Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Bulgaristan Türklerinin Statüsü, Azınlık ve Azınlık Hakları kavramları 16.y.y. Avrupa’sında..


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 18.10.2008 tarihinde Sema tarafından, Büyük Türk Tarihi | Türk Kültürü - Gelenekler ve El Sanatlarımız bölümünde paylaşılmıştır ve 337 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


AZINLIK KAVRAMI VE BULGARİSTAN TÜRKLERİNİN STATÜSÜ

Azınlık ve Azınlık Hakları kavramları 16.y.y. Avrupa’sında Reform Hareketlerinin sonucunda ilk defa gündeme gelmiÅŸ ve tartışılmaya baÅŸlanmıştır. BaÅŸlangıçta daha ziyade dinsel gurupları ifade etmek için kullanılan ve dolaysı ile dinsel bir anlamı olan Azınlık kavramı; Fransız Ä°htilali ile birlikte deÄŸiÅŸen millet anlayışının bir sonucu olarak etnik ve kültürel bir kavram hüviyeti kazanmıştır. Kültür, etnik, kimlik gibi sosyolojik kavramlar etrafında ÅŸekillenen Azınlık kavramı öncelleri sosyolojik bir ifade bir tanım olarak kullanılmıştır. Ancak daha sonraki dönemlerde büyük devletlerin çıkarları doÄŸrultusunda kullanılarak politize edilmiÅŸ ve siyasal bir kavram olarak uluslar arası iliÅŸkiler literatürüne girmiÅŸtir. Bu kavramın politize edilmesinin baÅŸlıca nedeni azınlık haklarını bahane ederek siyasal müdahaleleri meÅŸrulaÅŸtırmaktır. Azınlık Kavramın politize edilmesinin ve herkesin kendi çıkarları doÄŸrultusunda bir azınlık tanımı yapmasının sonucu olarak ortak bir tanım geliÅŸtirilememiÅŸ, kelimenin tam anlamı ile bir anlam kargaÅŸası yaratılmıştır. DiÄŸer bir söylemle ifade edecek olursak azınlık kavramının Sosyolojik bir olgu olmaktan ziyade, Politik bir malzeme olarak düşünülmesi anlam karışıklığını ve belirsizliÄŸi beraberinde getirmiÅŸtir.


Genel kabul gören bir Azınlık tanımı olmamakla birlikte büyük bir kabul gören ve benimsenen tanıma göre Azınlık; Bir toplumda, nüfusun büyük çoÄŸunluÄŸunu oluÅŸturan guruptan din, dil, etnik köken v.b. yönlerden farklı özelliklere sahip topluluktur. Bu tanım genel olarak kabul görmekle birlikte farklı dönemlerde, farklı kiÅŸi ve kurumlar tarafından yapılan deÄŸiÅŸik tanımlarda, bu tanıma ilaveler yapılmış ve tanım geniÅŸletilip daha net bir ÅŸekilde Azınlık kavramı ifade edilmeye çalışılmıştır. Azınlık kavramının farklı tanımlarına örnek olması amacı ile farklı tanımlara göz atacak olursak; BirleÅŸmiÅŸ Milletler Brezilya temsilcisi Mello Toscanu’nun tanımına göre azınlık: Bir devletin nüfusunun, topaklarının belirli bir bölümüyle tarihsel olarak baÄŸlı; kendine özgü bir kültüre sahip; ırk, dil ve din farklılığı nedeniyle devletin diÄŸer uyruklarının çoÄŸunluyla karıştırılması olanaksız, kalıcı parçasıdır. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinin 1990 yılındaki tanıma göre ise azınlık: Bir devletin sınırları çizilmiÅŸ, kabullenilmiÅŸ toprakları üzerinde yaÅŸayan, üyeleri o devletin uyruÄŸu olan ve din, dil, kültürel özellikler ve diÄŸer özellikleri ile nüfusun çoÄŸunluÄŸundan kesin olarak ayırt edilebilen bölgesel veya ayrı bir topluluktur. Azınlık ve azınlık hakları ile ilgili en yetkili kurum durumunda olan BirleÅŸmiÅŸ milletlerin tanımına göre ise azınlık, kendine özgü nitelikleri olan, devlete egemen olan kesimden farklılaÅŸan bir ulusal kimliÄŸe veya ulus olma niteliklerinin bir kısmına sahip olan topluluktur. Söz konusu bu resmi tanımlar dışında bilim adamları tarafından yapılacak olan azınlık kavramalarına bir bakacak olursak tanım biraz daha geniÅŸletilmiÅŸ olarak görünmektedir. Loponce azınlığı, siyasi olarak egemen guruptan ortak dil, din, ve ulusal mirasla ayrılan; kendi seçimleri olan ulusal bütünlüğe dahil olma isteklerinin engelleneceÄŸinden veya kendi kimlikleri pahasına ulusal bütünlüğe dahil olmaya zorlanacaklarından korkan topluluk,olarak tanımlamaktadır. T. Modeen ise Azınlık tanımına daha farklı bir boyut getirir, ona göre azınlık, kimi görünür nitelikleri ile (esas olarak dilsel ve kültürel) bağımsız devletin diÄŸer uyruklarından ulusal duyarlılıkları temelinde ayırt edilebilen topluluktur. Azınlık tanımaları sadece bu kadarla sınırlı kalmamaktadır, bunlara ufak deÄŸiÅŸliklerle daha onlarca tanım eklenebilir. Bu tanımları genel anlamda bünyesinde toplayan, geniÅŸ bir çok kiÅŸi ve çevre tarafından kabul gören bir tanıma göre ise azınlık, Etnik, dil yada din yönünden bir takım özellikleri ile baÅŸat gruplardan ayrılan, ülke nüfusunun yarısından azını oluÅŸturan, egemen grup içinde yer almayan, içinde yaÅŸadığı ülke-devletin yurttaşı olan, kendi içinde dayanışması, özelliklerini sürdürme ortak iradesi bulunan ve çoÄŸunlukla gerçekte ( de facto) yada hukuken (de jure) eÅŸitlik arayan gruptur.

Azınlık kavramı ile ilgili tanımlardan da anlaşılacağı gibi azınlık olmanın veya azınlık olarak kabul edilebilmenin belli bir takım ölçütleri vardır. vardır. Azınlık gurubunun varlığından söz edilebilmesi için gerekli olan ölçütler;

Söz konusu maddeler bir azınlıktan bahsedilebilmesi için gerekli olan ölçütler nesnel ölçütlerdir. Dünyanın her yanındaki azınlıklar için bunlar geçerlidir. Azınlık kavramından bahsedebilmek için bu nesnel değerlere artı olarak birde sübjektif bir ölçüt vardır bu ölçüt a) Devletin nüfusunun geri kalanından farklı etnik, dinsel ya da dilsel özellikler taşıyan bir gurup olmalıdır.


a) Etnik, dinsel ya da dilsel özellikleri nedeniyle nüfusun geri kalanından ayrılan gurupların çoğunluktan sayıca az olmaları gerekir.

b- Azınlığın başat-egemen bir pozisyonda olmaması gerekir.

c) Azınlık haklarından yararlanacak kişilerin bulundukları ülkenin vatandaşlığına sahip olmaları gerekir

d)
Fraklılıklar taşıyan gurubun bu farklılıklarını korumak istemesi ve bir azınlık bilincine sahip olması gerekir

Bir azınlıktan bahsedebilmek için bir tanımın veya bu kriterlerin olması yeterli değildir. Azınlık ve azınlık hakları üzerinde konuşulurken üzerinde durulan diğer bir nokta da azınlıkların niteliğidir. Bu bağlamda yapılan bir uygulamalarla ile azınlıklar belli ölçütlere göre sınıflandırılmaktadırlar. Etnik azınlık, zorunlu azınlık, iradi azınlık, kültürel azınlık, Ulusal azınlık gibi çeşitli sınıflandırmalar ve alt başlıklar azınlık kavramını daha da karışık bir hale getirmektedir. Çalışmamamızın esasını oluşturan Bulgaristan Türklerinin statüsünü belirlemede yardımcı olacağını düşündüğümüz, bu tanımlar üzerinde kısaca duracak olursak;

Etnik Azınlık: Azınlık tanımı ile tanımlanan ve azınlık kabul edilmenin ölçütlerini yerine getiren fakat akraba devleti olmayan azınlıkları ifade etmek için kullanılan tanımdır. Bunu dünya üzerindeki en güzel örneği Çingenelerdir. Dünyanın birçok ülkesinde bulunan, bazı bölgelerde azınlık olarak kabul edilen Çingenelerin hiçbir yerde akraba bir çingene devleti olmaması sebebi ile Çingeneler etnik azınlık olarak değerlendirilebilir. Bunun yanı sıra bir önceki tanım dâhilinde de düşünecek olursak Çingeneler aynı zamanda dünyanın en büyük kültürel azınlığıdır.

İradi Azınlık:
Farklılıklarını korumak isteyen ancak erime kaygısı taşıyan gurupları ifade etmek için kullanılan tanımdır. Bu tanıma Batı Trakya’da yaÅŸayan Türk Azınlığı örnek gösterebiliriz. Türk azınlık farklılıklarını korumak için sürekli mücadele vermelerine raÄŸmen Yunanistan Hükümetleri ise Türk Azınlığı asimile etmek için çalışmalar yürütmektedirler.

Zorlama Azınlıklar: Ulusal bütünlüğün içerisinde erimek istediÄŸi halde bunu baÅŸarmaları engellenen guruplar zorlama azınlık olarak ifade edilir. DiÄŸer bir söylemle kendilerini azınlık olarak görmeyen gurupların otorite tarafından azınlık olarak ifade edilmeye çalışılması ve farklılıkların ön planda tutulması olarak deÄŸerlendirebiliriz. Buna en güzel örnek Türkiye ‘de yaÅŸayan BoÅŸnaklar ve Çerkezlerdir. Türkiye Avrupa BirliÄŸi (AB) uyum sürecinde gerçekleÅŸtirdiÄŸi uygu lamlarla anadilde eÄŸitime izin vermiÅŸ ve bu doÄŸrultuda Devlet televizyonunda BoÅŸnakça ve Çerkezce yayın yapma kararı vermiÅŸtir. Ancak bu gurupların sivil tolum örgütleri ve yöneticileri kendilerinin farklı olmadığını ileri sürerek bu yayınlara tepki göstermiÅŸlerdir. Bu uygulama bu tanım için güzel bir örnek teÅŸkil etmektedir.

Kültürel Azınlık: Aynı devlet sınırları içerisinde yaÅŸayan fakat dünyayı yorumlamakta onunla ilgili anlamlar yaratma, kendini tanımamla ve ifade etme ÅŸekillerindeki farklılık nedeniyle sayıca ve konumca çoÄŸunluÄŸu oluÅŸturan toplum veya halk karşısında ve bunlarla iliÅŸkilerinde dezavantajlı konumda bulunan kümeler ve topluluklardır. Bu tanım genel azınlık tanımıyla büyük ölçüde örtüşmektedir. Dolayısı ile bütün azınlıklar kültürel azınlık olarak deÄŸerlendirilebilir. Bu tanım çerçevesindeki kültürel azınlık tabirini açıklamaya çalışırsak, dinsel farklılık gösteren azınlıklar kültürel azınlıklar olarak deÄŸerlendirilebilir. Somut olarak ifade edecek olursak Balkan ülkelerindeki bütün Türkler aynı zamanda kültürel bir azınlıktır. Çünkü çoÄŸunluÄŸu dini inanış Müslüman’dır ve dünyayı yorumlamama, onunla ilgili anlamlar yaratma konusunda Ortodoks Hıristiyan olan çoÄŸunluklardan ayrılmaktadırlar.


Ulusal Azınlık: Kabul edilen azınlık tanımına ek olarak, birde akraba devleti bulunma kriteri getirmektedir. Böylece akraba devleti olan azınlıklar ulusal azınlık olarak tanımlanır. Bu tanıma uyan, akraba devleti olan çok sayıda topluluk vardır. Örnek olarak Ä°ran’daki Azeriler ulusal bir azınlıktır. Çünkü mevcut olan Azerbaycan Cumhuriyeti Devleti, Ä°ran’daki Azeri azınlığın akraba devletidir.

Azınlık kavramı ile ilgili yukarıdaki açıklama ve tanımları yaptıktan sonra, bu kavramlar, tanımlar ve kriterler baÄŸlamında Bulgaristan’daki Türklerin durumunu deÄŸerlendirmeye çalışalım.
Bulgaristan’da azınlık kavramının ortaya çıkması ve Türklerin bu kavrama içerisinde deÄŸerlendirilme süreci Berlin AntlaÅŸması (1878) ile baÅŸlamıştır. Bu anlaÅŸama ile Bulgaristan Osmanlı Devletine baÄŸlı özerk bir prenslik olarak kurulmuÅŸtur. Yine bu antlaÅŸmanın 4. ve 5. maddeleri Bulgaristan’daki Müslüman Türk Azınlığının hakları ve bu hakların korunması ile ilgilidir. Bu Tarihten sonra Bulgaristan’ın gerek Osmanlı Devleti, gerekse Türkiye Cumhuriyeti ile imzaladığı ikili anlaÅŸmalarda ve diÄŸer uluslar arası anlaÅŸmalarda Bulgaristan’daki Türk Azınlığı ile ilgili maddeler yer almıştır.

Bulgaristan Türklerinin azınlık hakları Bulgaristan’ın imzaladığı anlaÅŸmalarda garanti altına alınmasına raÄŸmen bu haklar çoÄŸunlukla kâğıt üstünde kalmıştır. Hatta daha da ileri gidilerek Bulgaristan’daki Türklere ağır baskılar uygulanmış ve özellikle Komünist dönemde Bulgaristan’daki Türk varlığı inkâr edilmiÅŸtir.

Yüzyılın sonlarına doğru Doğu Bloklunun çökme sürecine girmesi ve bu çöküşün kısada sürede gerçekleşmesinin bir sonucu olara bu blokta yer alan ülkelerin Batı ile bütünleşmesine yönelik yoğun faaliyetlere girişmesi dünya siyasetinde özellikle de Balkanların siyasi yapısında ve Balkan Türklerinin durumlarında olumlu gelişmelere neden olmuştur.

Bulgaristan da batıyla bütünleÅŸme çabalarının içerisinde yerini almıştır. Bulgaristan’daki bu batılılaÅŸma çalışmaları çerçevesinde siyasal, hukuksal ve ekonomik alanlar baÅŸta olmak üzere birçok alanda yeni düzenlemeler gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir. Şüphesiz ki bu düzenlemeler Bulgaristan Türkleri için bir takım olumlu geliÅŸmeleri beraberinde getirmiÅŸtir.

Bulgaristan Türklerinin 1990 yılından itibaren olumlu yönde yaşanan gelişmeleri yukarıda bahsettiğimiz azınlık kavramı çerçevesinde değerlendirecek olursak gelişmelerin beklenen düzeyde olmadığı görülecektir.

Azınlık kavramı ile ilgili çeÅŸitli kurumların ve kiÅŸilerin tanımlarına deÄŸindik. Bulgaristan’ın ülke genelindeki farklı kültür ve toplumları ifade etmek için kullandığı tanım bu tanımalara göre çok daha muÄŸlâk bir ifadedir. Bulgaristan ülkede egemen olmayan etnik Bulgarların dışında kalan vatandaÅŸlarını tanımlamak için “Dilleri Bulgarca olmayan Bulgarca olmayan Bulgaristan vatandaÅŸları” ifadesini kullanmaktadır. Bu tanım, bünyesinde egemen çoÄŸunluk dışında, farklı sadece bir gurup bulunan ülkeler için kısmen de olsa geçerli olabilir. Ancak ülkesinde Bulgaristan gibi birden çok azınlık buluna bir ülke ( Türkler, Çingeneler, Makedonlar, Tatarlar, Gagavuzlar) için bu tanım bir azınlık tanımı olmaktan çok uzaktır. Bu tanım, farklı alt kültürleri tanımlamaktan ziyade Bulgarlar için kendilerinden farklı olanın, diÄŸer bir söylemle öteki’nin tanımıdır.

Bulgaristan’ın azınlık tanımını diÄŸer tanımalarla birlikte deÄŸerlendirdiÄŸimizde çok zayıf bir tanımdır. Ancak azınlık tanımının öğelerinden dil farklılığı öğesi bünyesinde oldukça yetersiz bir tanımdır. AB’nin ve BirleÅŸmiÅŸ Milletlerin azınlık tanımı ve Bulgar hukukunun AB hukukuna %65 uyumlu olduÄŸu düşünüldüğünde bu tanımın eksikliÄŸi daha belirgin bir ÅŸekilde ortaya çıkmaktadır. Öncelikle bu deÄŸiÅŸtirilmeli ve Bulgaristan’da eksik bu azınlık tanımının yerine uluslar arası normlara uygun bir azınlık tanımı kabul edilmeli ve Bulgaristan’daki Türkler ve ülkedeki diÄŸer guruplar bilimsel ve kabul gören bir azınlık tanımı ile ifade edilmelidirler.
Bu baÄŸlamda Bulgaristan’daki Türklerin statüsü ile ilgili ilk belirsizlik ve olumsuzluk azınlık tanımındaki yetersizlikten kaynaklanmaktadır. Daha önce deÄŸindiÄŸimiz azınlık tanımalarına bakıldığında Bulgaristan’daki Türkler, azınlık olarak deÄŸerlendirilmelidir. DeÄŸindiÄŸimiz farklı tanımlardan hangisi kabul edilirse edilsin, Bulgaristan’da egemen olan etnik Bulgar nüfustan farklılık gösteren Türk nüfusu vardır ve bu kitle azınlık olarak tanımlanmak zorundadır.
Azınlıktan bahsetmek gerekli olan ölçütler baÄŸlamında Bulgaristan’daki Türklerin durumunu deÄŸerlendirecek olursak;
Bulgaristan’da, Türkler nüfusun çoÄŸunluÄŸunu oluÅŸturan Bulgarlardan etnik, dinsel dilsel farklılıklar gösteren bir guruptur.
Bulgaristan’da, Bulgarlardan farklılıklar gösteren Türk topluluÄŸu sayısal olarak çoÄŸunluk deÄŸillerdir. Nüfusu yaklaşık olarak 7,5 milyon olan Bulgaristan’da, Etnik Bulgarların genel nüfusa oranı % 83,9 iken Türklerin genel nüfusa oranları % 9,4’tür.

Bulgaristan’da Türklerin azınlık olarak deÄŸerlendirilmesinde yanlış yorumlanan noktalardan birisi egemen – baÅŸat olmama kriteridir. Bulgaristan’da, çoÄŸunluÄŸu Türklerden oluÅŸan DPS (HÖH)’nin Bulgaristan Hükümetinde ortak olması Bulgaristan’da Türklerin egemen olduÄŸunun deÄŸil siyasal olarak temsil edildiÄŸinin göstergesidir.

Bulgaristan’da Azınlık haklarından yararlanacak olan Türklerin tamamı Bulgaristan vatandaşıdır. Bulgaristan’daki, Bulgaristan vatandaşı Türklerin yanı sıra, Bulgaristan’da olmayan ancak Bulgaristan vatandaşı olan çok sayıda Türk vardır.

Bulgaristan’daki Türk topluluÄŸunun durumu, azınlık olmanın veya azınlık olarak deÄŸerlendirilmenin nesnel ölçütlerin tamamına uygundur. Bunun yanı sıra bahsettiÄŸimiz sübjektif ölçüt baÄŸlamında Bulgaristan Türklerinin durumunu deÄŸerlendirecek olursak,

Bulgaristan’daki Türk TopluluÄŸu en başından beri farklılıklarını korumak istemiÅŸ ve Her zaman bir azınlık bilincine sahip olmuÅŸtur. Farklılıklarını korumak için kendi dinsel siyasal ve sosyal kurumlarını oluÅŸturmuÅŸtur. Bu doÄŸrultuda, Cemaat Encümenleri Åžeriye Mahkemelerini oluÅŸturdular, kendi anadillerinde eÄŸitim yapmak için okullar, okul encümenleri ve dernekler kurdular. Bunların dışında kendi sorunlarını dile getirmek, kültürlerini yaÅŸatmak için yüzlerce gazete ve dergi çıkarmışlardır. GeçmiÅŸten günümüze kadar sürekli azınlık olmanın bilincinde olan Türk topluluÄŸu kendi kurumlarını kurmuÅŸ ve geliÅŸtirmiÅŸtir. Ancak Bulgaristan Komünist idaresi döneminde iktidar bu kurumların hepsini ortadan kaldırmıştır. Son dönemde Bulgaristan Türkleri kurdukları siyasi partilerle Bulgaristan siyasi hayatında yer almışlar ve böylece azınlık bilincine sahip olduklarını göstermiÅŸlerdir.

Bulgaristan Türklerinin durumunu, azınlık kavramı, azınlık olama kriterleri doğrultusunda değerlendirdikten sonra bir de azınlık kavramının alt başlıkları doğrultusunda bir değerlendirme yapacak olursak,

Bulgaristan Türkleri etnik azınlık olma kriterlerine sahiptirler. Yani Bulgaristan Türkleri etnik bir azınlıktır. Fakat yukarıda bahsettiÄŸimiz gibi bu tanım tek başına Bulgaristan Türklerini tanımlamaya yetmeyecektir. Çünkü Bulgaristan’daki Türk azınlığın en başından beri bir akraba devleti olmuÅŸtur.
Bulgaristan Türkleri aynı zamanda İradi bir azınlıktır. Çünkü Türkler her zaman milli bilinçlerinin farkında olmuşlar ve bunu koruma eğilim göstermişlerdir. Ancak tek başına bu tanım da Bulgaristan Türklerini ifade etmek için yeterli değildir.

Zorlama azınlık tanımı ise Bulgaristan Türkleri ile ilgili bir kavram değildir. Bulgaristan Türkleri zorlama azınlık ifadesi bir tarafa yıllarca süren bir asimilasyon süreci yaşamışlardır.
Bulgaristan Türkleri dini inanış olarak ta Bulgarlardan farklıdır. Dolayısı ile Dünyayı algılamaları da farklılıklar içermektedir. Bu da Bulgaristan’daki Türkleri aynı zamanda Kültürel azınlık konumu ile deÄŸerlendirilmesini saÄŸlamaktadır. Ancak bu da tek başına yetersiz olan bir ifade ÅŸeklidir.
Bulgaristan’daki Türklerin durumunu en kapsamalı ÅŸekilde ifade eden tanım ulusal azınlık tanımıdır. Bu tanım yukarıda ifade ettiÄŸimiz tanımları kapsayıcı nitelikte olmanın yanı sıra Akraba devleti olma ölçütünü gerektiren bir tanımdır. Bulgaristan Türklerinin de her zaman bir akraba devleti olmuÅŸtur. Dolaysı ile Bulgaristan Türkleri kapsayıcı nitelikteki bu tanımla ifade edilmelidir. DiÄŸer bir söylemle Bulgaristan Türkleri ulusal azınlıktır.

Ulusal azınlık olarak ifade edilen topluluklara kendi kaderini tayin etme hakkı tanınmaktadır. Bu ifadenin ayrılıkçıkla özdeÅŸlemiÅŸ olmasından dolayı Bulgaristan Hükümetleri Türkleri Ulusal azınlık olarak tanımlamayı kendi ulusal çıkarlarına zarar verici olarak düşünebilirler. Ancak kendi kaderini tayin etme ifadesinden illa ayrılmak anlaşılmamalıdır. Zira geçmiÅŸe bakıldığında Bulgaristan’daki Türk Azınlığı hiçbir zaman devlete isyan etmemiÅŸ, ayrılık talebinde bulunmamıştır. Sadece en doÄŸal insan haklarının ihlal edilmesinden ve ellerinden alınmasından dolayı Bulgaristan Devletine karşı çıkmıştır. Bunun dışında yaÅŸadıkları ülkeye ve otoriteye baÄŸlı kalmışlardır.

Bulgaristan Türkleri Ulusal azınlık olarak tanınmalıdır. Kendi kaderini tayin etme ilkesi ise Bulgaristan’daki Türklerin kendi dillerinde eÄŸitim, yayın, ibadet, siyasal temsil, kültürel haklar olarak deÄŸerlendirilmelidir.

Bulgaristan’da Türkler Ulusal azınlık olarak tanınmadığı sürece Anadilde eÄŸitim, Türk azınlığı olarak siyasal temsil hakkı, Kendi ulusal kimlikleri doÄŸrultusunda sivil örgütlenmenin ve sivil toplum kuruluÅŸu oluÅŸturmak gibi haklarının yasal dayanağından mahrum kalacaklardır.

KAYNAK

19.y.y.’da, Avrupa Devletlerinin Osmanlı Devletinin iç iÅŸlerine müdahale etmek için sık sık Osmanlı Devleti bünyesindeki azınlıkları bahane etmesi ve azınlıkları kullanması bu görüşü doÄŸrulayacak niteliktedir.
Okan Gümüş, Aziz Sevi, Ansiklopedik Uluslar arası İlişkiler Sözlüğü, Ankara: Polat Yayınları, 1996. s.209
Jennifer Jackson Preece, Ulusal Azınlıklar ve Avrupa Ulus Devlet Sistemi, Çev: Ayşegül Demir, İstanbul: Donkişot Yay, 2001. s.24.
A.g.e s.32
A.g.e. s.38.
A.g.e. s.35.
A.g.e. s.36
Türkkaya Ataöv, “Azınlıklar Ãœzerine Bazı Düşünceler”, A.Ãœ. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, (Ocak Aralık 1987), XLII, 1 – 4 s. 54
Ali DayıoÄŸlu, Toplama Kampından Meclis’e: Bulgaristan’da Türk ve Müslüman Azınlığı, Ä°stanbul: Ä°letiÅŸim Yayınları, 2005, s.27-29.
A.g.e s. 30
Füsun Ãœstel, “Ulusal Devlet ve Etnik Azınlıklar”, Birikim, 73, (Mayıs 1995), s.13
J. Laponce, The Protection of Minorities ( Berkeley and Los Angeles: University of California Pres, 1960 s.6′ dan aktaran, Jennifer Jackson Preece, A.g.e. s.35
Laponce, The Protection of Minorities ( Berkeley and Los Angeles: University of California Pres, 1960 s.6′ dan aktaran, Jennifer Jackson Preece, A.g.e. s.35
İbrahim Sevimli, Kimliksiz Cemaatler, İstanbul: Alan Yayınları, 2000, s.49
A.g.e. s. 26
Bilal N. Şimşir, Bulgaristan Türkleri, Ankara Bilgi Yayınevi, 1986, s. 366
İbrahim Tatarlı, Mustafa Kemal Atatürk, Yeni Türkiye Balkanlar ve Dünya, Sofya: İzdatelska Kışta 2005, s.120
Stoyan Stalev, “Bulgar Hukukunun AB Hukukuna Uyumu1”, Avrasya Dosyası, (Kış 1999), Cilt 5, Sayı 4. s.328
Ayrıntılı bilgi için bkz. Bilal N. Şimşir. A.g.e. s. 74-84
Bulgaristan’da Türklerin EÄŸitim hayatı ile ilgili Hüseyin MemiÅŸoÄŸlu, GeçmiÅŸten günümüze Bulgaristan’da Türk EÄŸitim Tarihi, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 2002 künyeli esere bakılabilir.
Bulgaristan’da Türklerin çıkardığı gazetelerin listesi için; OKDAY Ä°smail Hakkı. “Bulgaristan’da çıkmış Olan Türk Gazeteleri ve Dergileri.” Türk Kültür, Sayı 274, Ankara, Åžubat 1986. çalışmaya bkz.

(Visited 12 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 18.10.2008 tarihinde Sema tarafından, Büyük Türk Tarihi | Türk Kültürü - Gelenekler ve El Sanatlarımız bölümünde paylaşılmıştır ve 337 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Bulgaristan Türklerinin Statüsü, Azınlık ve Azınlık Hakları kavramları 16.y.y. Avrupa’sında.. orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki Makale[El, Kol ve Avuçlar] DeÄŸerlendirme Beden Dili Sonraki MakaleHamidiye Camii - Yıldız - Ä°stanbul | 1884-1886 Yılları Arasında Sultan 2. Abdülhamid Tarafından Yaptırılmıştır

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz