Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Anonim Halk Edebiyatı Nazım Biçimleri: Mani – Ninni – Türkü – Ağıt


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 22.03.2008 tarihinde Erkan tarafından, Türk Edebiyatı ve Edebi Kişilikler bölümünde paylaşılmıştır ve 73973 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


…Mani…
(Nazım Biçimleri)

Mâni, başta aşk olmak üzere hemen her konuda yazılabilen bir halk edebiyatı nazım türüdür. Çoğunlukla 7 heceli dört dizelik bir bendden meydana gelir. Ama dizeleri 4-5-8-10-14 heceli kalıplarla söylenmiş maniler de vardır. Birinci, ikinci dördüncü dizeler birbirleriyle kafiyeli, üçüncü dize serbesttir. Yani kafiye dizilişi aaxadır. Aaaxa düzeninde maniler de var. İlk iki dize hazırlık dizeleridir. Son iki dize ile anlam bağlantısı yoktur. Asıl anlatılmak istenen son iki dizede verilir. Maniler çok çeşitlidir. En çok kullanılanlar düz ya da tam mani, kesik mani, cinaslı mani, yedekli mani, artık mani’dir.
Özellikleri:
1. Sözlü edebiyat ürünlerindendir.
2. Genellikle bir dörtlükten oluşur. Ama mısra sayıları 5,6,7,8 hatta 14 olan maniler de vardır.
3. Kafiye düzeni aaxa şeklindedir.
4. Anonim halk edebiyatının en yaygın şeklidir. Özellikle yüzük oyunları ve mangal sohbetlerinde söylenirler.
5. Maninin birinci ve ikinci mısraları konuya giriş için hazırlık mısralarıdır. Asıl söylenilmek istenen 3. ve 4. mısralarda söylenir. 1. ve 2. mısralar tamamen de konu dışı değildir.
6. Üçüncü mısraın serbest oluşu söyleme kolaylığı sağlar.
7. Anlam bakımından bir bütünlük gösteren maninin başlıca karakteri kendi kendine yetmesidir.
8. Manilerde konu sınırı yoktur. Genelde aşk, toplum olayları, ölüm, iyilikler, hasret, evlat sevgisi vb. konuları işlenir.
Not: Divan Edebiyatındaki tuyuğun karşılığıdır.
Maniler şekillerine göre 4’e ayrılırlar.
1. Düz (tam) mani:
– 7’li hece ölçüsüylesöylenir.
– Dört mısradan oluşur.
-aaxa şeklinde kafiyelenir.
-Maninin en yaygın şeklidir.
-Bu tarz manilere tam mani de denir.
Şu dağlar olmasaydı Kaşların ok dedikçe
Çiçeği solmasaydı Kirpiğin çok dedikçe
Ölüm Allah’ın emri Pek mi gönlün büyüdü
Ayrılık olmasaydı Sen gibi yok dedikçe
2. Kesik (cinaslı) mani:
-İlk dizesi cinaslı bir sözden oluşur.
-Bu ilk mısra hece sayısı bakımından diğerlerinden eksiktir.
-Kesik manilere, cinaslı mani, hoyrat da denir.
Güle naz Boğaza
Bülbül eyler güle naz Derdim çıktı boğaza
Girdim bir dost bağına Moskof gözün oyarım
Ağlayan çok gülen az Yan bakarsan boğaza
Bağ bana
Bahçe bana bağ bana
Değme zincir kâr etmez
Zülfün teli bağ bana
3. Yedekli (artık) mani:
-Düz maninin sonuna anlamı tamamlamak ya da pekiştirmek için iki dize daha eklemek suretiyle elde edilen manidir.
-Bu tarz manilere artık mani de denir.
Ağlarım çağlar gibi Derdim var beller gibi
Derdim var dağlar gibi Söylemem eller gibi
Ciğerden yaralıyım Kalbimin hüznü var
Gülerim sağlar gibi Yıkılmış eller gibi
Her gelen bir gül ister Gözlerimden yaş akar
Sahipsiz bağlar gibi Bulanmış seller gibi
4. Ayaklı Mani:
-Kesik manilerin birinci dizesinin doldurularak söylenen şeklidir. Bunlara doldurmalı kesik mani de denir.
Ah o beni o beni
Kakül örtmüş o beni
Ben yarimi unutmam
Unutsa da o beni
…Ninni…
(Nazım Biçimleri)

NİNNİ: Annelerin, bebeklerini sallayıp uyuturken veya ağladıklarında avuturken ezgi ile söyledikleri manzum (bazen de mensur) sözlere ninni denir. Annenin çocuğunu uyutmak için kendine özgü bir ezgiyle söylediği şiirlerdir. Belli bir kafiye ölçüsü olmadığı gibi, çoğu zaman dizeler arasında tam bir ölçü birliği de görülmez. Hatta ninnilerin dörtlükler halinde olmayanları da vardır.
Özellikleri:
1. Sözlü edebiyat ürünlerindendir.
2. Ölçü, kafiye yapısı, mısra sayısı her zaman düzenli değildir.
3. Çoğu zaman tek dörtlükten veya birden fazla dörtlükten oluşabilir. 7,8 veya 9’lu hece ölçüsü ile söylenir.
4. Genellikle mısraların dördü de birbiriyle kafiyelidir. aaaa
5. Dili sadedir.
6. Genelde anonimdirler ama söyleyeni belli olan niniler de vardır.
7. Genelde “ninni yavrum ninni” “uyusun da büyüsün ninni” gibi kalıplaşmış sözlere yer verilir.
8. Anne çocuğuna ilişkin isteklerini, iyi dileklerini, kendi sevincini, üzüntülerini anlatır. Dandini dandini dastana
Danalar girdi bostana
Kov bostancı danayı
Yemesin lahanayı
Dandini dandini damama
Kızlar gider hamama
Hamamın yolu taşlıdır
Kızım kara kaşlıdır.
Dandini dandini dan kuşu
Yüksek saraylar kuşu
Çalım çırpım yuvası
Şeker getir yavrumun babası
Dandini dandini danadan
Bir anadan bir babadan
Bağışlasın Yaradan
Nenni benim oğlum neni
Babası beyler başı nenni
Anası cevahir taşı neni
Nenni benim oğlum neni
Nenni dedim uyuyasın
Kaymak verdim büyüyesin.
Uyumuyor ben neydeyim
Neneni yavrum nenni neni
Nenni dedim yatasın
Kızıl güle batasın
Kızıl gül bir ağaçtır
Duldasında yatasın
Nenni der de uyuturum
Uyutur da büyütürüm
Ben yavrumu yürütürüm
Nenni yavrum nenni nenni.
Nesi var yavrumun nesi var
Benim yavrumun uykusu var
Uyusun da büyüsün neni
Tıpış tıpış yürüsün neniNen çalar uyurdum neni
Üstünü soyudurum neni
Mevlam izin verirse
Küçüksün büyüdürüm nenni
Elma attım yuvalandı nenni
Vardı beşiğe dayandı nenni
İçinde bebek uyandı nenni
Ak taş diye belediğim nenni
Haktan dilek dilediğim nenni
Tülbendime doladığım neni
Kalaylı kazanda yemek pişiyor
Oynayan bebeğe gönlüm düşüyor
Bir fazla söylesem kocam boşuyor
Yüce dağ başında höllük eleseydim
Aynalı beşiğe oğlan beleseydim
Al bayrak dike esdireydim
Emmisin dayısın küstüreydim
Dandil dandil danası var
Bir kötüce anası var
Yumaz başını kırkar saçını
Yamru yumru kafası var
Hu hu hu derviş
Derviş bir gelin almış
O da öpmeden ölmüş
Cıngıllısı püsküllüsü … kalmış
Dandini dandini dastana
Danalar girmiş bostana
Kov bostancı danayı
Yemesin lahanayı
Eee.. Eee.. Eeeh
Dandili oğlum dandili
Ulu Caminin kandili
İmamların asası
Küçük kürkün yakası
Tüccarların kasası
Güvalerin kesesi
…Türkü…
(Nazım Biçimleri)

Türkçe ait ürün anlamındadır.Türküyü oluşturan dize grupları arasında tekrarlardan kavuştak bölümleri vardır. Türküler ezgilerine göre adlar;uzun havalar,kırık havalar(oyun havaları). Konusuna göre ise ölüm,ayrılık,savaş,çocuk,doğa…türküleri olur.
Bir ezgi ile söylenen halk şiirinin her çeşidini göstermek için Türkiye’nin sözlü geleneğinde en çok kullanılan ad Türküler dir. Özel durumlarda ya da ezginin, sözlerin çeşitlemesine göre ninni, ağıt, deyiş, hava adları da kullanılmaktadır.
Türk halk edebiyatı nazım şekli ve türüdür. Ezgisi yönüyle diğer halk şiiri türlerinden ayrılır. Türküler genellikle anonimdir. İsimleri bilinen saz şairlerinin söyledikleri de giderek halka mal olmuş ve bunlar da anonimleşme eğilimine girmiştir. Türkü söylemeye “türkü yakmak” da denir. Türkü adı Türk sözcüğüne Arapça “ı” eki eklenmesiyle ortaya çıkmıştır. “Türk’e özgü” anlamına gelir.
Türkü sözcüğü ilk kez XV. Yüzyılda Doğu Türklerince kullanılmıştır. Hikmet Dizdaroğlu, Anadolu’da türkünün ilk örneğini Öksüz Dede’nin verdiğini belirtir. Türküler genellikle hece vezninin 7, 8 ve 11’li kalıplarıyla kıtalar halinde söylenir. Her kıta türkünün asıl sözlerinin bulunduğu bend ile nakarattan meydana gelir. Nakarat her bendin sonunda tekrarlanır. Bu kısım bağlama veya kavuştak diye de bilinir. Türküleri kesin ayrıma sokmak güçtür. Bir yörede yakılan türkü diğer bir yöreye şekli ve söyleniş biçimi değişerek geçebilir. Türküler ezgilerine, konularına ve yapılarına göre ayrılır.
Ezgilerine göre türküler

* Kırık havalar: Usullü ezgilerdir. Alt türleri; türkü (genelde tüm kırık havalar için, özelde diğer türlerin dışında kalanlar için kullanılır), deyiş, koşma, semah, tatyan, barana, zeybek, horon, halay, bar, bengi, sallama, güvende, oyun havası, karşılama, ağırlama, peşrev, teke zortlatması, gakgili havası, dımıdan, zil havası, fingil havası dır.
* Uzun havalar: Usulsüz ezgilerdir. Alt türleri; uzun hava (diğer türlere girmeyenler için kullanılır), barak, bozlak, gurbet havası, yas havası, tecnis, boğaz havası, elagözlü, maya, hoyrat, divan, yol havası, yayla havası, mugam dır. Ayrıca gazeller de özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde halk arasında söylenmektedir.
Konularına göre türküler

Ninniler ve çocuk türküleri, tabiat üzerine türküler, aşk türküleri, kahramanlık türküleri, askerlik türküleri, tören türküleri, iş türküleri, acıklı olaylarla ilgili türküler, güldürücü türküler, karşılıklı söylenen türküler, oyun türküleri, ağıtlar.
Yapılarına göre türküler

* Mani kıt’alarından kurulu türküler: Birbirleriyle ilgili konularda söylenmiş manilerin sıralanarak ezgiyle okunmasından meydana gelir.
* Dörtlüklerle kurulu türküler.dörtlüklerle kurulu türküler adı üstünde dörtlüklerden oluşan türkülerdir.bu tür türküler de anonimdir.

Özellikleri:
1. Türkülerde konu zenginliği vardır. Aşk, ayrılık, ölüm, tabiat, kahramanlık, güzellik başlıca konularıdır.
2. Hecenin yedili, sekizli en çok da on birli kalıplarıyla yazılırlar.
3. Türküler genelde dörder mısralı bentlerden oluşur.
4. Bazıları koşma şeklindedir.
5. Bazı türkülerde her bendin sonunda aynı dize veya dizeler tekrarlanır. Bu tekrarlanan dizelere nakarat (kavuştak) adı verilir. Nakaratların völçüsü bazen ana bentlerin ölçüsünden ayrı olabilir.
6. Türkülerin kafiye örgüsü genelde şöyledir: “aaab cccb dddb”, “aaabb cccbb dddbb” veya “aaabcc dddbcc eeebcc” şeklindedir.
7. Türküler ait oldukları bölgelere göre adlar alırlar.
8. Genelde anonimdirler ama söyleyeni belli olan türküler de vardır.
…Ağıt…
(Nazım Biçimleri)

Ağıt, genellikle bir ölüm’ün ya da acı, üzücü bir olayın ardından söylenen halk türkü’südür. Doğal afet’ler, ölüm, hastalık gibi çaresizlikler karşısında korku, heyecan, üzüntü, isyan gibi duyguları ifade eden ezgili sözlerdir. Ağıt söylemeye ağıt yakma, ağıt söyleyenlere ise ağıtçı denilmektedir.Ağıtın halk edebiyatındaki adı anonim, divan edebiyatındaki adı ise mersiyedir.
Türkiye’de Ağıt Geleneği
Türklerde ağıt geleneği çok eskidir. Anadolu’nun hemen her yerinde söylenir. Ağıtlar yarı anonim folklor ürünleri arasında da sayılabilir. Türkçede 7, 8 ve 10 heceli ağıtlar yaygındır. En çok rastlanılanı 8 hecelilerdir. Gösteri bölümüyle tiyatro, söyleniş biçimiyle şiirseldir. Ağıtlar türkü ve destanla yakın ilişki içindedir. Erkeklerin söylediği ağıtlar varsa da ağıtları daha çok kadınlar söyler.
AĞIT: Ölen kişilerin iyi hallerini, meziyetlerini dile getirmek, kaybından dolayı duyulan üzüntüyü ifade etmek amacıyla yazılan, söylenen şiirlerdir.
Özellikleri:
1. Dörtlüklerden oluşur.
2. Kafiyelenişi genelde mani ve koşmaya benzer. Yani; abab cccb, dddb, şeklindedir.
3. Anonimdir.
4. Hece vezniyle yazılır (söylenir).
5. Uzun veya kırık hava adı verilen ezgilerle söylenir.
6. Ağıt genelde ölen kişilerin ardından söylendiği gibi kaybedilen canlı cansız bir varlığın ardından da söylenebilir.
7. Ağıtlarda ölen kişinin ailede ve toplumda bıraktığı boşluk ve hatıraları, dostluğu, iyiliği, fazileti, cesareti, merhameti gibi konular işlenir.
Not: Edebiyatımızda ağıtın konu bakımından İslamiyet’ten önceki karşılığı sagu, Divan edebiyatında ise mersiyedir.
AĞIT
Telgrafın direkleri sayılmaz
Böyle civan teneşire koyulmaz
Benim yavrum baygın düşmüş ayılmaz
Ne deyip de ağlayayım bugün ben
Mezarımı yol üstüne kazsınlar
Üzerine al yeşili koysunlar
Gelen geçen nâ-muratmış desinler
Ne deyip de ağlayayım bugün ben
Telgrafın direkleri dört olur
Sen ağlama yüreğime dert olur
Böyle yerler baykuşlara yar olur
Ne deyip de ağlayayım bugün ben
Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…


(Visited 1.391 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 22.03.2008 tarihinde Erkan tarafından, Türk Edebiyatı ve Edebi Kişilikler bölümünde paylaşılmıştır ve 73973 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 2 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Anonim Halk Edebiyatı Nazım Biçimleri: Mani - Ninni - Türkü - Ağıt orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleSivil Savunma Nedir? | Sivil Savunmanın Tarihçesi Nedir? Amaçları Nedir? Sivil Halkı Tehdit Eden Tehlikeler Nelerdir? Sonraki MakaleAtatürk Ve Spor | Atatürk'ün İlgilendiği Spor Dalları - Atatürk'ün Spor Politikası

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz