Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Achilleus – Akhilleus – AÅŸil | Yunan Mitolojisine En Çok Konu OlmuÅŸ KiÅŸi


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 21.06.2009 tarihinde Hale tarafından, Felsefe - Arkeoloji - Mitoloji ve Efsaneler bölümünde paylaşılmıştır ve 1021 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Achilleus – Akhilleus – AÅŸil

Achilleus Yunan mythos’una en çok konu olmuÅŸ kiÅŸidir. Homeros’un büyük Ä°lyada destanı aslında Ä°lyon, yani Troya ÅŸehrinin destanı deÄŸil, Achilleus’un destanıdır, bu kahramanın bir eylemiyle baÅŸlar, bir eylemiyle biter. Ne var ki Ä°lyada’da anlatılan olaylar Achilleus efsanesinin ancak çok kısa bir bölümüdür. Bu kahraman üstüne ilkçağın başından sonuna dek uydurulan efsane ve masallar o kadar çoktur ki, onları kapsayarak özetlemek için, bölüm bölüm ayırmak gerekir.


SOYU VE DOÄžUÅžU

Soy aÄŸaçlarından belli olduÄŸu gibi Achilleus, Peleus’la Thetis’in oÄŸludur. Thetis, bir Nereus kızı, yani bir deniz tanrıçasıdır, ama Akhilleus ana tarafından olduÄŸu kadar baba tarafından da tanrılara ve en büyük tanrılara baÄŸlıdır: Dedesi Aiakos, Zeus’la Aigina’nın oÄŸludur, Aigina ise ırmak tanrı Asopos’un kızı ve Okeanos ile Tethys’in torunudur.


Achilleus’un doÄŸuÅŸu üstüne anlatılan efsane ÅŸudur: Nereus kızı Thetis’e tanrılar tanrısı Zeus da, deniz tanrı Poseidon da âşıktırlar, o kadar ki Zeus onunla evlenmeyi bile düşünür, ama bir kâhin (bir anlatıma göre tanrıça Themis, bir baÅŸkasına göre Prometheus) Zeus’a haber verirler ki, Thetis’ten doÄŸacak olan çocuk kaderin buyruÄŸuna göre babasından daha güçlü olacaktır; bunun üzerine tanrılar Thetis’i bir ölümlü ile evlendirmekten baÅŸka çare bulamazlar ve kendisine koca olarak Phthia kralı Peleus’u seçerler. Thetis bu evlenmeyi oÄŸlu Achilleus için silah istemeye gittiÄŸi Hephaistos’a yana yakıla şöyle anlatır (Ä°l. XVIII, 429 vd.):

Söyle, Hephaistos, Olympos’taki tanrıçalar arasında, yüreÄŸi benim gibi acılı biri var mı? Zeus bunlar arasında bir bana verdi acıları, bunca deniz tanrıçalarından bir beni verdi ölümlü kocaya, Aiakos oÄŸlu Peleus’a, katlandım bir adamın yatağına girmeye, istemeye istemeye, tiksine tiksine.

Thetis ile Peleus’un düğünü Tesalya’da Pelion dağının tepesinde kutlanır, tanrıların hepsi de hazır bulunurlar. Kavga tanrıçası Eris’in düğüne çaÄŸrılmadı diye kızıp masanın üstüne bir altın elma atması üç tanrıça arasındaki güzellik yarışmasına yol açar (Paris). UÄŸursuz baÅŸlayan bu evlilik uÄŸursuz gider.

Gerçi Thetis’in birçok çocukları olur, ama bir ölümlü ile evlendiÄŸine üzülen ve çocuklarını kendisi gibi ölümsüz kılmak isteyen Thetis geceleri kalkar, onları ateÅŸin üstüne tutarmış, bundan amaç gövdelerindeki ölümlülük tohumlarını yok etmekmiÅŸ. Birçok çocuÄŸu böylece yanarak öldükten sonra, bir gece Peleus uyanmış, bakmış ki karısı olacak deniz kızı küçük Achilleus’u topuÄŸundan tutmuÅŸ, aleve vermiÅŸ. Tepesi atmış, çocuÄŸu kaptığı gibi, Thetis’i evinden kovmuÅŸ, bir ölümlüyle düşüp kalkmaktan hoÅŸlanmayan tanrıça da denizin dibine dalmış, bir daha varmamış kocasının yanına.

Peleus yedinci çocuÄŸu olan Akhilleus’u böylece kurtarmış, ama çocuÄŸun dudakları ve saÄŸ ayağının aşık kemiÄŸi yanmış, Peleus hekimlikte usta olan at adam Kheiron’a vermiÅŸ Akhilleus’u, o da yanan kemiÄŸi, koÅŸmakta üstüne olmayan bir devin iskeletinden aldığı bir kemikle deÄŸiÅŸtirmiÅŸ (Kheiron), Akhilleus da bu yüzden böyle hızlı bir koÅŸucu olmuÅŸ. BaÅŸka bir efsaneye göre Thetis oÄŸlunu ateÅŸ üstüne tutmamış da, Styks ırmağına batırmış, böylece gövdesini silah iÅŸlemez hale getirmiÅŸ, ama topuÄŸundan tuttuÄŸu için bir orasından yara alabilirmiÅŸ. Nitekim Akhilleus sonradan bu yerinden vurulup öldürülmüş.

ÇOCUKLUĞU

At adamın (centaur) yanında Achilleus büyütülür ve eÄŸitilir. Kheiron’un anası da, karısı da çocuÄŸa bakmışlar, biraz yetiÅŸince at adam ona öğretmediÄŸini bırakmamış: At yetiÅŸtirmesini, saz çalıp ezgi söylemesini, güzel konuÅŸmasını ve her ÅŸeyden önce de kargı atmakta, savaÅŸmakta, dövüşmekte, araba sürmekte ve koÅŸmakta kimseden geri kalmamasını, çağın yiÄŸitlerinin hepsinden üstün olmasını.


Erdemlerin her çeÅŸidine de alıştırmış: Acıya dayanmayı, yalan söylememeyi, ölçülü ve dayanıklı olmayı hep Kheiron’dan öğrenmiÅŸ. Akhilleus Kheiron’dan öğrendiÄŸi hekimliÄŸi ve edindiÄŸi ilaçları Troya savaşında yaralılar üstünde kullanır. Kheiron’un yanında Pelion dağında ne kadar kaldığı belli deÄŸildir, Ä°lyada’da Kheiron’dan eÄŸitim gördüğü gerçi söylenir, ama Troya’ya kendisiyle gelen lalası Phoiniks onu nasıl büyüttüğünü şöyle anlatmaktadır (Ä°l. XI, 485 vd.):

Tanrıya benzer Achilleus, seni ben getirdim bu hale, canım gibi sevdim, yetiştirdim seni bensiz ne şölene gitmek isterdi canın, ne de evde yemek yemek isterdi, oturturdum seni dizlerimin üstüne, etini keser, ağzına verir, dudaklarına uzatırdım şarabı, göğsümde gömleğimi ıslatırdın boyuna, arsızlık eder, şarabı püskürtürdün ağzından, senin yüzünden neler çektim ben, neler.

ALIN YAZISI

Akhaların en büyük kahramanı Achilleus’un, Troya savaşının baÅŸarı ve baÅŸarısızlık ÅŸanslarını elinde tutan o yenilmez savaşçının trajik bir yazgısı vardır, bunu kendisi de, anası Thetis de şöyle dile getirirler (Ä°l. I, 352 ve 414):

“Anam! Kısacık bir ömür sürmek için doÄŸurdunsa beni…” “Uzun deÄŸil, kısacık bir ömür verdi kader sana.”

Achilleus gerçi kaderini kendi seçebilir, Thetis iki şıkkı şöyle dile getirmişti oğluna (İl. IX, 411vd.):

İki ayrı kader götürecek beni ölüme: Burada kalır, savaşırsam Troya çevresinde, tükenmez bir ün var, dönüş yok. Dönersem yurduma, sevgili baba toprağına, ünüm olmasa da çok yaşayacağım, ölüm öyle çabucak gelip çatmayacak.

Achilleus az yaÅŸasa da ünlü yaÅŸamayı seçmiÅŸ ve bunun için Troya savaşına katılmaya karar vermiÅŸti, ama anası (ya da babası) onun ölmesini önlemek için bazı düzenler kurmuÅŸlardı. Bu konuda anlatılan ve Ä°lyada’da izine rastlanmayan efsane şöyledir: Akha önderleri Troya seferine gitmek üzere hazırlığa baÅŸlayınca, o zaman genç bir delikanlı olan Akhilleus sefere katılmamak için Yunanistan’ın karşısındaki Skyros adasına gönderilir ve orada kral Lykomedes’in sarayında konuklanır.

Ne var ki Achilleus kız kılığına girmiÅŸ ve kralın kızları arasına karışmıştır. Haremde yaÅŸayan Achilleus’a Pyrrha (kızıl saçlı) adı verilmiÅŸ, bir söylentiye göre de Lykomedes’in kızlarının biriyle seviÅŸmiÅŸ ve ileride adı geçecek oÄŸlu Neoptolemos (Pyrrhus) da ondan doÄŸmuÅŸtu.

Öte yandan Akhaların kâhini Kalkhas’ın Achilleus sefere katılmazsa Troya’nın alınamayacağını bildirmesi üzerine, Odysseus yiÄŸidi aramaya çıkar, Skyros’a varınca kurnazca bir düzen tasarlar, gezgin satıcı kılığına girip Lykomedes’in haremine sokulur ve kızların, kadınların önünde bohçasını açıp bir sürü kumaÅŸ dokuma ve iÅŸleme serer önlerine, ama bohçanın dibinde birkaç kıymetli silah da vardır, Pyrrha kılığındaki Akhilleus bunları görünce dayanamaz, onları almaya, kullanmaya can atar, böylece kimliÄŸini açığa vurur. Odysseus da onu peÅŸine takıp Akha ordusunun toplandığı Aulis’e getirir.

TROYA SEFERÄ°

Ä°lk çıkarmanın Troya’nın çok güneyinde Mysia bölgesine olduÄŸu anlatılır. Akhalar Troas’a vardıklarını sanarak hemen yaÄŸmaya koyulurlar. Mysia’ya yerleÅŸmiÅŸ olan Herakles’in oÄŸlu Telephos onları karşılar, aralarında savaÅŸ baÅŸlar. Achilleus kargısıyla Telephos’u yaralar. Sonra da saldırganlar yanlış bölgeye çıktıklarını anlayarak denize açılırlar, ama bir fırtına onları gerisingeri Yunanistan kıyılarına atar. Bu kez Aulis’ten deÄŸil, Argos’tan yola çıkmaya hazırlanırken, Telephos çıkagelir, Achilleus’tan aldığı yara iyileÅŸmiÅŸ deÄŸildir, tanrı sözcüğü bu yarayı ancak Achilleus’un iyi edebileceÄŸini bildirmiÅŸtir (Telephos).

Akha donanması Argos’tan Aulis’e vanr. Burada rüzgârların esmesini saÄŸlamak için Ä°phigeneia’nın kurban edilmesine karar verilir. Achilleus bilmeden bu iÅŸe alet olur, Agamemnon kızını güya Achilleus’a niÅŸanlamak için getirtir Aulis’e. Achilleus durumu anlayınca, önlemeye çalışır, ama baÅŸaramaz (lphigeneia).

Achilleus’un iyileÅŸtirdiÄŸi Telephos’un kılavuzluÄŸunda gene Anadolu kıyılarına doÄŸru yola çıkılır ve Tenedos adasında durak yapılır. Bir efsaneye göre, Achilleus orada Agamemnon’la ilk kez kavgaya tutuÅŸur ve Apollon’un oÄŸlu Tenes’i öldürür (Tenes). Anası Thetis’in bildirdiÄŸi bir tanrı buyruÄŸuna göre, Achilleus Apollon oÄŸlunu öldürürse Troya önünde silahla öldürülmekten kurtulamayacaktır.

Troya önünde dokuz yıl kalınır. Bu sırada Achilleus’un komÅŸu bölgelere yaptığı çapulculuk seferleri Ä°lyada’da ayrıntılarıyla anlatılır: Mysia’nın Thebe ÅŸehrinde Andromakhe’nin babası Eetion’u öldürüp, ÅŸehri yaÄŸma eder, Lyrnessos’tan Briseis’i, Khryse’den Khryse-is’i tutsak olarak abr, getirir, bu arada Patroklos ile birlikte Ä°da dağındaki Troyalı sürülere saldırır, çobanları Aineis’le kavgaya tutuÅŸur.

Bu dokuz yıl böyle geçtikten sonra, savaşın onuncu yılında Ä°lyada destanına konu olacak olaylar baÅŸ gösterir. Ä°lyada’nın konusu, bilindiÄŸi gibi, Achilleus’un öfkesi, küsüp savaÅŸtan çekilmesi ve Patrokolos’un ölümünden sonra gene savaÅŸa dönüp Hektor’u öldürmesidir. Bu olayların birbirini nasıl izlediÄŸi Ä°lyada maddesinde anlatılmıştır. Biz burada Achilleus’un kiÅŸiliÄŸi ve karakteri üstünde duralım.

ACHÄ°LLEUS’UN DRAMI

Achilleus, Homeros destanının baÅŸ kahramanı, kollarından, bacaklarından güç ve canlılık fışkıran, tanrıça oÄŸlu ve tanrılara denk Achilleus yalnız kaba kuvveti mi simgeler? Kimsenin karşı gelemediÄŸi, düşmanlarını titreten, insafsızca kesip biçen, saldırıya geçti mi “ovada bir yıldız gibi parlayan” Achilleus yalnız üstün bir savaşçı ve üstünlüğünü bildiri için de gururlu, onurlu, inatçı ve alıngan, çetin, hırslı, zalim ve duygusuz bir adam gibi mi gösterilir Ä°lyada’da?

Homeros yiÄŸitlerin yiÄŸidini gerçi bu vasıflarla donatmış, bize hem olumlu, hem olumsuz görünen bu nitelikleri en parlak ve çarpıcı renklerle belirtmiÅŸtir, çünkü sanatı ondan yanadır, ama yüreÄŸi ondan yana deÄŸil, yüreÄŸi yurdunu savunan durgun, ölçülü, erdemli kahraman insan Hektor’dan yanadır Homeros’un.

Gene de, tıpkı bir romancı gibi Achilleus’u bir insan olarak canlandırmayı amaç edinir ve akla karayı gereÄŸince karıştırarak, eÅŸine az rastlanır bir ustalık ve dünyanın baÅŸka hiçbir destanında görülmeyen eleÅŸtirici bir anlayışla onu hem iyi, hem kötü bir adam olarak çıkarır karşımıza. Achilleus böylece içinde karşıt eÄŸilimlerin çarpıştığı gerçek bir insan oluverir, yaÅŸantısı da gerçek bir dram olarak canlanır gözümüzde.

Achilleus’un Agamemnon’a karşı öfkesinin asıl nedeni sömürüye karşı ayaklanmadır: Kendisi hiçbir çıkar gütmeden savaşır, didinir, payı baÅŸkomutan alır (Ä°l. I, 165 vd.):

Kıyasıya savaşta benim kollarım görür en büyük işi, ama bölüşmede payın en okkalısı sana gider, Hem onur payımdan olayım, hem burada kalayım, ha, mal, mülk sahibi edeyim diye seni?

Agamemnon özür dileyip elinden aldığı Briseis’i geri vermeye razı olunca, Akhilleus dönmek istemez, erkektir, yapılan haksızlığı unutamaz. Bu kırgınlığını da ÅŸu basit, insanca sözlerle dile getirir (Ä°l. IX, 340 vd.):

Bir Atreus oğulları mı sever karılarını? Sever, korur karısını duygulu, akıllı her adam. Ben de yürekten seviyorum benimkini, kazanmışım onu ben kendi kargımla. Agamemnon oyun oynadı bana, aldı onur payımı, beni bir daha kandırmaya kalkmasın sakın!

Acı ağır basınca bir çocuk gibi ağlar dövünür Achilleus, anasına yalvarır gelsin kurtarsın, çare bulsun, avutsun diye. Briseis götürülünce çağırır onu, Patroklos ölünce çağırır onu. Yırtınır canından çok sevdiği dostunu koruyamadı diye.

Bin piÅŸman olur insanın aklını başından alan öfkeye, insanları birbirine düşüren kavgaya. Ama bu kez Patroklos’un öcünü alacağım diye kudurur, ırmak başında doÄŸradığı yüzlerce düşmanın kanından kara toprak kızıl ırmaÄŸa döner, tanrılar bile dayanamaz bu manzaranın dehÅŸetine (Ä°l. XXI). Aynı acımak bilmez azgınlıkla canını almaktadır yere serdiÄŸi Hektor’un, yalvarmalarına şöyle karşılık verir (Ä°l. XXII, 345 vd.):

Dizlerime sarılma, köpek, yalvarma bana anan, baban adına! Gönlüm, yüreğim kışkırtıyor beni, diyor, şunun etini parçala, çiğ çiğ ye, senin bana bu yaptıklarından sonra, kimse uzaklaştırmaz başından köpekleri, getirseler bana kurtulmalığın on katını, yirmi katını, tartsalar şurada, daha çok veririz deseler, Dardanos oğlu altın koşa teraziye senin ağırlığınca, döşeğine yatırıp ağlamayacak sana seni doğuran, köpekler, kuşlar yiyecek bütün bedenini.

Ama tutmaz sözünü, bir tanrının barakasına getirdiÄŸi ihtiyar Priamos’u görünce ÅŸaşırır, yüreÄŸi dayanamaz bahtsız kralın aÄŸlamalarına, kendi babasını hatırlar, Patroklos’a aÄŸlar, iki düşman hıçkıra hıçkıra dövünürler karşı karşıya, sonra (Ä°l. XXIV, 514 vd.):

Achilleus oturduÄŸu yerden birdenbire kalktı, tuttu elinden kaldırdı ihtiyarı, acımıştı ak sakalına, aÄŸarmış başına. Kanatlı sözlerle seslendi ona dedi ki: “Talihsiz adam, ne acılar çekmiÅŸ yüreÄŸin! Nasıl göze aldın gemilere gelmeyi tek başına, nasıl göze aldın benim gözüme görünmeyi? Ben ki öldürdüm nice soylu oÄŸullarını senin. Demirden bir yürek varmış göğsünde, Hadi gel, otur üstüne ÅŸu iskemlenin, ko uyusun baÄŸrında acılar. Ne yapalım yasımız çok büyükse, ne çıkar yürek donduran iniltilerden! Talihsiz ölümlülere tanrılar ÅŸu kaderi dokudu: YaÅŸayacak insanlar acı içinde”.

Priamos’u avutmak, konuklamakla kalmaz, gider, Hektor’un ölüsünü kendi yıkar, hazırlar ve babasına verir. Genç, yiÄŸit ve ihtiyar baba bakarlar birbirlerine doya doya, sevgiyle diyeceÄŸim, çünkü ihtiyar, genç adamda kendi oÄŸlunu, genç adam da ihtiyarda kendi babasını görür gibi olur. SavaÅŸ, düşmanlık, kin ve öfke yok olup gitmiÅŸtir, iki insandır karşı karşıya.

(Visited 10 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 21.06.2009 tarihinde Hale tarafından, Felsefe - Arkeoloji - Mitoloji ve Efsaneler bölümünde paylaşılmıştır ve 1021 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Achilleus - Akhilleus - Aşil | Yunan Mitolojisine En Çok Konu Olmuş Kişi orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleTarihte Bugün: 17 Aralık | (2004) - AB, Türkiye ile 3 Ekim 2005'te Müzakerelere BaÅŸlama Kararı Aldı Sonraki MakaleÄ°slam Felsefesi | Varlık Ve Yokluk Ãœzerine

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz