Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Cumhuriyet Döneminde Dil Ä°le Ä°lgili Yapılan Çalışmalar | Yedi MeÅŸaleciler – Cumhuriyet Dönemi Sanatçıları


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 27.02.2009 tarihinde Hale tarafından, Türk Edebiyatı ve Edebi KiÅŸilikler bölümünde paylaşılmıştır ve 11949 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Cumhuriyet Döneminde Dil İle İlgili Yapılan Çalışmalar

Cumhuriyet Dönemi


29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle edebiyatta da yeni bir dönem baÅŸlamış olur.

Cumhuriyet döneminde her şeyden önce halk diliyle edebiyat dili arasında bir yakınlaşma olur. Eserlerde halk diline, mahalli söyleyişlere yer verilir. Şiirlerde kullanılan Türkçe inanılmaz ölçüde sadedir. Kısacası bu dönemde dilde sadeleşme hareketi amacına ulaşmıştır.
Şiirde aruz ölçüsü tümüyle terk edilmiş, hece ölçüsü yerleşmiştir.

Halk ÅŸiiri geleneÄŸi, Cumhuriyet dönemi ÅŸiiri için en önemli kaynak olmuÅŸtur. Åžiirlerde hamasi (cesurca) söyleyiÅŸler dikkati çeker. Nutuk havası taşıyan didaktik ÅŸiirler de yazılmıştır. “Gurbet” konusu ÅŸiirde sık iÅŸlenen temalardan biri olmuÅŸtur. Ulus sevgisi, yurdu tanıtma ve yüceltme coÅŸkusu ÅŸiirlerde önemli bir yer tutar.


Anadolu’yu ve Anadolu insanını anlatan ÅŸiirler yazılır.

Hececilerin izinden giden Kemalettin Kamu, Ahmet Kutsi Tecer, Behçet Kemal ÇaÄŸlar, Ömer Bedrettin UÅŸaklı gibi ÅŸairler duygusal bir anlatımla, coÅŸkulu biçimde Anadolu’yu anlatmış, övmüşlerdir. Bu dönemde “Anadolu’ya yönelme” ortak bir ülkü durumundadır. Ancak ÅŸairlerin çoÄŸu Anadolu’ya dıştan bakmıştır. Fazıl Hüsnü DaÄŸlarca, Nazım Hikmet, Cahit Külebi gibi bazı ÅŸairler ise Anadolu’yu daha gerçekçi bir bakış açısıyla iÅŸlemiÅŸlerdir.

Cumhuriyet döneminde roman ve hikâye, gözlemci ve gerçekçi bir anlatıma dayanır. Roman ve hikâye, insanlarımızın gerçeklerine eğilir. Toplum sorunları gözleme dayanan bir gerçeklikle anlatılır. Konular, ülkenin somut koşullarından çıkarılır. Konuların işlenişinde de nesnel bir anlatım söz konusudur.

Roman ve hikâyelerde olayların geçtiği çevre genişlemiştir. Toplumun her kesiminden yazarlar çıkmış, edebiyatımız konu, üslup ve dil bakımından yeni boyutlar kazanmıştır.
Roman ve hikâyenin içeriği toplumsal ve siyasal bir nitelik kazanmıştır. Romanlarda Atatürk devrimleriyle amaçlanan çağdaş yaşam işlenmiştir. Yer yer tezli, güdümlü romanlar da yazılmıştır.

Kurtuluş Savaşı Cumhuriyet dönemi roman ve hikâyesinde] önemli bir yer tutar. Savaş öncesi durum, savaş yılları, savaşa katılanların durumu birçok esere konu olmuştur.

Halide Edip Adıvar (Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye) Yakup Kadri Karaosmanoğlu (Yaban, Sodom ve Gomore.l Ankara), Ahmet Hamdi Tanpınar (Sahnenin Dışındakiler). Tarık Buğra (Küçük Ağa), Kemal Tahir (Yorgun Savaşçı) Samim Kocagöz (Kalpaklılar) Kurtuluş Savaşı dönemini işleyen yazarlar arasındadır.

Bazı romanlarda köy gerçeği üzerinde durulur; köy ve köylünün sorunları yansıtılır.
Cumhuriyet döneminde tiyatro ve deneme türünde önernlj gelişmeler olmuştur. Tiyatrolarda milli konular işlenmiştir.


Cumhuriyet dönemi yazarları roman ve hikâyenin dışında! makale, fıkra, deneme, eleştiri, anı ve gezi yazısı türlerinde] önemli eserler yazmışlardır.

Cumhuriyet dönemi şair ve yazarları olarak Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Kutsi Tecer, Ahmet Muhip Dıranas, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Hamdi Tanpınar, Memduh Şevket Esendal, Abdülhak Şinasil Hisar, Falih Rıfkı Atay, Peyami Safa gibi isimler sayılabilir.

YEDÄ° MEÅžALECÄ°LER

Yedi MeÅŸaleciler, BeÅŸ Hececiler’e tepki olarak ortaya çıkmış-] lardır. BeÅŸ Hececiler’in ÅŸiirlerini sığ olmakla suçluyorlardı.

Yedi Meşale adıyla ortaklaşa bir kitap çıkarıp bu kitabın] önsözünde şiirle ilgili görüşlerini açıkladılar.

1928 yılında ortaya çıkan bu topluluğu oluşturan yedi sanatçıdan yalnız Kenan Hulisi yazardı, ötekiler şiirle ilgileniyordu: Muammer Lütfü, Cevdet Kudret SolokJ Sabri Esat Siyavuşgil, Yaşar Nabi Nayır, Ziya Osman Saba, Vasfi Mahir Kocatürk.

Edebiyat dünyasında bir tıkanıklık olduÄŸundan yakınıyor, kendilerini sanat aÅŸkıyla çalışan gençler olarak nitelendiriyorlardı, ilkelerini “samimilik, canlılık ve devamlı yenilik” olarak açıkladılar. Türk ÅŸiirine yeni ufuklar açmayı hedeflediklerini ifade ettiler. Fransız edebiyatını örnek alıp izleyeceklerini söylediler.

Yedi MeÅŸaleciler hedeflerinin hiçbirini gerçekleÅŸtiremeden kısa sürede dağıldılar, eleÅŸtirdikleri BeÅŸ Hececiler’in devamı olmaktan öteye gidemediler. Sanatçılar bağımsız birer isim olarak çalışmalarını sürdürdüler.

Sabri Esat Siyavuşgil çevirileri ve denemeleri ile edebiyat¬la olan ilişkisini sürdürdü. Psikoloji profesörü olarak bilimsel çalışmalar yaptı.

Yaşar Nabi şiirlerini iki kitapta topladı. Edebiyatın başka türlerinde de eserler veren Yaşar Nabi, çıkardığı Varlık dergisini ömrü boyunca yaşattı. Varlık, Türk edebiyatının gelişim sürecinde çok önemli bir dergi olmuştur.

Bakınız, Yaşar Nabi Nayır

Vasfi Mahir şiirlerini dört kitapta topladı; edebiyat tarihi ile ilgili çalışmaları önemlidir.
Cevdet Kudret şiirin dışında roman, tiyatro türlerinde de eserler yazdı. Edebiyat tarihi ile ilgili önemli araştırmaları vardır.

Muammer Lütfü topluluğun dağılmasından sonra edebiyat dünyasından uzaklaşmıştır.
Ziya Osman Saba bu topluluğun şiire en sadık ismi olmuştur. Ziya Osman özellikle ev içi şiirleri yazdı. Şiirlerinde aile mutluluğu, çocukluk özlemi, kadere boyun eğiş, ölüm gibi temaları işlemiştir. Dostluklara önem veren bir insandı. Bütün insanların mutluluk içinde yaşamasını dileyen ve herkesi kucaklamak isteyen sevgi dolu bir şairdir. Şiirlerinde akıcı ve yalın bir dil kullanmıştır.

Ziya Osman’ın ÅŸiir ve hikâye türlerinde eserleri vardır.

Şiir kitapları: Sebil ve Güvercinler, Geçen Zaman, Nefes Almak

Hikâyeleri: Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi, Değişen İstanbul

CUMHURİYET DÖNEMİ SANATÇILARI

AHMET HAMDÄ° TANPINAR (1901-1962)

Tanpınar, çok yönlü bir insan ve sanatçıdır. Ãœniversitede profesördür, milletvekilliÄŸi yapmıştır. Anadolu’nun deÄŸiÅŸik yörelerinde öğretmenlik yapmıştır.

Tanpınar bir sanatçı olarak şiir, roman, hikâye, deneme, makale, edebiyat tarihi türlerinde eserler vermiştir. Asıl önemli yanı şairliğidir.

Ä°lk ÅŸiirlerinde hece ölçüsünü kullanmış, sonra serbest ÅŸiire geçmiÅŸtir. Fransız ÅŸiirini tanımış, sembolistlerden etkilenmiÅŸtir. Åžiirlerini yazarken çok titiz davranır; bu nedenle az sayıda ÅŸiiri vardır. Rüya, zaman, bilinçaltı onun ÅŸiirlerindeki önemli kavramlardır. Åžiirlerinde “ahenk”e önem verir.

O eserlerinde eski ile yeni, DoÄŸu ile Batı arasında bir sentez oluÅŸturmaya çalışır. Zaman kavramı üzerinde çok durur. Tarihi konulardan uzak durmaya çalışmıştır; ancak geçmiÅŸle bugünü birlikte anlamaya yönelik bir ÅŸiir olan “Bursa’da Zaman” onun en önemli ÅŸiiri olmuÅŸtur.

Şiirleri, okuru hemen sarıverir. Yalın dille yazdığı, kendine özgü sıfatlarla süslediği renkli şiirleri vardır.

Yazarın roman ve hikâye türündeki yapıtları da önemlidir. Romanlarında “zaman” ve “geçmiÅŸe özlem” temalarını iÅŸler. Dış dünyayla uyum saÄŸlayamayan kiÅŸilere ve onların sorunlarına yer verir. Bilinçaltındaki duygular, anılar önemli yer tutar.

Türk edebiyatının en baÅŸarılı romanlarından biri sayılan Huzur’da; Mümtaz, Nuran, ihsan ve Suat olmak üzere dört temel karakter vardır. Åžair ve üniversitede asistan olan Mümtaz romanın baÅŸ kiÅŸisidir. Romanda ana olay Nuran ve Nuran’ı seven Mümtaz ile Suat arasında geçer. Daha çok da Mümtaz’ın psikolojisi iÅŸlenir. Mahur Beste, Sahnenin Dışındakiler, Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tanpınar’ın diÄŸer romanlarıdır. Romanlarında insanların toplumla uyumsuzluÄŸunu iÅŸler, kahramanlarının psikolojik yönleri dikkati çeker.

Yaz YaÄŸmuru ve Abdullah Efendi’nin Rüyaları hikâye kitaplarıdır.

Beş Şehir (deneme), Edebiyat Üzerine Makaleler, 19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi sanatçının diğer türlerdeki eserleridir.

ZEKİ ÖMER DEFNE (1903 -1992)

Hece ölçüsüne baÄŸlı kalmış, ama modern ÅŸiire geçmeyi, halk ÅŸiiri geleneÄŸini çaÄŸdaÅŸ ÅŸiirle baÄŸdaÅŸtırmayı baÅŸarmış bir ÅŸairdir. Bu bakımdan “BeÅŸ Hececiler”in devamı gibidir. Destanlardan, genel anlamda folklordan yararlanarak romantik ve lirik ÅŸiirler yazmıştır.

Şiirleri: Denizden Çalınmış Ülke, Sessiz Nehir, Kardelenler, Fulyalar.

BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR (1908 -1969)

Halk ÅŸiirinin biçim özelliklerini kullanarak halka, topluluklara Hitap etmek için yazmış bir ÅŸairdir. Atatürk, Cumhuriyet ve yurt sevgisi en çok iÅŸlediÄŸi temalardır. Epik ÅŸiir ve güzelleme örnekleri en çok baÅŸvurduÄŸu türlerdir. Bazı ÅŸiirlerinde “Ankaralı Âşık Ömer” takma adını kullanır. Tiyatro ve incelemeleri de vardır.

Åžiirleri: Erciyes’ten Kopan Çığ, Burada Bir Kalp Çarpıyor, Benden İçeri.

Oyunları: Çoban, Atilla, Deniz Abdal. DiÄŸer eserleri: Dolmabahçe’den Anıtkabir’e Kadar, Kuran-ı Kerim’den Ä°lhamlar, Atatürk Denizinden Damlalar, Battal Gazi Destanı …

ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI (1904 -1946)

Halk şiiri tarzından yararlanarak hece ölçüsüyle şiirler yazmıştır. Bu yönden Beş Hececilerin devamı gibidir. Anadolu ve doğa güzelliklerini, denizi, tarihi konuları işleyen şiirleriyle dikkat çeker. Şiirleri: Deniz Sarhoşları, Yayla Dumanı, Sarıkız Mermerleri.

CAHÄ°T SITKI TARANCI (1910-1956)

Bir siyasi partinin açtığı ÅŸiir yarışmasında “Otuz BeÅŸ YaÅŸ Åžiiri” adlı ÅŸiiri ile birinci olduktan sonra üne kavuÅŸmuÅŸtur.

Cahit Sıtkı, ÅŸiirde Türkçenin söyleyiÅŸ güzelliklerini yansıtan ÅŸairdir. Åžiirlerinde Baudelaire’in etkisi vardır.

Onun kadar şiiri ciddiye alan çok az şair vardır. Şiirin dışındaki türlerle uğraşmaktan kaçınmış, Türkçenin en güzel dizelerini yazmıştır.

Biçim ve ölçü konusunda sürekli denemeler yapmıştır. Şiirde sözcüklerin dizilişine büyük önem vermiştir. Halk kültüründen gelen öğeleri -başta hece ölçüsü olmak üzere-deyimleri, tekerlemeleri başarıyla şiirlerinde kullanmıştır. Kendine özgü bir şiir oluşturmuştur. Son derece yalın, bir o kadar da ahenkli bir dille şiirini yazmış, konuşma dilini şiire yansıtmıştır.

Cahit Sıtkı’ya göre “insanoÄŸlu dünyanın en zengin madenidir.” Åžiirlerinde açılarıyla, mutluluklarıyla insanı iÅŸlemiÅŸtir. Duyguları son derece içten ve temizdir.

Onun ÅŸiirindeki baÅŸlıca temalar “Ölüm, ölüm korkusu” bunların olmadığı zamanlarda da “yaÅŸama sevinci”dir. Dünyayı ve yaÅŸamı çok sever, ölüm korkusu bu güzel dünyayı bırakmak endiÅŸesindendir. “Yalnızlık” ÅŸiirlerinde sıkça iÅŸlediÄŸi bir baÅŸka temadır.

Cahit Sıtkı şiirini Ömrümde Sükût, Otuz Beş Yaş, Düşten Güzel ve Sonrası adlı kitaplarda toplamıştır.

AHMET KUTSÄ° TECER (1901-1967)

Şiire Dergâh dergisinde başlamıştır.

Halk kültürüne büyük önem vermiÅŸtir. Ãœlkü dergisindeki yazılarıyla ve araÅŸtırmalarıyla ulusal kültüre katkı saÄŸlamıştır. Âşık Veysel’i keÅŸfeden Ahmet Kutsi Tecer’dir.

Hece ölçüsüne yeni biçimler vererek duygulu şiirler yazdı. Didaktik şiirlerinin yanında çok duygulu, lirik şiirleri de vardır. Şiirlerinin duygusal yönü ağır basar.

Türk halk şiiri geleneğinden yararlanmış, şiirlerinde halk motiflerini de işlemiştir.

Åžiirleri, “Åžiirler” adlı kitapta toplanmıştır.

Ayrıca oyunları vardır: Koşebaşı, Bir Pazar Günü, Satılık Ev, Koçyiğit Köroğlu

KEMÂLETTİN KÂMİ KAMU (1901-1948)

Okulunu yarıda bırakıp Milli Mücadele’ye bizzat katılmıştır. Mütareke günlerinde ÅŸiire baÅŸlamışsa da asıl ününü Cumhuriyet döneminde saÄŸlamıştır.

Åžiirleri önce Büyük Mecmua’da daha sonra “Dergah, Varlık” ve “OluÅŸ” dergilerinde yayımlanmıştır.

Kemalettin Kamu, ÅŸiirde Faruk Nafiz’in izinde yürümüştür. “Gurbet ÅŸairi” olarak tanınır. Onun ÅŸiirindeki konularını “vatan sevgisi, savaÅŸ, aÅŸk, köyünde, siperde ve daima gurbette olan Mehmetçik” oluÅŸturur. Gurbet duygusunu bizzat yaÅŸamış biridir.

Åžiirlerinde hece ölçüsünün özellikle on birli kalıbını kullanmıştır. Halk ÅŸiiri geleneÄŸinden yararlanmıştır. Sade, akıcı dili ve lirik ÅŸiirleri ile “memleket edebiyatının önde gelen ÅŸairleri arasındadır. Åžiirleri, ölümden sonra bir kitapta toplanmıştır.

Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin ustalarındandır. Şiirde ölçü ve uyağa önem veren Dıranas, Halk şiiri geleneğinden yararlanmayı bilmiştir.

AHMET MUHÄ°P DIRANAS (1909-1980)

Fransız ÅŸiirinden özellikle Baudelaire’den gelen zevki, Halk ÅŸiiri geleneÄŸi ile birleÅŸtirmiÅŸtir. Åžiirinde güzellikleri iÅŸlemiÅŸtir.

Şiirlerinde biçime, dile, ölçü ve uyağa, ahenge önem vermiştir. Yalın bir dili vardır. Şiirlerinde yurdun güzelliklerini yücelik, kutsallık duygusuyla birleştirerek işlemiştir. Doğa, aşk ve bireysel konuları işlemiştir. Onun şiirlerinde hüzünlü, umutsuz duygular yer alır.
Åžiirlerini “Åžiirler” adı altında bir kitapta toplamıştır.

“Fahriye Abla, Serenad” gibi çok tanınmış ÅŸiirleri vardır.

Oyunları da vardır: Gölgeler, O Böyle İstemezdi, Çıkmaz

FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA

Şiire hece ölçüsüyle başlayan şair, daha sonra serbest ölçüye geçmiştir.

“Türkçem, benim ses bayrağım.” diyen ÅŸair, ÅŸiirlerinde dil üzerinde titizlikle durmuÅŸtur.

DaÄŸlarca çok ÅŸiir yazan bir ÅŸairdir. Onun ÅŸiirinde farklı dönemler vardır. Ä°lk ÅŸiirlerinde soyut konulara yönelmiÅŸtir. Bu ÅŸiirlerde “duyarlık” ağır basar; büyük bir hayal gücü ve zengin bir hayal dünyası vardır. Çarpıcı imgeleri ve yoÄŸun bir anlatımı vardır, ikinci dönemde titiz bir Türkçe ve kendine özgü dil yapısı ile dikkat çeker.

Dağlarca bütün akım ve anlayışlarla ilgilenmiş; fakat hiçbir görüş ve akımın etkisinde kalmamıştır. Türk şiirinin en özgün şairlerinden biri olmuştur. Bireyselden toplumsala, ulusaldan evrensele uzanan bir çizgisi olmuştur. Kurtuluş Savaşı dönemini destan boyutunda işlediği şiirleri vardır. Yalnız bu dönemdeki savaşları değil tarihimizdeki önemli savaşları da şiirleştirmiştir. Vatan sevgisi ondaki önemli temalar arasındadır. Hayat ile ölüm arasındaki acı tezatın insanların davranışlarına yansımasını şiirlerinde başarıyla işlemiştir.

“Çocuk ve Allah” adlı ÅŸiir kitabıyla ün kazanmıştır.

Onun ÅŸiir kitaplarının adları bile ÅŸiirlerinin konu haritası hakkında fikir verebilir: Havaya Çizilen Dünya, TaÅŸ Devri, Mevlana’da Olmak, Çanakkale Destanı, HiroÅŸima, Malazgirt Ululaması, Sakarya Kıyıları, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Yunus Emre’de Olmak…

NECİP FÂZIL KISAKÜREK (1905-1983)

Åžiirine Milli Mücadele yıllarında baÅŸlayan Necip Fazıl’ın ilk ÅŸiirleri Yeni Mecmua’da çıkmıştır.
Şiir, hikâye, biyografi, anı ve tiyatro türünde eserleri vardır.

Necip Fazıl, Halk şiiri geleneğinden yola çıkmış, hece ölçüsünü kullanmıştır. Batı şiiriyle kendi şiir geleneğimizi birleştirmeye çalışmıştır.

Şiirleri biçim bakımından kusursuzdur. Gerek biçim, gerek içerik açısından özgün şiirleri vardır.
Felsefeye olan ilgisiyle şiirde mistik bir anlayış ve duyuşa yönelmiştir. Onun şiirlerinde sürekli bir arayış içinde olan modern insanın huzursuzlukları, arayışı vardır. Daha sonra dini şiirler yazmaya yönelmiştir.

ilk kitabı “Örümcek Ağı” büyük bir beÄŸeniyle karşılanmıştır. Bu ÅŸiirlerde insanın ve eÅŸyanın bilinmeyen içyüzünü hissettiren ıstırabın temsilcisi bir ÅŸair olarak kabul edilmiÅŸtir.
Necip Fazıl, şiirlerinde insan-evren ilişkisini, madde-ruh tezatını, insanın iç dünyasını, tutkularını işlemiştir. Korku, Şiirleri: Ben ve Ötesi, Sonsuzluk Kervanı, Çile, Şiirlerim

Hikâyeleri: Birkaç Hikâye, Birkaç Tahlil

Oyunları: Tohum, Bir Adam Yaratmak, Reis Bey, Para, Yunus Emre…


MEMDUH ÅžEVKET ESENDAL (1883-1952)

Türk hikâyeciliğinde Çehov tarzının temsilcisi olan yazar, kişilerin günlük yaşamda dikkat çekmeyen yanlarını anlattığı hikâyeleri ile tanınmıştır.

“Durum hikâyesi”nin (olaysız hikâye) edebiyatımızdaki ilk temsilcisi kabul edilir.
Memduh Şevket, hikâye türüne yalınlık getirmiş, hikâyeyi gereksiz süslemelerden kurtarmıştır. Hikâyelerinde halktan kişilerin yaşantısına ayna tutmuştur.

Son derece güçlü bir gözlem yeteneÄŸi vardır. Toplum yaÅŸamındaki aksayan yönlere, insanların sorunlarına, ruhsal durumlarına deÄŸinir. O, kendi ifadesiyle “topluma ayna tutan” bir sanatçıdır.
Konulara ve kişilere iyimserlikle yaklaşır. Bütün kişileri sevimlidir. Kahramanlarının yaşayışlarını iyi ve kötü yönlerini okurlara sevdirir.

Çok yalın, temiz bir dili ve güçlü anlatımı vardır. Kendisi, “edebiyatı bilmediÄŸi için sade yazdığını” söyler.

Romanları: Ayaşlı ve Kiracıları, Miras, Vassaf Bey

Hikâye kitapları: Otlakçı, Mendil Altında, Hava Parası, Temiz Sevgiler, Veysel Çavuş, Kelepir

ABDÜLHAK ŞİNASİ HİSAR

Geçmiş özlemiyle dolu roman ve anılarıyla tanınmıştır.

Tanıdığı kişilerden yola çıkarak gözlem ve anılarına dayanan kurgular oluşturur. Çocukluk ve gençlik yıllarından, İstanbul’un en güzel yerlerinde geçen gözlemlediği, belleğine yerleşen anılarından yararlanır.

Okurların ilgisini çeken, okurları yazıya bağlayan çekici bir anlatımı vardır. Süslü, sanatlı, uzun cümleleri vardır,

Eserlerinde kültür, hatıra, tasvir öğeleri ağır basar.

Romanları: Fahim Bey ve Biz, Çamlıca’daki EniÅŸtemiz

Boğaziçi Mehtapları, Boğaziçi Yalıları, Geçmiş Zaman Köşkleri, Geçmiş Zaman Fıkraları, İstanbul ve Pierre Loti anı türündeki eserleridir.

HALİKARNAS BALIKÇISI (1886-1973)

“Halikamas” Bodrum’un antik çaÄŸdaki ismidir. Asıl adı Cevat Åžakir KabaaÄŸaçlı olan yazar, bir yazısı yüzünden üç yıllığına Bodrum’a sürgüne gönderilmiÅŸtir. Bir buçuk yıl sonra cezası affedilir; ama o, çok sevdiÄŸi Bodrum’dan ayrılmaz, buraya yerleÅŸir.

Halikarnas Balıkçısı deniz hikayeleriyle tanındı. Konularının hemen hepsini Ege ve Akdeniz’in kıyı ve açıklarında geçen denize baÄŸlı olaylardan almıştır. Denize hayranlıkla baÄŸlıdır. Onun hikâyelerinde balıkçılar, sünger avcıları, dalgıçlar, gemiciler yer alır. En küçük ayrıntılarına kadar bildiÄŸi denizi ve denizcilikle ilgili terimleri eserlerinde hatta eserlerinin adlarında kullanmıştır.

Şiirsel, akıcı bir üslubu vardır. Anlatımında yer yer aksamalar görülür. Öykü, roman, anı, inceleme, deneme türlerinde yapıtları olan yazarın pek çok çevirisi de vardır.

Öyküleri: Merhaba Akdeniz, Ege’nin Dibi, Ege Kıyılarından, YaÅŸasın Deniz

Romanları: Aganta Burina Burinata, Ötelerin Çocuğu, Uluç Reis, Turgut Reis, Deniz Gurbetçileri

Mavi Sürgün’de anıları vardır.

PEYAMÄ° SAFA (1899-1961)

Fıkra, öykü, roman yazarı olarak tanınmıştır. Türkçeyi en iyi kullanan yazarlardandır.
Sanat endiÅŸesi taşımadan para kazanmak, geçimini saÄŸlamak için yazdığı eserlerde Server Bedi ismini kullanmıştır. Yüz kırka yakın eseri vardır. “Yirminci Asır” adlı bir gazete de çıkarmıştır. Ansiklopedik bilgilere sahiptir.

Eserlerinde olaya değil, psikolojik tahlillere, ruh çözümlemelerine ağırlık verir. Eserlerindeki kişiler belli bir düşünceyi anlatmaya yönelik olarak seçilmiştir.

Romanları teknik yönden oldukça güçlüdür. Kahramanlarını kültürlerine, yaşam biçimlerine, kişiliklerine uygun biçimde konuşturur. Romanlarında ahlak çöküntüsü, Doğu-Batı çatışması, varlığın sırları gibi konular üzerinde durmuştur.

Kendi hayatının bir bölümünü anlattığı Dokuzuncu Hariciye Koğuşu bir otobiyografik romandır.
Hemen her romanında dönemler, anlayışlar, gelenekler, karşılaştırmalar üzerinde durmuştur.
Eserleri arasında MahÅŸer, Sözde Kızlar, Yalnızız, Fatih-Harbiye, Matmazel Noralya’nın KoltuÄŸu, Canan sayılabilir.

FALÄ°H RIFKI ATAY (1894-1971)

Türkçenin düzyazı dili olmasında büyük etkisi olan bir yazardır. Son derece yalın ve duru bir anlatımı vardır. Falih Rıfkı fıkra, makale, gezi, anı, sohbet türlerinde yazdığı yazılarıyla tanınmıştır. Özlü yazıları vardır.

Yazılarında Atatürk devrimlerinin önemini vurgulamış, toplumsal ve güncel konularla ilgili düşüncelerini aktarmıştır. Ürpertici hayaller, vehimler onun şiirlerinde sık rastlanan öğelerdir.

ÇoÄŸu zaman Atatürk’ün yakınında olmuÅŸtur. Atatürk’le ilgili anılarını “Çankaya” adlı kitapta anlatmıştır. AteÅŸ ve GüneÅŸ, Zeytindağı, Atatürk’ün Bana Anlattıkları anı türündeki diÄŸer eserleridir.

Cumhuriyet sonrasında, gezi yazısı türünün gelişiminde bu türdeki eserleri ile çok etkili olmuştur. Gezi yazısı türündeki kitapları: Deniz Aşırı, Yeni Rusya, Moskova-Roma, Bizim Akdeniz, Taymis Kıyıları, Tuna Kıyıları, Yolcu Defteri

Fıkraları: Eski Saat, Niçin Kurtulamamak, İnanç, Kurtuluş


ARÄ°F NÄ°HAT ASYA (1904 -1975)

Hem aruzla, hem hece ölçüsüyle, hem de serbest şiirler yazmıştır. Rubai türünün son ustalarındandır. Halk ve Divan nazım biçimlerinin yanında, modern edebiyatın nazım biçimlerini de kullanmıştır. Kahramanlık, tarih bilinci, din, aşk, doğa ve ülke güzellikleri işlediği temaların önemlileridir. Şiirde ahenge önem verir. Dili sade ve coşkundur. Espri ve hiciv kullanmayı sever. Mevlevi kültürüne de aşinadır.

Åžiirleri: HeykeltıraÅŸ, Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor, Rubaiyat-i Arif, Kıbrıs Rubaileri, Dualar ve Âminler, Kubbe-i Hadra, Köprü, Aynalarda Kalan, Divançe-i Arif… Mensur ÅŸiirleri: Yastığımın Rüyası, Ayetler.

Düzyazıları: Kanatlar ve Gagalar, Terazi Kendini Tartmaz…

NİHAL ATSIZ (1905–1975)

Åžair, yazar ve araÅŸtırmacı – tarihçidir. Tarihe, özellikle Osmanlı tarihi ve Osmanlı öncesine ait Türk tarihine dair araÅŸtırmaları ile tanınmıştır. Konusunu Göktürkler Döneminden alan tarihi romanları, türünün en güzel örneklerindendir. Bazılarında aruzu kullanmışsa da, ÅŸiirlerinde halk ÅŸiiri özelliklerinin etkisi açıkça görülür. Hece ölçüsünü ve halk ozanlarının nazım biçimlerini kullanmayı sever. Åžiirlerinde ve düzyazılarında Türkçeyi baÅŸarılı biçimde kullanmıştır.

Şiiri: Yolların Sonu.

Romanları: Dalkavuklar Gecesi, Bozkurtların Ölümü, Bozkurtlar Diriliyor, Deli Kurt, Ruh Adam.

Ä°nceleme – araÅŸtırma eserleri:
Edirneli Nazmi, Türk Tarihi Ãœzerine Toplamalar, Dokuz Boy Türkler ve Osmanlı Sultanları Tarihi, Türk Edebiyat Tarihi; Ä°stanbul Kütüphanelerinde Tanınmamış Osmanlı Tarihleri, Osmanlı Tarihine Ait Takvimler…

NAZIM HÄ°KMET (1902-1963)

BaÅŸlangıçta ölçülü, uyaklı ÅŸiirler yazan Nazım Hikmet, daha sonra Rus ÅŸairi Mayakovski’nin sanat görüşünü benimseyerek ölçülü uyaklı ÅŸiiri bıraktı. Öz, biçim ve tema bakımından yeni ÅŸiirleriyle serbest ÅŸiirin ve toplumsal ÅŸiirin öncüsü oldu. Gerçekçi ve toplumcu bir özle ÅŸiir üretme çabası içine girdi.

Serbest şiir tarzında yazdığı şiirlerinde değişik dönemler söz konusudur.

Åžiirleri sekiz kitapta toplanmıştır: 835 Satır, Sesini Kaybeden Åžehir, Benerci Kendini Niçin Öldürdü, Memleketimden Ä°nsan Manzaraları, KurtuluÅŸ Savaşı Destanı…

(Visited 42 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 27.02.2009 tarihinde Hale tarafından, Türk Edebiyatı ve Edebi KiÅŸilikler bölümünde paylaşılmıştır ve 11949 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 1 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Cumhuriyet Döneminde Dil İle İlgili Yapılan Çalışmalar | Yedi Meşaleciler - Cumhuriyet Dönemi Sanatçıları orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleÄ°lköğretimde Öğretmen-Öğrenci EtkileÅŸimine Sınıf Yönetimi Kurallarının Etkisi Sonraki MakaleHalikarnas Balıkçısı - Sıralovaz'dan Açık Denizlere | Turgut Reis - Cevat Åžakir KabaaÄŸaçlı

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz