Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

13. ve 14. Yüzyıl Türk Edebiyatı Genel Özellikleri..


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 02.07.2008 tarihinde Sema tarafından, Türk Edebiyatı ve Edebi KiÅŸilikler bölümünde paylaşılmıştır ve 8127 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


13. ve 14. YÜZYIL TÜRK EDEBİYATI GENEL ÖZELLİKLERİ

Göktürk, Uygur, Karahanlı yazı dilleri Eski Türkçe içinde yer alır. Bunların örneklerini Ä°slamiyet’ten Önceki Türk Edebiyatında ve GeçiÅŸ Dönemi diye adlandırdığımız 11. ve 12. Yüzyıl Türk edebiyatında görmüştük. Türk yazı dili 13. yüzyılda biri Batı Türkçesi, diÄŸeri Kuzey-DoÄŸu Türkçesi olmak üzere ikiye ayrıldı. Batı Türkçesi içinde zamanla Anadolu Türkçesi, Azeri Türkçesi, Türkmen Türkçesi, Gagavuz Türkçesi gibi yazı dilleri meydana geldi.Batı Türkçesinin temelini Eski Anadolu Türkçesi oluÅŸturur. 13. ve 14. yüzyıllar bu yazı dilinin oluÅŸup geliÅŸme dönemidir. Bu dönemde, bu yazı dili ile ortaya konan ve anonim birer özellik gösteren Battalnâmeler, DâniÅŸmendnâmeler, Saltuknâmeler ve Dede Korkut Hikâyeleri önem arz eder.


13. ve 14. yüzyılların önemli bir özelliği de bu dönemde Tasavvuf inanışının hızla yayılarak şiirimizin başlıca konu ve teması haline gelmesidir.

HOCA DEHHANÄ° :

13. yüzyılda yaşamıştır. Horasan Türklerindendir.


İran edebiyatı etkisiyle din dışı şiirler yazdı.

Divan edebiyatının ilk şairi olarak kabul edilir.

Şiirlerinin en önemli teması aşktır. Farsça bir Selçuklu Şehnamesi yazdığı da söylenir; ancak bu eser bugün elimizde değildir.

AHMED FAKÃŽH :

Çarhnâme : 100 beyitlik bir kasidedir. Eser tasavvuf konusunda öğretici bilgiler içerir. Dünyanın faniliğinden bahseden, günahtan kaçınmayı öğütleyen Çarhnâme, halk için yazılmış dini-ahlâki bir eserdir.

HACI BEKTAÅž-I VELÄ° (1209-1270) :

13.yy’da yaÅŸamıştır,Türkistan’ın NiÅŸabur ÅŸehrinde doÄŸmuÅŸtur.A.Yesevi’nin isteÄŸiyle Anadolu’ya gelmiÅŸtir. Bilinen en önemli eseri “Makâlât“tır. BektaÅŸilik tarikatının kurucusu-dur.

Makâlât :
Sohbetler sözler anlamına gelir. Hz Adem’in yaratılışı, Åžeytan ve Åžeytani iÅŸler, Allah’ın birliÄŸi gibi konuları ele almıştır. Arapça yazılan bu eserin aslı elde bulunmadığı gibi Hacı BektaÅŸ’ın kaleminden çıktığı da tarihi açıdan henüz kesin deÄŸildir.


Vilâyetnâme : Eserde Hacı BektaÅŸ-ı Veli’nin yaÅŸamı ile ilgili menkıbeler anlatılmaktadır.

MEVLÂNA CELALEDDİN-İ RÛMÎ

Eserlerini Farsça yazdığı için Türk Edebiyat’ının herhangi bir bölümüne dahil edemediÄŸimiz, Mevlana (Celalettin-i Rumi) Anadolu’da yetiÅŸen mutasavvıf ÅŸair ve düşünürlerin en büyük iki isimlerinden biridir. (DiÄŸeri Yunus Emre) Mevlevi tarikatının rehberidir. (Kurucusu deÄŸildir; çünkü tarikat, oÄŸlu Sultan Veled tarafından kurulmuÅŸtur.)

Mevlana’nın beÅŸ eseri vardır:

1)Mesnevi : Dini tasavvufi ve ahlâki yanı ağır basan didaktik bir eserdir. (6 cilt, 25618 beyit) Mesnevi’de iÅŸlenen konuların çoÄŸu öğüt vermek amacı güder. Konuların iÅŸleniÅŸinde hikâye ve fabllarla konuyu açıklama, örnekleme, verilmek istenen düşünceyi pekiÅŸtirme yolu izlenir ve her hikâye bir öğütle bitirilir. Farsça yazılmıştır.

2)Divan-ı Kebir : Eserde tasavvufi aşk işlenir.

3)Fîhî Ma Fîh : Mevlâna’nın sohbetleri sırasında, baÅŸta tasavvuf olmak üzere din, ahlâk, felsefe ile ilgili görüşlerini anlattığı; dünya, insan ve ÅŸiir anlayışını söz konusu ettiÄŸi konuÅŸmalarından meydana gelir.

4)Mecâlis-i Seb’a : Mevlâna’nın yedi vaazının bir araya getirilmesiyle meydana getirilmiÅŸtir.

5) Mektûbat : Dönemin Selçuklu devleti ileri gelenlerine, dönemin devlet adamlarına, dostlarına yazdığı 145 mektubun bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur.

SULTAN VELED (1226-1312)

Mevlana’nın oÄŸludur. Dini-tasavvufi konulara ağırlık vermekle birlikte biçim olarak Divan tarzı ÅŸiirleri Anadolu’da ilk yazan odur. Yalnız, ÅŸiirlerinin çoÄŸu Farsçadır. Türkçe birkaç gazeli ve mesnevi biçimli birkaç parçası vardır. Farsça eserlerinden bazılarının sonuna Türkçe bölümler eklenmiÅŸtir. Selçuk Åžehnamesi adlı bir eseri olduÄŸu bilinir, ancak bu eser ele geçmemiÅŸtir. Eserleri :

Ä°btidanâme : Mevlâna’nın ve onunla iliÅŸkileri olan kiÅŸilerin yaÅŸamlarına ait bilgiler içerir.

Rebâbnâme : Mesnevidir.

İntihânâme : Mesnevidir.

Maarif : Mevlâna’nın sözlerinin açıklanması yanı sıra kendi özelliklerini ve dönemine ait olayları anlatır.

ÅžEYYAD HAMZA

Yûsuf u Züleyhâ : Mesnevidir. 1529 beyittir. Eser, Kur’an-ı Keîm’deki Yûsuf kıssasına dayanmaktadır.

YÛNUS EMRE (1240?-1320?)

Tekke Edebiyatı’nın en büyük isimidir. Dünya çapında ün yapmıştır. Nerede ne zaman yaÅŸadığına dair kesin bir bilgi yoktur. EskiÅŸehir-Sivrihisar, Karaman dolaylarında yaÅŸadığı kabul edilir. EskiÅŸehir-Sarıköy’de Yunus’a ait olduÄŸu kesine yakın bilinen bir mezar vardır. “Halka halk diliyle seslenerek, halkın ÅŸairi olmayı bil-miÅŸtir.” Ä°lahileri yüzyıllardır. Hem halkın bel-leÄŸinde hem de ele çoÄŸaltılan divanlarında yaÅŸamış, günümüzde düzenli basımları yapıl-mıştır. Tasavvuf terimlerinin dışındaki kulla-nımları sade halk diliyledir. Genellikle hece ölçüsünü, bazen de aruzu kullanmıştır. Beyit birimiyle yazılmış ÅŸiirleri, dize ortalarına yerleÅŸtirilen iç kafiyeler dolayısıyla dörtlükler haline getirilmeye de uygundur. Duygulu ve coÅŸkun bir dille ilahi aÅŸkı ve tasavvuf inançlarını iÅŸlemiÅŸtir. Ä°slam inançlarından kaynaklanan bir hümanizm (insanseverlik) düşüncesine sahiptir. Åžiirleri “Yunus Emre Divan” adıyla bir araya getirilip yayımlanmıştır.

Risaletü’n-Nushiyye (Öğütler Kitabı) adlı öğretici eseri, mesnevi biçiminde, aruzla yazılmıştır.

HALİLOĞLU YAHYA BURGAZİ (13. Yüzyıl)

Fütüvvetnâme : Mevlâna’nın mesnevisinden yararlanılmıştır.

GÜLŞEHRİ (14. Yüzyıl )

Mantıku’t- Tayr : GülÅŸennâme olarak da bili-nen eser Ä°ranlı ÅŸair F. Attar’ın aynı adlı eserinin çevirisidir. “KuÅŸ Dili” demektir. Tasavvufi ve alegorik bir serdir.

ÂŞIK PAŞA (1272-1333)

Horasan’dan gelme, beyliÄŸi bırakıp tasavvufa, bilime ve sanata yönelmiÅŸ bir ailenin mensu-budur. KırÅŸehir’de yaÅŸamıştır. Arapça ve Fars-çayı çok iyi bildiÄŸi gibi bazı dillere de vakıf ol-duÄŸu anlaşılan Aşık PaÅŸa, bilinçli olarak Türk-çeyi savunmuÅŸ ve eserlerini sade sayılabilecek bir dille yazmıştır. Hece ölçüsü ve dörtlük biri-miyle yazdıkları gibi, aruzla ve beyitler halinde yazdıkları da sade ve içten bir Türkçeyle kale-me alınmıştır. Åžiirlerinde tasavvuf düşüncesini iÅŸlemiÅŸ; ahlaki, toplumsal nitelikli öğretici eserler vermiÅŸtir. En önemli eseri Garipname’dir.

Garipnâme : 10613 beyitlik mesnevisidir. Bundan başka dört mesnevi daha yazmıştır. (Şiirlerinin çoğunu aruzla yazdığı için Aşık Paşa, Divan şairi de sayılabilir.)

AHMEDİ (14. Yüzyıl)

Ä°ran ÅŸiirinin biçim, söyleyiÅŸ ve içerik özelliklerini Türkçe ÅŸiirlerinde uygulamaya çalışmıştır. “Divan” sahibi ilk Anadolulu ÅŸairdir. Divanından baÅŸka Ä°skendername (Büyük Ä°skender’in maceralarıyla ilgili) ve CemÅŸid ü HürÅŸid adlı mesnevileri vardır. Daha çok dindışı konuları iÅŸlemiÅŸtir.

KADI BURHANEDDİN (14. Yüzyıl)

Sivas’ta beylik kurmuÅŸ ve bir savaÅŸta esir düşerek can vermiÅŸ bir kahraman olmasına raÄŸmen asıl ününü ÅŸiir ve edebiyat alanında yapmıştır. TuyuÄŸları ve gazelleri ile tanınmıştır. Büyük bir divanı vardır.

NESÎMİ : (14. Yüzyıl )

Azeri aÄŸzıyla gazeller, tuyuÄŸlar yazmıştır. Aslında tasavvuf ÅŸairi de sayılabilir. Ancak içerik olarak tekke ÅŸiiri özellikleri taşıyan eserleri biçim ve söyleyiÅŸ yönünden Divan Edebiyatı özelliklerine sahiptir. Divan ÅŸiirinin, halka en iyi hitap eden sade örnekleri verilmiÅŸtir. Heyecanlı ve duygulu bir söyleyiÅŸi vardır. Halep’te derisi yüzülerek öldürülmüştür.

KUL MESUT : ( 14. Yüzyıl )

Kelile ve Dimne Tercümesi : Sade nesrin bir örneÄŸidir. Asıl sahibi Beydeba’dır.

(Visited 3 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 02.07.2008 tarihinde Sema tarafından, Türk Edebiyatı ve Edebi KiÅŸilikler bölümünde paylaşılmıştır ve 8127 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

13. ve 14. Yüzyıl Türk Edebiyatı Genel Özellikleri.. orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleÄ°ngilizce Kursu Tavsiyesi Sonraki MakaleTarihte Bugün: 26 AÄŸustos | (1921) - BaÅŸkomutan Mustafa Kemal PaÅŸa'nın Sakarya Meydan Muharebesi'ndeki Emri: Hattı Müdafaa Yoktur, Sathı Mü..

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz