Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Deyimler Sözlüğü | [S-Ş] Sözünü esirgememek: Ne düşünüyorsa söylemek, kimseden çekinmemek, karşısındakini kıracağım diye kaygılan..


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 09.02.2008 tarihinde Sema tarafından, Deyimler Sözlüğü - Güzel Deyimlerimiz bölümünde paylaşılmıştır ve 428 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


AÇIKLAMALI DEYİMLER SÖZLÜĞÜ


Saati saatine uymamak: Bir kimsenin durumu, huyu sık sık değişir olmak.

Sabaha çıkamamak: Sabahtan önce ölmek, sabaha kadar yaşayamamak.

Sabahı etmek (veya bulmak): Sabahlamak, bir sebeple sabaha kadar uyumamak, bir konu ile uğraşmak.


Sabahın köründe: Çok erken, ortalık henüz ağarmadan, sabahın en erken vaktinde.

Sabır taşı: Çok sabırlı kimse, türlü sıkıntılara katlanan.

Sabrı taşmak: Katlanamaz, dayanamaz, sabredemez olmak; tahammül gücü kalmamak.

Saç ağartmak: Bir işte uzun zaman çalışıp emek vermiş olmak.

Saçına ak düşmek: Yaşlanmak, ihtiyarlamaya başlamak.

Saçına başına bakmadan: İlerlemiş yaşına yakışmayacak biçimde davranan kimseler için kullanılır.

Saçını başını yolmak: 1. Birini çok fazla dövüp hırpalamak. 2. Çok üzülmek, üzüntüsünden dövünmek.

Saçını süpürge etmek: (Kadın) çok büyük istekle çalışıp hizmet etmek, özveri ile birileri uğrana çalışmak.

Sağ gözünü sol gözünden sakınmak: Çok kıskanmak, üzerine titremek.

Sağır sultan bile duydu: İşitmedik kimse kalmadı, hemen herkes işitti, duymayan kalmadı.

Sağı solu (belli) olmamak: Bir durum karşısında nasıl davranacağı, ne tavır takınacağı belli olmamak.


SaÄŸlık olsun: “Bir zarara uÄŸradık ama önemli deÄŸil, üzülmeye deÄŸmez, canımız saÄŸ olsun, kapatırız” anlamında kullanılır.

Sakız gibi yapışmak: Peşini bırakmamak, ayrılmamak, istediğini yaptırmaya çalışmak.

Saman altından su yürütmek: Hiç kimseye sezdirmeden iş çevirmek, ortalığı birbirine karıştırmak.

Sarı çizmeli Mehmet Ağa: Kim olduğu, nerede oturduğu bilinmeyen kimse.

Sarmaş dolaş olmak: Birbirine sarılıp kucaklaşmak, birbirini iyice kucaklamak.

Seferber olmak: Bir işe eldeki tüm imkânları kullanarak girişmek.

Selâmı sabahı kesmek: Dostluğu, arkadaşlığı, ahbaplığı kesmek, her türlü ilişkiye son vermek; selâmına bile karşılık vermemek.

Selâm verip borçlu çıkmak: Küçük bir ilgi göstermek karşılığında hemen kendisine bir iş yüklenilmek.

Sen giderken ben geliyordum: “Ben bu oyunları senden daha iyi bilirim, ben daha tecrübeliyim, beni aldatamazsın.” anlamında kullanılır.

Seninki (tatlı) can da benim ki (elinki) patlıcan mı?: “Senin canın kıymetli de benimki kıymetli deÄŸil mi?” anlamında kullanılır

Senli benli olmak: Çok samimi, içten, teklifsiz biçimde olmak.

Sere serpe: Rahatça, sıkışık olmayarak, açılıp saçılarak, çekinmeden, serbestçe.

Ser verip sır vermemek: Dürüst, güvenilir, ağzı sıkı olmak; ne kadar zorlanırsa zorlansın kimseye sırrını söylememek.

Seyirci kalmak: Bir olay karşısında hiç tepki göstermemek, işe karışmamak.

Sıcağı sıcağına: Hemen, olayın üzerinden fazla zaman geçmeden, unutulmadan.

Sıcak kanlı: Sevimli, cana yakın, sempatik.

Sıdkı sıyrılmak: Birinden soğumuş olmak, tiksinmek.

Sıfırı tüketmek: 1. Elinde avucunda bir şey kalmamak, malı ve parayı bitirmek. 2. Gücü kalmamak.

Sık boğaz etmek: Bir şey yaptırmak için birini zorlamak, baskı altına almak.

Sıkıntı basmak: Çok daralmak, sıkılmak, can sıkıntısı duymak, ruhen boşlukta olmak.

Sıkıntı çekmek: 1. Zorluk, darlık ya da yoksulluk içinde yaÅŸamak. 2. Ruhen tedirginlik duymak.”

Sıkıntıya gelememek: Kendini dara düşürücü işlere dayanıklı olamamak, bu işleri yapma yeteneği bulunmamak.

Sır küpü: Çok şey bilen, çok şey bildiği hâlde kimseye söylemeyen.

Sır olmak: Aklın eremeyeceği biçimde ortadan kaybolmak.

Sırım gibi: İnce yapılı olmasına mukabil güçlü, dayanıklı.

Sırtından geçinmek: Asalak yaşamak, birinin kesesinden sağlamak.

Sil baştan: Yapılan işi beğenmeyerek yeniden yapmak

Silip süpürmek: 1. Ortada ne varsa hepsini yemek. 2. Hepsini alıp götürmek, yok etmek. 3. Ortalığı temizlemek.

Sinek avlamak: Satış yapamamak, iş ve müşteri olmadığından boş oturmak, iş yapamaz olmak.

Sinekten yağ çıkarmak: Hemen her şeyden, olmayacak şeyden bile çıkar sağlamaya çalışmak; yarar ummak.

Sineye çekmek: Bir zarara, hoş olmayan bir duruma, bir kötü söz veya davranışa ister istemez katlanmak.

Sinirleri alt üst olmak: Haddinden fazla sinirlenmek; ne yapacağını şaşırmak, bilememek

Sinirleri boşanmak: Kendini tutamayarak gülmek, ağlamak ya da bağırmak.

Sinirleri yatışmak: Öfkesi veya kızgınlığı geçmek, sakinleşmek.

Soğuk almak: Üşüyüp hastalanmak.

Soğuk duş etkisi yapmak: Ansızın bildirilen tatsız bir haber karşısında olumsuz bir tepki göstermek.

Soğuk kanlı: Serin kanlı, kolayca kızmayan, heyecana kapılmayan, telâş etmeyen.

Soğuk nevale: Sevimsiz, söz ve davranışları sıcak olmayan, insanlardan uzak duran kimse.

Soluğu kesilmek: Nefes alamaz olmak, gücü tükenmek.

Soluk aldırmamak: Çok sıkı çalıştırmak, dinlenmesine fırsat vermemek.

Soluk soluğa: Zor nefes alarak; heyecan, telâş, yorgunluk veya bitkinlikle; koşmaktan güçlükle, sık sık soluyarak.

Son kozunu oynamak: Elindeki son imkânı kullanmak, son çareye başvurmak.

Sonradan görme: Sonradan zenginleşerek gösteriş, kibarlık, övünme gibi davranışlarda bulunan.

Sorguya çekmek: Bir kimseye yaptıklarından ötürü sorular sormak ve cevaplarını istemek.

Soyup soğana çevirmek: 1. Her şeyini, varını yoğunu elinden almak. 2. (Hırsız) bir yeri ya da kişiyi iyice soymak.

Söz açmak: Bir konu hakkında konuşmaya başlamak.

Söz almak: 1. Konuşmaya başlamak için toplantı başkanından izin almak, öyle konuşmaya başlamak. 2. Birinin bir iş yapacağını kesin olarak bildirmesini sağlamak. 3. Erkek tarafı, istenilen kızın verileceğine dair ailesinden olumlu cevap almak.

Söz altında kalmamak: Bir kimsenin kendisini inciten sözüne benzer şekilde cevap vermek.

Söz bir Allah bir: “VerdiÄŸim sözü yerine getireceÄŸim, ondan dönmeyeceÄŸim; Cenab-ı Hakk`ın bir olduÄŸunda şüphe yoktur; ona nasıl inanıyorsam, verdiÄŸim sözün doÄŸruluÄŸuna da inanın” anlamında kullanılır

Söz (laf) işitmek: Paylanmak, azarlanmak, biri kendisine darılmak.

Söz kesmek: Evlenmek için anlaşıp kesin karar vermek.

Söz sahibi olmak: Herhangi bir konuda konuşmaya yetkisi bulunmak.

Sözü ağzında bırakmak: Söylemekte olduğu şeyi bitirmesine fırsat vermemek, engel olmak

Sözü kesmek: 1. Söyleyeceklerini bitirmeden susmak. 2. Başkasının konuşmasına engel olmak.

Sözüm meclisten dışarı: “KonuÅŸmam arasında hoÅŸunuza gitmeyecek, kaba olabilecek, aÄŸza alınması doÄŸru olmayan sözler kullanacağım ancak bunların sizinle ilgisi yoktur” anlamında kullanılır.

Sözünde durmak: Verdiği sözün gereğini yerine getirmek.

Sözünü esirgememek: Ne düşünüyorsa söylemek, kimseden çekinmemek, karşısındakini kıracağım diye kaygılanmamak.

Sözünün eri olmak: Verdiği sözü ne pahasına olursa olsun yerine getiren bir kişi olmak.

Sudan ucuz: Çok ucuz, âdeta bedava gibi.

Su gibi akmak: 1. Zamanın çok hızlı geçip gitmesi. 2. Bol bol gelmek ya da gitmek (para, yiyecek vs.).

Su gibi bilmek: Çok iyi, yanlışsız bilmek veya okumak.

Sululuk etmek: Cıvıklık etmek, taşkın hareketlerde bulunmak, ciddi davranmamak.

Surat bir karış: Öfkeli, kızgın, üzüntülü ve somurtkan.

Sus payı: Bir kimseye bildiklerini söylememesi karşılığında verilen para, susmalık.

Suya götürüp susuz getirmek: Birinden çok kurnaz olmak, onu aldatabilecek kadar akıllı ve kabiliyetli olmak.

Suya sabuna dokunmamak: Sakıncalı konulardan uzak durmak, davranışlarıyla birilerini incitmeyecek yol tutmak.

Suyu kaynamak: İş başından uzaklaştırılması zamanı yakın olmak.

Su yüzüne çıkmak: Belli olmak, aydınlanmak.”

Süklüm püklüm: Korkup çekinerek, ezilip büzülerek, utanıp sıkılarak.

Sünger çekmek: Unutmak, silmek, hiçbir şey olmamış saymak.

Sürüden ayrılmak: Herkesin tuttuğu yolu bırakıp ayrı bir yol takip etmek.

Süt dökmüş kedi gibi: Bir kabahat işleyip de bu kabahatinden dolayı utanan, korkan, çekinen kimsenin durumunu anlatmak için kullanılır.

Süt kuzusu: 1. Henüz meme emen kuzu. 2. Çok küçük bebek, yavru, korunması gereken küçük çocuk. 3. Çok nazlı, el bebek gül bebek büyütülmüş kimse.

Süt liman olmak: Dingin, gürültüsüz, sakin olmak.

(Visited 3 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 09.02.2008 tarihinde Sema tarafından, Deyimler Sözlüğü - Güzel Deyimlerimiz bölümünde paylaşılmıştır ve 428 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 1 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Deyimler Sözlüğü | [S-Ş] Sözünü esirgememek: Ne düşünüyorsa söylemek, kimseden çekinmemek, karşısındakini kıracağım diye kaygılanmamak - Şamata koparmak: Gürültü, patırtı yapmak. orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleBoolean MatematiÄŸi Nedir? | Boolean MatematiÄŸi Sayısal Devrelerin Çıkış Ä°fadelerinin GiriÅŸ DeÄŸiÅŸkenleri Cinsinden Ä°fade Edilmesi Ve Elde E.. Sonraki MakaleOsmanlı Devleti | Preveze Deniz Savaşı [1538]

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz