Alice Harikalar Diyarında Alice ablasının yanında, bankta boş boş oturmaktan sıkılmaya başlamıştı. Bir, iki defa ablasının okuduğu kitaba göz atacak oldu. Fakat bunda ne bir resim vardı, ne de bir konuşma. Alice, resim ya da konuşma olmayan kitapların ne yararı var, diye düşündü. Hava çok sıcak olduğu için sersemlemiş ve uykusuda gelmişti. İçin için papatya
Alice Harikalar Diyarında Alice ablasının yanında, bankta boş boş oturmaktan sıkılmaya başlamıştı. Bir, iki defa ablasının okuduğu kitaba göz atacak oldu. Fakat bunda ne bir resim vardı, ne de bir konuşma. Alice, resim ya da konuşma olmayan kitapların ne yararı var, diye düşündü. Hava çok sıcak olduğu için sersemlemiş ve uykusuda gelmişti. İçin için papatya
BREMEN MIZIKACILARI Bir zamanlar, yaşadığımız zamandan çok önceleri dürüst, çalışkan bir çiftçinin yaşlı bir eşeği vardı. Çiftçi eşeği çok gençken satın alıp çiftliğe getirmişti. O günden sonra eşek, çiftçi için çalışmaya başladı. Çiftçi, tarlasında bahçesinde ekip biçtiği ürünleri satmak için pazara giderken ona yükler, kışın diğer hayvanların ve kendi yiyecegini, kışın yakacağı odunu ormanda keser
ASLANIN NASİHATİ Bir zamanlar bir kurt varmış pek tembel, Avını beklermiş mağarasında. Bazen bir tepede çekermiş gazel, Kalırmış çoğu kez açlık yasında… Bir gün bir arslan oradan geçerken, Görmüş dağ başında bu garip kurdu. Varmış yanına ve hal hatır derken, Bakmış kurdun çökmüş karnı, avurdu. Demiş: “Nedir bu halin ey arkadaş, Niçin böyle çelimsizsin zayıfsın.
Dünyada Çocuk Edebiyatının Tarihçesi Batı dünyasında çocuk edebiyatı ninniler ve büyükler tarafından anlatılan masallarla başlar. Eski zamanlarda hiç kitap yoktu. Kabilelerdeki hikaye anlatıcıları kültürün, adetlerin, değerlerin ve tarihin birer koruyucusuydular. Hikaye anlatma asırlar boyunca bir nesilden diğerine bir toplumun geleneklerini ve inanışlarını aktarmanın temel yöntemi olmuştur. O devirlerde anlatılan hikayeler aslında büyükler içindi. Ama çocuklar
Dünyada Çocuk Edebiyatının Tarihçesi Batı dünyasında çocuk edebiyatı ninniler ve büyükler tarafından anlatılan masallarla başlar. Eski zamanlarda hiç kitap yoktu. Kabilelerdeki hikaye anlatıcıları kültürün, adetlerin, değerlerin ve tarihin birer koruyucusuydular. Hikaye anlatma asırlar boyunca bir nesilden diğerine bir toplumun geleneklerini ve inanışlarını aktarmanın temel yöntemi olmuştur. O devirlerde anlatılan hikayeler aslında büyükler içindi. Ama çocuklar
HANSEL VE GRETEL Bir zamanlar Hansel ve Gretel adında iki kardeş varmış. Anneleri onlar daha bebekken ölmüş. Odunca olan babaları, anneleri öldükten birkaç yıl sonra tekrar evlenmiş. Oduncunun yeni karısı hali vakti yerinde bir aileden geliyormuş. Ormanın kıyısında virane bir kulübede oturmaktan ve kıt kanaat yaşamaktan nefret ediyormuş. Üstelik üvey çocuklarını da hiç sevmiyormuş. Hansel
HEİDİ l JOHANNA SPYRİ Küçük Heidi annesini ve babasını küçük yaşta kaybeder. Teyzesi Heidi’ye sekiz yaşına kadar bakar. Bundan sonra küçük kıza büyükbabası bakacaktır. Büyükbaba görünüşte aksi bir adamdır. Alp dağlarındaki kulübesinde yalnız yaşamaktadır. Heidi’nin gelişi ile her şey çok daha eğlenceli ve güzeldir. Heidi dağlarda küçük çoban Peter ve keçileriyle mutlu günler geçirir.
HEİDİ l JOHANNA SPYRİ Küçük Heidi annesini ve babasını küçük yaşta kaybeder. Teyzesi Heidi’ye sekiz yaşına kadar bakar. Bundan sonra küçük kıza büyükbabası bakacaktır. Büyükbaba görünüşte aksi bir adamdır. Alp dağlarındaki kulübesinde yalnız yaşamaktadır. Heidi’nin gelişi ile her şey çok daha eğlenceli ve güzeldir. Heidi dağlarda küçük çoban Peter ve keçileriyle mutlu günler geçirir.
KELOĞLAN Tanınmış bir halk öyküleri kahramanı olan Keleşoğlan adı üstünde kellik problemi çekmektedir. Anadolu insanının büyük düşler kurabilen, ama en büyük yeni saç kremlerinide elinin tersiyle itebilen, erdemli, sağduyulu, biraz kel, biraz romantik, fazlasıyla spor sever temsilcisi. Fisko Birlik, Danone Çocuk Tiyatroları ve pek çok özel topluluklarca defalarca sahnelenmiş, büyük ilgi ve beğeni görmüş Çalım
Kemalettin Tuğcu ve Çocuklar Yaşamı: Kemalettin Tuğcu, (1902- 19 Ekim 1996) Türk öykücü. Kemalettin Tuğcu, 1902 yılında İstanbul8217;da doğdu. Usta ve kıvrak kalemiyle Türk çocuklarına ömrünü ve gönlünü veren Çengelköyü8217;nde, büyük bir bahçe içindeki köşklerinde, çocukluk çağlarından başlayıp şiir, roman yazdı. Hiçbir okula gitmedi, hiçbir öğretmenden ders almadı. Kendi kendisini yetiştirmiş ve tercümeler yapacak kadar
Kemalettin Tuğcu ve Çocuklar Yaşamı: Kemalettin Tuğcu, (1902- 19 Ekim 1996) Türk öykücü. Kemalettin Tuğcu, 1902 yılında İstanbul8217;da doğdu. Usta ve kıvrak kalemiyle Türk çocuklarına ömrünü ve gönlünü veren Çengelköyü8217;nde, büyük bir bahçe içindeki köşklerinde, çocukluk çağlarından başlayıp şiir, roman yazdı. Hiçbir okula gitmedi, hiçbir öğretmenden ders almadı. Kendi kendisini yetiştirmiş ve tercümeler yapacak kadar
KİBRİTÇİ KIZ Bir yılbaşı gecesiydi. Dondurucu, kavurucu bir soğuk vardı. Yoldan geçenler paltolarının yakasını kaldırmışlar, atkılarına bürünmüşler, hızlı hızlı yürüyorlardı. Kimi evine geç kalmış, acele ediyor, kimi bir eğlence yerine gidiyordu. Çocuklar koşuyorlar, birbirlerine kartopu atıyorlardı. Gecenin zevkini en çok onlar çıkarıyorlardı. Kahkahalarla gülüyorlar, sevinçle haykırıyorlardı. Yalnız bir çocuk vardı ki gelip geçenler onun farkında
KİBRİTÇİ KIZ Bir yılbaşı gecesiydi. Dondurucu, kavurucu bir soğuk vardı. Yoldan geçenler paltolarının yakasını kaldırmışlar, atkılarına bürünmüşler, hızlı hızlı yürüyorlardı. Kimi evine geç kalmış, acele ediyor, kimi bir eğlence yerine gidiyordu. Çocuklar koşuyorlar, birbirlerine kartopu atıyorlardı. Gecenin zevkini en çok onlar çıkarıyorlardı. Kahkahalarla gülüyorlar, sevinçle haykırıyorlardı. Yalnız bir çocuk vardı ki gelip geçenler onun farkında
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ Bir zamanlar küçük bir kız varmış. Annesi ona üzerinde kırmızı başlığı olan bir pelerin almış. Kız bu pelerini çok seviyormuş ve nereye gitse onu giyiyormuş. Bu nedenle de herkes ona Kırmızı Başlıklı Kız diyormuş. Bir gün “Kırmızı Başlıklı Kız!” diye seslenmiş kızın annesi. “Büyükannen hâlâ hasta. Hadi giyin de, ona yaptığım şu
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ Bir zamanlar küçük bir kız varmış. Annesi ona üzerinde kırmızı başlığı olan bir pelerin almış. Kız bu pelerini çok seviyormuş ve nereye gitse onu giyiyormuş. Bu nedenle de herkes ona Kırmızı Başlıklı Kız diyormuş. Bir gün “Kırmızı Başlıklı Kız!” diye seslenmiş kızın annesi. “Büyükannen hâlâ hasta. Hadi giyin de, ona yaptığım şu
Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler Çok ünlü bir prototip olan Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler yukarıdaki iki masalın tüm özelliklerini taşır; üvey anne elinde cefalar çeken güzeller güzeli 8220;Pamuk8221; Prenses, saraydan atılır, saflığı ile avcının merhamet duygularını kabartarak ölmekten (ya da daha beteri kötü yola düşmekten) son anda kurtularak, erkekliğin yedi hali olan cücelerin evine
PETER PAN Peter Pan İskoç roman ve oyun yazarı J. M. Barrie8217;nin (1860–1937) en ünlü karakteridir. Peter Pan, büyümeyi reddeden haylaz bir çocuktur. Bitmeyen çocukluğunu, 8220;Düşler Ülkesi8221; adındaki küçük adada, çetesiyle, maceradan maceraya atılarak geçirmektedir. Barrie, yarattığı kahramana Peter Pan adını, tanıdığı bir çocuktan esinlenerek vermiştir. James Barrie, “Peter Pan ya da Büyümeyen Çocuk” adı
Türkiye8217;de Çocuk Edebiyatının Tarihçesi Türkiye8217;de çocuk edebiyatının gelişimi, dünyadaki edebiyatın gelişimiyle yakından ilgilidir. Tanzimat dönemi Türk çocuk edebiyatının da başlangıcı sayılabilir (1839). Tanzimat8217;tan önce sözlü edebiyat türü hakimdi. Bunlardan masal, bilmece, tekerleme, atasözleri, Nasreddin Hoca fıkraları daha çok evlerde, Karagöz ve Meddah biçimleri de kamusal alanlarda çocukların eğitim ve eğlencesine sunulurdu. Tanzimat döneminde Kayserili Dr.
Türkiye8217;de Çocuk Edebiyatının Tarihçesi Türkiye8217;de çocuk edebiyatının gelişimi, dünyadaki edebiyatın gelişimiyle yakından ilgilidir. Tanzimat dönemi Türk çocuk edebiyatının da başlangıcı sayılabilir (1839). Tanzimat8217;tan önce sözlü edebiyat türü hakimdi. Bunlardan masal, bilmece, tekerleme, atasözleri, Nasreddin Hoca fıkraları daha çok evlerde, Karagöz ve Meddah biçimleri de kamusal alanlarda çocukların eğitim ve eğlencesine sunulurdu. Tanzimat döneminde Kayserili Dr.