri? | Normal Erkek Üreme Organları Anatomisi - Semen Analizi Ve Değerlendirilmesi - Cerrahi Sperm Arama Yöntemleri (TESA,TESE) - Varikosel\'de Tanı Tedavi Yöntemleri orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleKan Gruplarımızı PaylaÅŸalım | Hiç Ä°htiyaç Duyulmaması DileÄŸiyle Sonraki MakaleÅžeker Portakalı | Jose Moura De Vasconcelos

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz