Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Baltacı Mehmet Paşa Ve Katerina | Murat Sertoğlu


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 08.10.2007 tarihinde hale tarafından, Kütüphane | Okunması Gereken Kitaplar ve Kitap Özetleri bölümünde paylaşılmıştır ve 5031 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


KÄ°TAP ADI:

BALTACI MEHMET PAÅžA VE KATERÄ°NA


KÄ°TABIN YAZARI:

MURAT SERTOÄžLU

1)KÄ°TABIN KONUSU:


Dillere derstan olmuş Baltacı Mehmet Paşa ve Çariçe Katerina’nın aşklarının iç yüzünü ve akıllara durgunluk veren entrikaları, kurnazlık ve güzelliğiyle birleştirerek, bir döneme imzasının atan Çariçe Katerina olağanüstü maceralarını anlatıyor.

2)ESERİN ÖZETİ :

Fakir bir çamaşırcı ve kötü yola düşmüş bir kadının kızı olan Katerina, Papaz Gluk’un evinde çamaşırcılığa başlar. Gluk belli bir süre sonra Katerinayla ilişkiye girer. Bu sırada Rusya ile İsviçre savaşa hazırlanmak üzereydiler. İsviçreliler Katerina’nın bulunduğu şehre gelmişlerdi. Katerina burada bir isviçre askerine hayran olur sonunda aşk doğar. Bu arada Katerina askeril papazı idare etmektedir. Papaz bundan şüphelenir ve sonunda evinde Katerina’yla askeri basar ve orada askeri öldürür ve evini yakar. Korktuğu için Katerina’yla Rusya tarafına sığınmaya karar verir. Rusya tarafına geçerlerken sınırda yüzbaşının birisi Katerina’ya el koyar papazıda Moskova’ya gönderir. Kısa sürede Katerina ile yaşadığı aşk ortaya çıkınca Genaral Menkişof emanetine alır. Katerina ile genaral gönül eğlendirir. Genaral savaşı kazanmış olarak yurduna dönerken Katerina’yıda götürür. Fakat karısından korktuğu için Katerina’yı en yakın arkadaşı ve hatta çarın en yakın dostu olan Genaral Şermiyetif’e verir. O günden sonra Katerina’nın şansı açılır. Başlarda ilgi çekmeyen kız bir anda herkesin gözdesi olur ve Çarın metresliğine ardındanda Rusya’ya çariçe olur.
Bâzılarının “Deli” ve bâzılarının “Büyük” dedikleri Rusya imparatoru Birinci Petro, Moskof sürülerini vahÅŸetten kurtararak memleketinde geniÅŸ ıslahat yaptıktan sonra, Osmanlı imparatorlarının payitahtı olan Ä°stanbul ÅŸehrine göz dikmiÅŸti.
Bu arzusunu tatmin için de yeniden teşkil ve en modern silâhlarla teçiz ettiği ordu gibi, mükemmel bir vasıtaya malikti. Petro, bu ordunun başına geçerek, Tuna sahillerine doğru iniyordu. Bir taraftan, bu yepyeni ve genç ordunun kendisine büyük bir zafer kazandıracağına kanaat getirmekle beraber, diğer taraftan da Balkanlardaki hristiyanlara güveniyor,bilhassa, şimdiki Romanya topraklarında kendisini karşılamak için on bin askerle, depolar dolusu erzak bulunuduğuna dair verilen teminata inanıyordu. Haris imperator, güzide ordusunu bin an evvel zafere kavuşturmak için sabırzlanıyor, maiyetinde bulunan yerli ve ecnebi birçok tecrübeli generallerin:
___ Aman, haÅŸmetmeap.. Pek acele etmiyelim Türklerin ve Tatarların birleÅŸmiÅŸ kuvvetlerini lâyıkiyle keÅŸfetmeden (ki 200.000 kiÅŸi) ilerlemeyelim. Sonra, Ä°sveç Kralı XII Åžarlı’ın mâruz kaldığı felâkete uÄŸrarız, diye verdikleri nasihatlere kulak asmıyordu.
Osmanlı ordusu, Sadrazam Baltacı Mehmet PaÅŸa’nın komutasında bulunuyordu ve kendisine iltihak eden Kırım süvarileri de dahil olduÄŸu halde ordusunun mevcudu, Rusların üç mislini tecavüz ediyordu. Fakat, Petro, Osmanlı ordusunun bu çokluÄŸuna emniyet vermiyor, sadece kendi askerlerinin talim ve terbiyesine ve silâhların mükemmeliyetine güveniyordu.Petro, bu güveninde haksız deÄŸildi. Çünkü, iki ordu karşılaÅŸtığı zaman, Rus ordusu birkaç muvaffakıyet elde etmiÅŸ ve Obmanlı ordusuna bir miktar zaiyat verdirmiÅŸti. Fakat, Baltacı Mehmet PaÅŸa’nın basit askerî liyakatı, Petro’nun senelerce ve senelerce tahammül edilmez fedakârlıklara katlanarak elde ettiÄŸi modern askerlik malûmatına galebe etmiÅŸ, Rus ordusu Osmanlı ordusunun büyük bir maharetle kurduÄŸu çember içinde mahsur kalmıştı.
Petro, pek fena halde ÅŸaÅŸalamış, etrafındaki çemberi paralayıp çıkmak için muhtelif yerlerden huruç hareketine kalkmıştı. Fakat, esareti kabul etmekten baÅŸka bir çera kalmadığını görmüştü. Bu vaziyet, Petro’yu çıldırtmış, hakikaten deli etmiÅŸti. Sara nöbetlerine tutularak çadırındaki yataÄŸa serildi… Zevcesi Katerina, onun baÅŸucundan ayrılmışordu. Bir taraftan onun tedavisi ile uÄŸraşırken diÄŸer taraftan da:
__ Petri… Sakin ol, üzülme. Seni bütün çarların fevkine çıkaran Cenabı Hak hiç şüphesiz ki, bu bâdireden de kurtaracaktır. Diye, teselliye çalışıyordu. Petro, son bir ümide kapılarak her ÅŸeyi göze aldı. Ordusunun bütün eÅŸyasını yaktırdı, son bir büngü hücumiyle muharasa çemberini yarıp çıkmayı kararlaÅŸtırmıştı. EÄŸer yakasını Türklerin elinden kurtarabilirse tekrar hürriyet ve istiklâline kavuÅŸacaktı. Bu huruç hareketi, tamamiyle hazırlanmıştı. Lâkin Katerina ile Petronun has müşaviri Åžafiroff’un muvaffakiyet ümitleri pek azdı. Bunlar baÅŸbaÅŸa vermiÅŸler, kendilerince bir plân hazırlamışlardı.

Bu plân gayet basitti. Katerina’nın bizzat Baltacı Mehmet PaÅŸa’yı ziyarete giderek, onunla pazarlığa giriÅŸmesinden ibaretti. Nitekim Katerina, bu plânı zevci Petro’ya arzettiÄŸi zaman o büyük bir sevinçle zevcesinin ellerine sarılmış:
__ Katerina… Sen, hakikaten çok kıymetli bir kadınsın. Ordununu çelik süngüleriyle halledemediÄŸi bir iÅŸi, kadınlık sihrinle halledeceksin. Diye bağırmıştı. Karar, o gece tatbik edildi. Gece yarısına doÄŸru, Katerina sırtına bir asker kaputu giydi, kaputun kukuletesini de başına geçirdi. İçi en kıymetli elmaslarla dolu bir çantayı, imparatorun has müşaviri Åžafirof’un eline verdi. Önlerinde fener çekenh bir tercüman olduÄŸu halde, Rus kıtalarının arasından geçti. Gecenin zifiri karanlıkları içinden Baltacı ordusunun ileri karakollurı önüne geldi. Bir fenerle üç karaltının geldiÄŸini gören Türk ileri karakol nöbetçisi:
Kimdir o? diye seslendi.
Katerina’nın tercümanı bu saule:
Zabitinizi çağırın. Kendisine mühim söyleyeceklerimiz var. Diye cevap verdi. İleri karakol zabiti koşa koşa geldi. bu defa tercüman ona yaklaşarak:
HaÅŸmetlu imparatorumuz hazretleri, kendisinin en yakından bir zatı tebdili kıyafetle kumandanınıza gönderdi. Çok acele görüşmeleri lazım geliyor. lakin bu konuÅŸma, pek mahrem ceyeran edecektir, dedi. Türk zabiti, koÅŸa koÅŸa Baltacı’nın çadırına gitti. Ordu kumandanını uyandırarak meseleyi nakletti. Baltacı, hiç beklemediÄŸi bu ziyarete hiçbir mana veremedi. Çünkü, eÄŸer Petro teslim olmayı teklif için haber göndermiÅŸ olsa, bu haberi getirecek olan heyetin gündüz gelmesi lazım gelirdi. Buna binaen Baltacı, uzun bir düşünce geçirdi, sonra:
Deli kafirin adamını getiriniz. Diye emir verdi.
Katerina, Åžefirof’un elindeki çantayı geniÅŸ kaputunun altına aldı, Türk zabitini takip ettiler. Osmanlı kıtalarınını çadırları arasından sessiz sedasız geçtiler ve Baltacı’nın çadırına girdiler. Katerina çadıra girerken kaputu ve baÅŸlığı atmıştı. baltacı bu muhteÅŸem kadının imparatoriçe olduÄŸunu hemen alnadı ve hayretler içinde kaldı. Katerina’nın yalnız kalmak istediÄŸini anlatan bir iÅŸaret üzerine Baltacı’nın verdiÄŸi emirle çadır boÅŸaldı. Baltacı henüz kendini toparlayabilmiÅŸti ki, kraliçe elindeki çantayı yere attı. Baltacı’nın hayreti de artacaktı, çünkü, Katerina kendisine yaklaÅŸarak, gündüz tercümanından öğrendiÄŸi cümleyi mırıldandı:
GetridiÄŸim elmaslarla ben seninim…Baltacı fena halde ÅŸaÅŸalmıştı. Bir müddet cevap verecek söz bulamadı. Sonra bizzat çadırın kapısına kadar giderek, meÅŸin perdeyi eliyle kapadı. Katerina, bir saat kadar sonra, gene asker kaputu içinde harb hatlarından geçti gitti ve kocası imparatorun çadırına girdi. Petro, büyük bir heyecan içinde zevcesini beklemekte idi. Onu görür görmez: Ne haber?.. Dedi. Büyük bir sevinç içinde kocasının boynuna sarılan Katerina, neÅŸeli bir sesle:
Kurtuldun Petri… Yarın, Åžafirof’u, müzakere için paÅŸaya göndereceÄŸiz. Diye cevap verdi.
Ertesi gün Åžafirof imparator tarafından Baltacıyla müracaat ederek sulh teklif etti. Baltacı da, Katerina’nın o gece ziyaretinin hatırı için teklifi kabul ederek muhasara hattını geri çekti.
Baltacı ordusunda bulunan ve Prut habrinini başından sonuna kadar cereyan eden hadiselere ÅŸahit olan Kırımlı Hacı Abdülgaffar isminde bir zat, “umdetut- tevarih” adında, Kırım hanlarına mahsus bir tarih yazmıştır ki, bu tarihin devlet girayhan faslında bu harp hakkında da mufassal malümat vardır. harbin bu canlı ÅŸahidi taragfından yazılmış olan bu tarihte, Katerina ile Baltacı arasında geçtiÄŸi iddia olunan macera hakkında, ima ile olsun, bir tek cümle mevcut deÄŸildir. Bu zatın rivayetine nazaran, Moskoflar beyaz bayrak çekiyorlar. “- Aman…Elaman…” diye feryada baÅŸlıyorlar. Yani, teslim olacakları için “Aman” istiyorlar… Baltacı bu vaziyeti görür görmez: “- Eylem başı kılıç kesmez, meÅŸru deÄŸildir.” diyor ve muhassara hattındaki kuvvetleri geri çekiyor. Aynı zamanda düşmanın teslim olmak istediÄŸini Kırım Hanı Devlet Giray’a bildiriyor. ” – Düşman ile, tekmil üzere barışalım.” diye haber gönderiyor. Fakat, Han, Baltacı’nın bu teklifini kabul etmiyor:
“- Moskof ordusu tamamiyle elimizdedir, onu imha edelim ve sonra Moskof diyarına yürüyelim, bu daha bu fırsat elimize geçmez.” diye itiraz ediyor. Fakat, Baltacı bu itiraza karşı : “- EÄŸer harbe devam edersek, düşmanı meyus ederiz ve o yeis halile can aÅŸkına yitirerek Allah muhafaza etsin, baÅŸka türlü ahvalin zuhuruna sebebiyet veririz… Düşmanın teklifi büyük bir nimettir. Hemen sulhe mübaÅŸeret edelim. Diyorsada Kırım hanı itiraza devam ediyor. Baltacı hiddetleniyor ve Kırım hanına : “- Cevabınız Tatar umurunu bilirsiniz. Devleti Aliyye’nin umuru ise bana tevdih edilmiÅŸtir. diye haber görderdikten sonra Petro’nun yolladığı elçilerle müzakereye giriÅŸiyor. müzakerenini birinci maddesi ÅŸu: Osmanlı Ordusu’nun harp masrüafını tazminat olmak üzere “hazineyi amireyi ve fire” vermek… Petro, gerek bu maddeyi ve gerek diÄŸer maddeleri kamilen kabul ediyor, Katerina’nın bütün mücevherleri de dahil olmak üzere ordusunda bulunan ne kadar para varsa veriyor, bir müddet evvel zapt ettiÄŸi Azak kalesini de iade ediyor. Osmanlı hududunda yaptırdığı kaleleri yıktırmaya da rıza gösteriyor ve diÄŸer maddeleri de kamilen kabul ederek Prut Muahedenamesini imzalıyor. ( meskur muahede Falksen muahedesi ismi altında biliniyor ve 1711 tarihinde yapılıyor ) Ancak bu sayede , Baltacının elinden yakasını kurtararak çıkıp gidiyor. Artık, Türklerle harbe de cesaret edemiyor.

Katerina Rusya’yaya döndükten sonra başka bir sevgili buluyor ve hayatını Çar Pedro aldatarak geçiriyor.

3) KÄ°TABIN ANAFÄ°KRÄ°:

Bu kitap bir genç kızın en alt seviyeden nerelere geldiğini gösteriyor. Akıllı olanların bu dünyada daha iyi ve güzel yaşadığını görüyoruz.


4)KÄ°TAPTAKÄ° ÅžAHISLARIN DEÄžERLENDÄ°RÄ°LMESÄ°:

KATERÄ°NA:
Kitabın baş kahramanı. Akıllılğı ve güzelliğiyle gönülleri feth eden birisi. Herkesi parmağının ucunda döndüren biri.
ÇAR PEDRO:
Deli ve açık görüşlü hiç bir şeyden utanmayan bir insan .
BALTACI MEHMET PAÅžA:
Cengaver fakat yufka yürekli kadınlara karşı saygılı ve verdiği sözleri tutan birisi.

(Visited 1 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 08.10.2007 tarihinde hale tarafından, Kütüphane | Okunması Gereken Kitaplar ve Kitap Özetleri bölümünde paylaşılmıştır ve 5031 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 1 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Baltacı Mehmet Paşa Ve Katerina | Murat Sertoğlu orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleDüşünce Gücü Nedir? | Düşünce Åžemaları Nelerdir? Kendini Yönetmenin Yolu - Amaçlara UlaÅŸmak İçin 5 Ä°lke - Kendine Güven Nasıl SaÄŸla.. Sonraki MakaleYeni Türk Edebiyatı -II- Batı Etkisinde GeliÅŸen Türk Edebiyatı

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz