Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Bandırma Vapurunun Yolcuları | Emekli Süvari Albayı Hüsamettin Ertürk Osmanlı İmparatorluğunda Teşkilatı Mahsusasında Ve Mütareke Yıllar..


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 19.05.2010 tarihinde Hale tarafından, ATATÜRK'ün Hayatı ve Hakkında Yazılanlar bölümünde paylaşılmıştır ve 1292 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Bandırma Vapuru Yolcuları

Emekli Süvari Albayı Hüsamettin Ertük Anlatıyor…


Daha 13 Mayıs 1919 akşamı İzmir’de halk büyük heyecana düşmüş,şehrin işgal edileceğini anlamıştı.14 Mayısı 15 Mayısa bağlayan gece ise gençlerin dikkat çekmeyecekleri düşünceleriyle Yahudi maşatlığında (mezarlık) toplanarak “REDDİ İLHAK” manı altında bir Cemiyet kurmaları ve ne pahasına olursa olsun işgale bütün kuvvet ve gayretleriyle mani olmaya karar vermeleri,ertesi sabahın sisli ufuklarında İzmir Körfezinde beliren düşman donanmasının tehditkar mevcudiyeti ve kayıklarla İzmir Rıhtımlarına çıkartılan işgal askerlerinin bilfiil sokak başlarını tutmuş bulunması,elim bir devrin başladığına kimsenin şüphesini bırakmamıştı.

l4 Mayıs akşamı, Saraydan Sultan Vahiddin’in huzurundan çıkmış olan Mustafa Kemal Paşa, 15 Mayıs 1919 günü her TÜRK gibi feci ve elim İzmir İşgaliyle kalbinden vurulmuştu.

İşte Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının Anadolu’ya hareketi 16 Mayıs çarşamba günü vaki olmuştu.İkindi vaktinde Galata Rıhtımına Seyrüsefain İdaresinin küçük vapuru,gerçekte dünya çapında bir kıymet ifade eden büyük bir “Vatan Evladı”nı yanındaki bir avuç kahramanla yepyeni bir dünyaya,emsalsiz bir mukadderata götürmeye hazırlanıyordu.


Bandırma Vapurunun yolcuları; kalpaklı, poturlu, şalvarlı, cepkenli vatandaşlardı. Bunların arasında siyah kalpağı,gri avcı biçimi elbisesiyle yeşil-mavi gözlü, altın saçlı, çakmak çakmak bakışlarında cesaret,azim, yiğitlik fışkıran Osmanlı İmparatorluğunun Üçüncü Ordu Müfettişi Ferik Mustafa Kemal vardı. O, büyük bir davayı tahakkuk ettirmek için her şeyi göze almış bulunuyordu.

Atatürk’ün Bandırma vapurundan Samsun’a temsili çıkışı

Bu yolculuğa çıkmadan evvel Şişli’deki evinde başında beyaz bir örtü bulunan,yüzünde çok kederli bir ifade okunan,hürmete kat kat layık bir ANNE ve erkek kardeşine çok benzeyen bir genç kadına veda etmişti. Bu asil kadınlardan biri Zübeyde Hanım, diğeri Makbule Hanımdı.

Bu iki kadın, Mustafa Kemal’in bitip tükenmeyen ayrılıklarına şahit olmuş ve arkasından çok göz yaşı dökmüşlerdi. Bu defa kim bilir belki de hiç sonu gelmeyecek bir yolculuğa giden bu sevdikleri adam için yine ağlıyorlardı.

Galata Rıhtımındaki kafile, aslında bir Askeri Karargahın şahsiyetlerinden mürekkepti. Hepsi kalpak ve avcı biçimli elbiseleri, golf pantolon ve yünlü çorapları ile yolculuğun yolcuları idiler. Hepsini teşyie gelmiş kimseler vardı.

Bu küçük vapurun aslında çok güzide yolcuları arasında şu kişiler fark ediliyordu.


Erkanıharp Miralayı Kazım (Dirik),tayin edildiği Sivas’taki Kolordu Kumandanlığına giden Erkanıharp Miralayı Refet (Pele), Doktor Miralay İbrahim Tali,Erkanıharp Binbaşısı Hüsrev(Gerede), Doktor Binbaşısı Refik(Saydam), Mitralyöz Mülazimi Arif Bey, Piyade Mülazimievveli Ali Fendi, İstihbarak Müdürü Süreyya bey,Mustafa Kemal Paşanın yaverleri Yüzbaşı Cevat Abbas, Salih (Bozok), Mahmut,Süvari Mülazımevveli Muzaffer Kılıç, Erkanıharp Kaymakamı (Yarbay)Arif Bey.

Henüz Vapur kalkmadan iki kişi acele acele Rıhtıma gelmişlerdi.Bunlardan biri, o tarihte Arnavutköy Komiseri Nevzat (Tandoğan), Mustafa Kemal Paşanın unuttuğu kıymetli paketi Şişli’deki evinden alıp gelmişti. Diğeri ise çok eski ve sevgili arkadaşı, Hamidiye Kahramanı Rauf (Orbay) Bey idi.

Rauf Bey, Mustafa Kemalin çıkacağı yolculuğun çok büyük tehlikelerle dolu olduğunu ve İngilizlerin kendisinin izi üzerinde bulunduğunu, yolculuklarını muayyen bir güzergah istikametinde ve kendilerinin bildiği bir rota üzerinde hareket etmeyi tavsiye ediyordu.

Zira, Paşanın bu gidişinden İngilizler her an harekete geçebilir, yolda da onu tevkif edebilirlerdi.Mustafa Kemal Paşa, Rauf Beye ve kendisini teşyi edenlere teşekkür etmiş ve onları da en yakın zamanda Anadolu’da bekleyeceğini söyleyerek Bandırma Vapuruna binmişti.Vapur, limandan hava kararmadan çıkmaya mecburdu. Ancak Kızkulesi açıklarında bizim, Büyükdere açıklarında da İtilaf Devletlerinin kontrolünü atlatırlarsa,mesele kalmayacaktı.Vapurun Kaptanı eski ve tecrübeli bir insandı.Gemisine binen Büyük Adamın kıymet ve değeri hakkında da bir çok bilgisi vardı.Hiç bir şey bilmese de O’nun “Anafartalar Kahramanı” olduğunu, Osmanlı İmparatorluğunun merkezini,onun kapılarında en korkunç ve kuvvetli düşmana karşı nasıl müdafaa ettiğini öğrenmişti.

Bu çok kıymetli yolcusunu sağ salim Samsun’a çıkarmayı, gemi kaptanı da bir memleket vazifesi olarak kabul ediyordu.Gemi Kaptanı hem Kızkulesi açıklarındaki Türk Polisi kontrolünü, hem de Büyükdere açıklarındaki İşgal kuvvetleri kontrolünü gayet ustaca hiç bir şey hissettirmeden atlatmıştı.

Mustafa Kemal Paşa ve Silah Arkadaşları;Karadeniz’in mor ve köpüklü dalgaları ile karşılaştıkları zaman rahat nefes alabilmişlerdi. Fakat yol çok tehlikelerle dolu bir rotayı takip ediyordu. Kaptan,gemilerin mutad seyir istikametini bırakarak daha ziyade sahile yakın bir rotayı takip ediyordu. Biraz sonra Karadeniz’in şanına layık dalgalar, fırtınalar da, BÜTÜN TÜK MİLLETİNİN MUKADDERATI SAYILAN BU KAHRAMANI VE ONUN SİLAH ARKADAŞLARINI selamlıyordu. Fakat yol çok tehlikeli her an geri döndürülmek ihtimalleri dolu idi.

Bandırma Vapurunun bu özel yolcuları,Vapurda dikkat çekmemek için,pek az toplanıyor,pek seyrek konuşuyorlardı. Perşembe, cuma günleri Karadeniz’le alt alta, üst üste boğuştular. Rauf Beyin sözleri, Mustafa Kemalin aklından hiç çıkmadı.Nihayet deniz sakinleşti ve ertesi sabah cumartesi günü; ufukları pembe,uzakta şerit gibi Samsun Şehri gözüktü.Bandırma Vapuru yaklaştıkca, Samsun kumsalları, renkli evleri,tepelerine kadar dik bayırları bir tablo gibi belirdi. ARTIK GELMİŞLERDİ.

ANADOLU TOPRAKLARI BURADA BAŞLIYOR,TÜRK’ÜN ÜMİDİ, İSTİKBALİ BURADA ONLARA YOL VERİYORDU. Ancak ne bir dalgakıranla,ne de bir tabii limanla muhafaza edilmeyen SAMSUN, fırtınalı havalarda yolcu kabul etmeyen şehirdi. Ancak bugün deniz sakin, şehir büyük misafirini kabule hazırdı.

Üçüncü Ordu Müfettişinin ve Karargahının geleceğinden evvela şehrin Askeri Makamları haberdardı. Kolordu Kumandanı, Samsun Valisi hazırdılar.Yolcular kayıkla sahile yaklaştılar, sevinç ve alaka ile karşılandılar.Henüz 38 Yaşında Genç bir Kumandanın, Çanakkale Kahramanının Samsun’a geldiğini duyan halk, sahilde toplanmıştı. Hep beraber neşeli bir yürüyüşle Askeri ve Halkı selamladıktan sonra “Mıntıka Palas” Oteline geldiler.Küçük Bandırma Vapuru o gün akşama kadar Samsunda kaldı.

Mustafa Kemal için, Anadolu’nun bütün hususiyetlerini, Anadolu’nun bu tarihi kapısında dinlemek ona göre bir yol çizmek lazım geliyordu. O, yol programını tanzim etmişti. Samsun’dan sonra Kavak-Ladik-Havza-Amasya-Turhal-Tokat’tan geçerek Sivas’a gidecek. Oradan da Erzincan üzerinden Erzurum’a varacaktı…Mustafa Kemal Paşanın Samsun’daki temasları 25 Mayıs Sabahına kadar geceli gündüzlü devam etti. Her taraftan çok feci haberler geliyordu.

Dahiliye Nazırı (İç İşleri Bakanı) Ali Kemal bey;bütün Anadolu Valilerine tamim ettiği “gizli emir”le Mustafa Kemal’in derhal İstanbul’a geri döndürülmesini emrediliyordu. Hatta bu “gizli tamim” şöyle bir hükmü de ihtiva ediyordu.

“-Paşayı mukavemeti halinde cebren ve mahfuzen de sevk edebilirsiniz !…”

Emir böyle amma,bu cesareti kendisinde bulacak kimse KİM idi? Mustafa Kemal Paşa elde ettiği bu istihbarata müzavi tedbirler almaktan biran vazgeçmiş değildi, her an tetikteydi. Hemen yanındaki Silah arkadaşlarından bazılarını önceden geçeceği kasaba ve şehirlere göndermişti bile. Onlar kendisini oralarda bekleyecekler ve vahim bir vaziyet karşısında daha evvelden kendisini haberdar edeceklerdi.

Bunlardan en mühim mi Sivas’ta cereyan etmişti. Sivas’a Doktor Miralay İbrahim Tali Beyi göndermişti.Sivas Valisi Reşit Paşanın, Elazığ Valisi Ali Galib’in yoğun ısrarıyla Mustafa Kemal Paşayı Sivas’a gelir gelmez tevkife hazırlandığını istihbaratını aldı. Ve Dr.Miralay İbrahim Tali Bey sezdirmeden çok gizli tedbirlerini aldı. Sivas Vilayeti hudutlarında Mustafa Kemal Paşa’yı karşıladığı zaman kulağına sessizce “Paşam sizi burada tevkif etme cüreti var” demişti.

Mustafa Kemal Paşa’da gayet soğukkanlı ve müstehzi bir tavırla Sivas Valisi Reşit Paşaya

—Paşa Hazretleri,siz de benim otomobile teşrif ediniz. Ta ki beni tevkife hazırlananlar şaşırsın !

İşte BANDIRMA VAPURUNUN YOLCULARI’ nı, Anadolu’da bekleyen kader, her faniye nasip olmayan ŞEREF, ŞAN ve KAHRAMANLIKLARLA DOLU bir tarihtir.

GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA, parmaklarındaki sigara ile arkadaşlarıyla tatlı tatlı konuşuyor,üstündeki Ordu Müfettişliği Üniforması,gideceği yol güzergahında o’na nasıl muamele edileceğini tayin ediyordu.

VE, Erzurum’da Mustafa Kemal Paşaya gelen bir telgraf! Telgrafın altında Son Osmanlı Padişahı Sultan Vahidettin adına Serkatip Hazreti Şehriyari Ali Fuat İmzası okunuyordu.

“Memuriyeti Aliyyelerine hasbelicap(görülen lüzum üzerine )hitam verilmiş olduğundan hemen bilaifatei zaman Dersaadete (İstanbula)avdetleri iradei Hazreti Padişahı İktizasındandır efendim.”

Emekli Süvari Albayı Hüsamettin Ertürk

Osmanlı İmparatorluğunda Teşkilatı Mahsusasında Ve Mütareke Yıllarının M.M.(Milli Müsellah)Grubu Başkanı.

Kaynak :1957 yılında yayınlanan Anıları….

Derleyen

Gülsev Eyüboğlu İrhan

Bakınız, Bandırma Vapurundakilerin Yakınları Anlatıyor | Mustafa Kemal Atatürk İle Birlikte Bandırma Vapurunda Olan Babaları Ve Dedelerinin Aktardıkları Yolculuk Anıları

(Visited 11 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 19.05.2010 tarihinde Hale tarafından, ATATÜRK'ün Hayatı ve Hakkında Yazılanlar bölümünde paylaşılmıştır ve 1292 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 11 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Bandırma Vapurunun Yolcuları | Emekli Süvari Albayı Hüsamettin Ertürk Osmanlı İmparatorluğunda Teşkilatı Mahsusasında Ve Mütareke Yıllarının M.M.(Milli Müsellah)Grubu Başkanı Anılarından orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleHoca Ahmet Yesevi | Türk Tasavvuf Geleneğinin Hareket Noktası Pîr-i Türkistan - Ahmed Yesevi’nin Tarikatı ve Etkileri Sonraki MakaleDor ve Ion Düzenleri Arasındaki Farklılıklar

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz