Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Deyimler Sözlüğü | [P-R] Püf noktası: Bir işin en ince, en önemli yeri , Rekor kırmak: Eski rekoru aşıp yeni, üstün bir sonuç elde etmek..


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 03.02.2008 tarihinde Sema tarafından, Deyimler Sözlüğü - Güzel Deyimlerimiz bölümünde paylaşılmıştır ve 391 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


AÇIKLAMALI DEYİMLER SÖZLÜĞÜ

Pabucu dama atılmak: Kendisinden üstün birinin çıkmasıyla gözden düşmek, değer ve itibarını kaybetmek.


Pabucunu ters giydirmek: Güç bir duruma düşürerek telâşlandırmak, bu telâşla kaçmasına sebep olmak.

Pabuç bırakmamak: Yılmamak, korkmayıp yapacağından vazgeçmemek.

Paçayı kaptırmak: 1. Yakalanmak, ele geçmek. 2. Giriştiği işten vazgeçmek istediği hâlde kendini kurtaramamak. 3. Dilediği gibi davranamamak.


Paçayı kurtarmak: Bir ilişkiden veya önce girişip sonra pişman olduğu bir işten yakasını sıyırmak.

Paha biçilmez: Çok pahalı, kıymeti ölçülemeyecek kadar yüksek.

Palavra atmak: Abartarak söylemek, yalan söylemek, olmayacak şeylerden söz etmek.

Paldır küldür: 1. Büyük bir gürültü ile. 2. Ansızın ve kurallara uymaksızın.

Pamuk ipliği ile bağlamak: Etkisi az sürecek, köksüz, geçici bir çözüm yolu bulmak.

Paniğe kapılmak: Çok korkmak, telâşa sürüklenmek.

Para babası: Çok zengin, parası bol olan.

Para etmemek: 1. İşe yaramamak, etkili olmamak. 2. Değeri pahasına satılamamak.


Parasını sokağa atmak: Değeri olmayan bir işe ya da mala para vermek

Para yedirmek: İşini yaptırmak için birilerine kanunsuz, hak etmedikleri parayı vermek; rüşvet vermek.

Parmağı ağzında kalmak: Çok şaşırmak, hayrete düşmek

Parmağını bile oynatmamak: Hiç tepki göstermemek, kayıtsız kalmak.

Parmak basmak: 1. Bir nokta üzerine dikkati ya da ilgiyi çekmek. 2. İmza yerine parmağını mürekkebe batırarak bir yere bastırmak.

Parmakla gösterilmek: 1. Bir şey az bulunmak. 2. Seçkin, ünlü olmak.

Pas geçmek: Üzerinde durmamak, caymak, vazgeçmek, aldırış etmemek.

Payını almak: 1. Azarlanmak. 2. Kendine düşen kazanç miktarını almak

Paye vermek: Adam yerine koymak, deÄŸer vermek.

Pes demek: Mağlubiyeti kabul etmek, başkasının üstünlüğüne boyun eğmek.

Pestil gibi olmak: Çok yorulmuş olmak; kımıldayamayacak kadar bitkin, güçsüz düşmek

Peşini bırakmamak: Bir şeyi izlemekten vazgeçmemek.

Pire için yorgan yakmak: Önemsiz bir şey için kızıp daha büyük zarara yol açacak davranış içine girmek.

Pireyi deve yapmak: Küçük, basit bir olayı büyütüp mesele yapmak, aşırı abartmak

Pişkinliğe vurmak: Çıkarı için kötü bir davranışa veya söze aldırmamak

Posta koymak: Birini korkutmak, gözdağı vermek, tehdit etmek.

Pot kırmak: Gaf yapmak, farkında olmayarak karşısındakini kıracak, incitecek söz söylemek.

Pupa yelken: 1. AlabildiÄŸince, hiçbir ÅŸeye bağımlı olmadan. 2. Yelkenler, arkadan esen rüzgârla ÅŸiÅŸmiÅŸ olarak, tam yolla.”

Pusu kurmak: Birine saldırmak için, bir yere gizlenip beklemek

Pusulayı şaşırmak: 1. Ne yapacağını bilemez duruma düşmek. 2. Doğru tutum ve davranıştan ayrılmak.

Pusuya düşmek: Pusu kuran kimsenin saldırı alanı içine girmek.

Put gibi: Kımıltısız, sessiz, anlamsız bir bakışla.

Püf noktası: Bir işin en ince, en önemli yeri.

Püsküllü belâ: Kendisinden kurtulunması bir türlü mümkün olmayan, büyük sıkıntı, zarar veren kimse veya şey.

Rafa kaldırmak (koymak): Bir iÅŸ üzerinde artık durmamak, o iÅŸi kenara itmek, ihmal etmek.”

Rahat durmamak: Yaramazlık etmek, kımıldayıp durmak.

Rahatına bakmak: Hiçbir şeye aldırış etmeden rahatını sağlamaya çalışmak.

Rahatlık (rahat) batmak: Rahat, iyi bir yerdeyken o yeri olmayacak nedenlerden ötürü terkeden insanlar için sitem biçiminde söylenir

Rahat yüzü görmemek: Huzur, bolluk, hiç rahatlık görmemek; sürekli sıkıntı, darlık içinde bulunmak.

Rahmetli olmak: Vefat etmek, ölmek.

Ramak kalmak: “Bir ÅŸeyin olmasına çok az kalmak” anlamında kullanılır.

Rast gelmek: 1. Düşünmediği, beklemediği bir anda biriyle karşılaşmak. 2. Düşünmediği veya düşünülmediği hâlde payına düşmek.

Rast gitmek: Bir iş istenilen biçimde gelişmek.

Rekor kırmak: Eski rekoru aşıp yeni, üstün bir sonuç elde etmek.

Renkten renge girmek: Heyecan, korku ve utanmadan dolayı yüzünün rengi değişmek, sıkılmak.

Renk vermemek: Bir konu ile ilgili duygularını, düşüncelerini belli etmemek; bildiği hâlde bilmez gibi görünmek.

Resmiyete dökmek: Bir iş veya duruma resmiyet kazandırmak, onu resmî kanallardan halletme yolunu seçmek.

Rest çekmek: 1. Kesin tavır almak, herhangi bir konuda son sözü söylemek. 2. Bir oyunda önündeki paranın tümünü ortaya koymak.

Ruhu bile duymamak: Anlamamak; hiçbir bilgisi, haberi bulunmamak; olan biteni sezememek.

Rüyasında bile görememek: Olacağını hiç aklına getirmemek, ihtimal vermemek.

(Visited 5 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 03.02.2008 tarihinde Sema tarafından, Deyimler Sözlüğü - Güzel Deyimlerimiz bölümünde paylaşılmıştır ve 391 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Deyimler Sözlüğü | [P-R] Püf noktası: Bir işin en ince, en önemli yeri , Rekor kırmak: Eski rekoru aşıp yeni, üstün bir sonuç elde etmek. orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleKorelasyon Nedir? | Matematiksel Özellikleri - Korelasyonun Açıklanması - Korelasyon Ve Nedensellik - Korelasyon Ve DoÄŸrusallık - Korelasyon Kat.. Sonraki MakaleOsmanlı'da Verilen Ãœnvanlar | LALA: "Terbiyeci". Özellikle hem sarayda, hem de tayin edildikleri sancak valiliklerinde genç ÅŸehzadeleri yetiÅŸ..

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz