Deyimler Sözlüğü [C-Ç] | Can havli ile, Çayı görmeden paçaları sıvamak
Sema - 24 Mart 2013 Deyimler Sözlüğü 0 0 Okunma : 2096
İçerik Hakkında Bilgi
- Bu içerik 14.12.2007 tarihinde Sema tarafından, Deyimler Sözlüğü - Güzel Deyimlerimiz bölümünde paylaşılmıştır ve 15394 kez okunmuştur.
Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum
İçerik ve Kategori Araçları
- Kategoriye Abone Ol
- Makalenin Çıktısını Al
- Makaleye Yorum ekle
- Son Güncellenme Tarihi: 9 Mart 2013, Cumartesi 01:49
AÇIKLAMALI DEYİMLER SÖZLÜĞÜ
Cadı kazanı: Fesadın ve dedikodunun çok olduğu, herkesin birbirine düştüğü, türlü düşmanlıkların kaynaştığı, hile ve düzenlerin kurulduğu yer
Caka satmak: Çalım satmak, gösteriş yapmak.
Cana can katmak: İnsanda yaşama sevincini artırmak; insana neşe, heves ve iç gücü vermek
Can alacak yer (nokta): Bir şeyin en önemli yeri, en temelli noktası.
Can atmak: Herhangi bir şeye sahip olmayı, ya da herhangi bir şeye erişmeyi çok istemek
Cana yakın: Sevimli, sokulgan, insana pek sıcak davranan.
Can baş üstüne: İstenilen, arzu edilen şeyin büyük bir memnunlukla yapılacağını anlatır.
Can çekişmek: Ölmek üzere bulunmak
Can damarına basmak: Bir işin en önemli noktası üzerinde durmak, ya da bir şeyin en duyarlı noktasını açığa çıkarmak
Can dayanmamak: Bir acı, üzüntü, sıkıntı ve istek karşısında direnme gücü kalmamak; dayanıklılığı yitirmek.
Can düşmanı: Öldürmeyi bile düşünen, aşırı kin ve düşmanlık besleyen, dost olmayan
Can evinden vurmak: En etkileyici, en can alıcı yönden saldırmak; bir daha yaşama imkanı kalmamayacak şekilde vurmak.
Can havli ile: Ölüm korkusundan kaynaklanan güçlü bir tepkiyle (bir eylem yapmak)
Canı burnuna gelmek: Bir şey yaparken çok zorluk çekmek, bunalmak.
Canı (gönlü) çekmek: Bir şeyi istemek, istek duymak, çok arzulamak.
Canı çıkmak: 1. Ölmek. 2. Çok yorulmak. 3. Çok yıpranmak.
Canı gitmek: Önem ve değer verdiği, beğendiği bir şeye zarar gelecek diye çok korkmak, kaygılanmak.
Canına değmek: 1. Çok hoşlanmak, yararına yapılan işten ötürü çok sevinmek. 2. Ruhu şad olmak.
Canına kıymak: 1. İntihar etmek, kendini öldürmek. 2. Acımadan öldürmek. 3. Kendini yoracak, yıpratacak kadar iş görmek
Canına tak demek: Sabrı kalmamak, bir sıkıntıya dayanamaz duruma gelmek.
Canından bezmek: Çektiği sıkıntılar yüzünden içinde olduğu hayatı artık istemeyecek bir duruma gelmek
Canını bağışlamak: Öldürebileceği bir kişiyi öldürmekten vazgeçmek
Canını dişine takmak: Büyük sıkıntıları, tehlikeleri göze alarak bir işi başarmaya çalışmak
Canını sokakta bulmak: Sağlığını koruması, kendini yıpratmaması ve tedbir alması gerektiğini anlatmak için kullanılır.
Canının içine sokacağı gelmek: Birine karşı büyük ölçüde sevgi duymak, birinden çok hoşlanmak..
Canını vermek: 1. Hiçbir şey esirgememek. 2. Bir şey uğrunda en değerli varlığını feda etmeye, hatta ölmeye hazır olmak. 3. Bir şeye aşırı ölçüde düşkün olmak.
Canını yakmak: 1. Fizikî acı vermek. 2. Bir kimseyi zarara ya da sıkıntıya sokmak; üzmek, kaygılandırmak.
Canı tatlı: Acıya, üzüntüye ve sıkıntıya katlanmayan.
Canı tez: Sabırsız, beklemeye tahammülü olmayan, ivecen
Canı yanmak: 1. Fizikî bir acı duymak. 2. Bir işte zarar görmek, manevî bir üzüntü duymak
Can kaygısına düşmek: Her şeyi bırakıp, içine düştüğü tehlikeden varlığını kurtarma ve koruma çabasında olmak.
Can kulağıyla dinlemek: Kendini vererek, büyük bir dikkatle dinlemek.
Canla başla: Seve seve, her türlü zorluğa göğüs gererek, var gücüyle, hiçbir fedakârlıktan kaçınmayarak
Canlı cenaze: Çok zayıf, güçsüz, zayıflıktan kemikleri çıkmış kimse.
Can pazarı: Herkesin kendi canının kaygusuna düştüğü ve kendi canını kurtarmaya çalıştığı tehlikeli bir durum, yer.
Can sıkıntısı: Yapılacak iş ve bir şeyle oyalanma imkânı bulamamaktan duyulan tedirginlik, içine düşülen bunalım
Can yakmak: 1. Üzmek,acı vermek. 2. Zulmetmek, eziyet etmek. 3. Bir kimseyi büyük zarar ve ziyana sokmak.
Can yoldaşı: Yalnızlıktan kurtulmak için birlikte yaşanılan kimse
Cart kaba kâğıt: Yüksekten atan, yapamayacağı şeyleri yapar gibi konuşan, çalım satan kimselere karşı söylenen küçümseme ünlemi
Cebi delik: Parasız, cebinde para tutmasını bilmeyen.
Cebini doldurmak: Karşılaştığı fırsatları değerlendirerek bol para kazanmak.
Cevabı yapıştırmak: Karşısındakinin, beklemediği, ters, güç duruma düşürücü bir cevap vermek.
Ciğeri beş para etmemek: Değersiz, kendisine güvenilmez, korkak, aşağılık (bir kimse olmak)
Cevabı yapıştırmak: Karşısındakinin, beklemediği, ters, güç duruma düşürücü bir cevap vermek
Cehennem azabı: 1. Çok büyük sıkıntı, eziyet. 2. İman etmeyenlerin, kâfirlerin, günahkârların cehennemde çekecekleri ceza
Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum
Bu içerik 14.12.2007 tarihinde Sema tarafından, Deyimler Sözlüğü - Güzel Deyimlerimiz bölümünde paylaşılmıştır ve 15394 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 1 adet mesaj daha bulunmaktadır.
Deyimler Sözlüğü [C-Ç] | Can havli ile, Çayı görmeden paçaları sıvamak orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...